;
Arama

Yenilenebilirdeki artış, depolamada büyümeyi hızlandırıyor

Depolama tesisi kuran yatırımcılara yenilenebilir enerji santrali kurma hakkı tanıyan mevzuat değişikliğiyle birlikte Eylül 2024 itibarıyla 658 başvuruyla ön lisanslı depolama kapasitesi başvuruları 34 GW seviyesine ulaştı. Kurulu ilk depolamalı kapasitelerin 2025 yılının son çeyreğinde tamamlanması bekleniyor. Bu sayede Türkiye’nin depolama kapasitesinin yenilenebilir enerji santrallerine bütünleşik olarak artacağı öngörülüyor.

01 Kasım 2024, 08:00 Güncelleme: 06 Ocak 2025, 17:20

Dünya genelinde yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelik artan ilgi, Türkiye’nin 2053 net sıfır emisyon hedeflerine ulaşma yolundaki çabalarını hızlandırıyor. Son 10 yıl içinde, yenilenebilir enerji kaynaklarına olan ilgi artmış durumda. 2023’te elektrik üretim kapasitesine eklenen 2 bin 845 megavatlık yeni gücün neredeyse tamamı, yani yüzde 99,5’i yenilenebilir kaynaklardan geldi. Türkiye’nin 12’nci Ulusal Kalkınma Planı’na göre 2028 itibarıyla yenilenebilir enerjinin elektrik üretimindeki payının yüzde 50’ye ulaşması hedefleniyor.

Kurulu güçte lider hidrolik enerji

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın verilerine göre 2024 Ağustos itibarıyla Türkiye’nin toplam kurulu gücü 113 bin 932 MW’a ulaştı. Bu gücün kaynaklara göre dağılımına bakıldığında ise yüzde 28,3’ünün hidrolik enerji, yüzde 21,7’sinin doğal gaz, yüzde 19,2’sinin kömür, yüzde 10,8’inin rüzgar, yüzde 16,2’sinin güneş, yüzde 1,5’inin jeotermal ve yüzde 2,4’ünün diğer kaynaklardan oluştuğu görülüyor. Türkiye’deki elektrik enerjisi üretim santrali sayısı ise 31 bin 241’e yükseldi. Güneş santralleri 29 bin 163 adet ile bu rakamın büyük çoğunluğunu oluşturuyor. Bunun yanı sıra 764 hidroelektrik, 69 kömür, 365 rüzgar, 63 jeotermal, 342 doğal gaz santrali faaliyette. Türkiye, enerji geleceğini yenilenebilir kaynaklarla şekillendirirken hızlı büyüme potansiyeliyle dikkat çekiyor.

Türkiye ortalamanın üzerinde

Ember’in, küresel elektrik talebinin yüzde 92’sini oluşturan 80 ülkenin elektrik üretim verilerini kapsayan Küresel Elektrik Görünümü Raporu’na göre, küresel elektrik üretiminde yenilenebilir enerji kaynaklarının payı 2023’te ilk kez yüzde 30’u aştı. Türkiye elektriğinin yüzde 42’sini bu kaynaklardan üreterek küresel ortalamanın üzerine çıktı.

GES ve RES’te 10 yılda üçe katlama hedefi

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın 2035 Ulusal Enerji Planı’na göre, güneş enerjisi santral yatırımlarının 53 GW (gigavat) seviyesine ulaşması hedefleniyor. Şu anki 16 GW’a yaklaşan kurulu güneş enerjisi santralinin, 10 yıl içinde yaklaşık üç katına çıkması planlanıyor. Rüzgar santrallerinde ise hedef 12 GW’dan 30 GW’a yükselmek. Düzenlemelerin diyalog içinde geliştirildiği, izin ve ruhsat süreçlerinin, ekosistemin ve tüketici talebinin ekonomik ve dengeli ilerletilmesinin, ilaveten yatırım teşviklerinin öneminin arttığı bir döneme girildi. Bu dönemde projelerin, finansman kaynaklarına ulaşabilme kabiliyeti öne çıkacak. Finansal yapısı güçlü ve yetkin takımlara sahip yenilenebilir enerji şirketleri, tahsis edilen elektrik enerjisi kapasitelerini hızla ekonomiye kazandırmayı başarıyor.

    

BESS’te kapasitenin 10 kat büyümesi bekleniyor

Diğer taraftan 2026 ve sonrasında enerji depolama ile bütünleşik yenilenebilir enerji üretim tesislerinin devreye girmesiyle sektörde yeni bir dönemin başlaması bekleniyor. EY-Parthenon tarafından yayımlanan, Batarya Enerji Depolama Sistemleri (BESS) raporuna göre batarya enerji depolama sistemleri küresel yerleşik kapasitesinin 2030 yılına kadar 160 GWh’den bin 800 GWh’ye çıkması, yani 10 kat büyümesi bekleniyor. Güçlü gelir potansiyeli sunan ve mevcut gelirlerin yüzde 90’ından fazlasını oluşturan enerji arbitrajı, yardımcı hizmetler ve kapasite mekanizmaları üç iş modeli olarak ortaya çıkıyor.

Son maliyet artışlarına rağmen sistem maliyetinin 2030 yılına kadar kilit pazarlarda yüzde 15 - 20 oranında düşeceği öngörülüyor. Rapor, bağımsız batarya enerji depolama sistemleri pazarının çekiciliğinin, özellikle ABD, İngiltere, İtalya, Almanya, İspanya ve Avustralya gibi ülkelerde artacağını öngörmekte. Başta Avrupa olmak üzere birçok ülkede düzenleyici reformlar ile yatırım ortamı iