Arama

Stratejik Dönüşüm

Otomobil markaları, teknoloji ve estetikle birlikte anlamı da ön planda tutma yarışında. Eskiden güç, hız, performans gibi kavramlarla bütünleşen markalar artık sürdürülebilirlik, doğayla uyum gibi değerlerle anılmak istiyor. Otomobillere ruh ve neşe katmanın yolu ise “Art Car” projelerinden geçiyor.

04 Ekim 2024, 11:50 ÖÖ GÜNCELLENDİ
Stratejik Dönüşüm

Otomotiv sektörü ile sanat dünyası arasındaki ilişkinin kavramsal ve sıkıcı olduğunu düşünüyorsanız otomobilleri tuvale dönüştüren “Art Car” akımının rengarenk, yaratıcılığın sınırlarını zorlayan örnekleri fikrinizi değişebilir. Art Car, öncelikle yeni bir akım değil; 100 yıllık mazisi var. Müjdecisi 1925 yılında, Citroën B12’nin üzerine bir eserini resmeden Fransız sanatçı Sonia Delaunay. 1975 yılında ise yarış arabası pilotu da olan Amerikalı heykeltıraş Alexander Calder’ın bir BMW 3.0 CSL’yi boyamasıyla BMW’nin Art Car projesinin ilk örneği ortaya çıkıyor. Bu çalışma Art Car için tam bir dönüm noktası, açıkçası BMW için de. Çünkü Andy Warhol, Jeff Koons, David Hockney, Jenny Holzer gibi sanatçıların fırça darbeleriyle sanat eserlerine dönüşen BMW’ler, bugün pek çok markanın da ilham kaynağı. Art Car projeleriyle, başlangıçta otomobil üreticileri ve sanatçılar arasındaki kurumsal bir iş birliği olarak başlayan ilişki, günümüzde ağırlıklı olarak otomobil sektöründen ziyade sanat odaklı bir temele oturmuş durumda. Art Car cephesinde neler olup bittiğini anlamak için hem sanatçıların ürettikleri projelere hem de markaların akıma yönelik girişimlerine göz atmakta yarar var.

Art Car’da sanatçılar, markaların ikonik modellerini sanat eserlerine dönüştürmekle kalmıyor, otomobil tasarımlarından esinlenerek kendileri de sanat eserleri yaratıyorlar. Daniel Arsham’un 2015’te Porsche iş birliğiyle gerçekleştirdiği “Crystal Eroded Porsche” projesi buna çarpıcı bir örnek. Sanatçı, bir Porsche 911’i kendi “kurgusal arkeoloji” konseptine uygun bir şekilde 32 cm uzunluğunda yeniden tasarladı. Kaportası aşınmış ve kristalleşmiş görünümü, aracın bin yıl sonra bürüneceği halin temsili aslında. İlgi çekici başka bir proje ise kavramsal sanat alanında çalışan Michael Murphy’nin “Disrupt” adlı eseri. Lexus bayilerinden toplanan 2 bin adet teşekkür mektubunun kullanıldığı bu çalışmada, mektuplar origami tekniğiyle işlenerek doğru açıdan bakıldığında bir Lexus 2018 LS Sedan’ın bütünlüklü görüntüsünü veriyordu. Art Car projelerinde tasarım, yalnızca görsel boyutla sınırlı bir kavram değil. Markaların sanatçılarla yaptığı iş birliklerinde zamanla işin içine inovasyon da giriyor.

Bu noktada, Lexus’un “2040: Geleceğin Ruhu” adlı tasarım yarışması dikkate değer. Yarışmanın galibi olan Richard Newman imzalı “Alto”, hem uçan hava balonuna hem de bir teraryuma benziyor. Alto, içinde yolcuların oturabileceği ve yıldızları seyredebileceği bir düzenekle tasarlanmış, dikey kalkış ve iniş yapabilen bir VTOL. Bu uçan araba, içerisine yerleştirilen bitkilerden yeniden yakıt üretebilen, kendi kendine yetebilen bir araç olarak konumlandırılmış. Katmanlı yapısı sayesinde iki araç birbirine dış katmanlardan kenetlenebiliyor ve iç katmanlar açıldığında yolculuk yapılabilir hale geliyor. Aynı zamanda doğrudan evlerin içine geçebilen ya da binalara kenetlenebilen esnek bir kullanıma da sahip. Bu tasarım, geleceğin otomobilleriyle birlikte lüks kavramını yeniden tanımlarken, odak noktasını hız, lüks ve şatafattan ziyade uyum, iş birliği ve kendine yeterlik gibi kavramlara kaydırıyor.

Sanatçıların, mobilitenin geleceğini kendi sanatsal perspektiflerinden hayal ederek yepyeni fikirler sunduğu güncel bir sanat projesi ise Lucid’e ait. Lüks elektrikli otomobil üreticisi Lucid, ABD Academy of Art University School ile Nisan 2024’te üç ay sürecek bir projeye başladı. Sanatın gücünden yararlanma konusundaki kararlılıklarını vurgulayan Lucid yetkililerinin bu konuda duruşu net: “Yeniliğin sınırlarını zorlayan yaratıcı beyinlerin dönüştürücü gücüne tüm kalbimizle inanıyoruz.”

Öne çıkan güncel projelerden bir diğeri ise BMW i5 Flow ile Afrikalı sanatçı Esther Mahlangu’nun bir çalışması. Kullandığı renkleri, tavuk tüyü fırçalarını kendisi üreten Mahlangu, önemli olayları ve şenlikli günleri sembolize eden bir stil olan Ndebele resimleriyle dünya çapında tanınıyor. Bu projede sanatçı, insanları neşelendirmeyi ve üretim geleneğini dünyaya göstermeyi amaçlamış. BMW ise markasının klasına biraz ‘neşe’ katmak istemiş. Proje, retrospektif olarak 11 Ağustos 2024’e kadar Güney Afrika Iziko Müzesi’nde sergileniyor.

Art Car, sanatçılar için projelerde ve ilginç tasarım yarışmalarında kendilerini ifade edebilme yoluyken otomobil üreticileri için bu kavram daha farklı bir misyona sahip. Otomobil üreticileri için Art Car, marka imajlarında yarattıkları değişimi göstermek için işlevsel bir yol. Artık sadece dünyayı tüketen içten yanmalı motorlu araçların üreticisi olarak bilinmek istemeyen firmalar; elektrikli, hidrojenli veya hibrit motorlu araç tasarımlarına kaynak ayırmakla kalmıyor, aynı zamanda sanata da yatırım yapıyor. Bazı projelerde otomobil markaları hem sadece kendi araçlarını sanat eserlerine dönüştürüyor hem de beklenti olmaksızın sanatçılara destek veriyor. Rolls Royce’un 2014’te başlattığı Muse Sanat Programı’nın bir parçası olan Dream Commission, bu yönüyle son dönemde gündemde. Bu platform, hareketli görüntü alanında kariyerinin başında olan sanatçıları destekliyor. Otomobil firmalarıyla sanatçılar arasındaki işbirliğinin farklı noktalara nasıl taşınabileceğini gösteren en iyi örneklerden biri; 2022’de AfroAmerikalı enstalasyon sanatçısı Sondra Perry’nin “Lineage for a Phantom Zone” başlıklı eseri. Pery’nin büyükannesinin büyüme çağını neden hiç hayal edemediğini sorguladığı eseri, çağımızın önde gelen sanatçılarından oluşan bir jüri tarafından seçilerek desteklendi.

BMW de “Art Residency” programıyla görsel sanatlar alanında yetenekli sanatçıları desteklemeyi sürdürüyor. Programın 2020’deki seçimi, Almudena Romero’nun “Family Album” başlıklı eseri oldu. Bu eser, doğru şekilde yerleştirilen yosunların sulanarak büyümesiyle yeniden oluşturulan bir aile fotoğrafını temsil ediyor.

Hyundai ise Seul, Moskova ve Pekin’de açtığı “Motorstudio”larda belli sanatçıları desteklemek yerine halka açık sanatçı katılımlı projeler gerçekleştiriyor. Teknoloji parkı olarak planlanan Motorstudio’lar, firmanın araçlarının veya yeni teknolojilerinin sergilendiği merkezler değil, geleceğe dair fikirlerin oluşturulduğu ve insanlara tanıtıldığı alanlar olarak tasarlanmış. Son dönemde imza atılan projelere bakılırsa sanatın evreninin giderek genişlediği, teknolojinin somutla soyutu harmanladığı çağımızda otomobil markalarının sanatçılarla işbirliği yaptığı Art Car projeleri hız kesmeyecek gibi.


"Life" Kategorisinden Daha Fazla İçerik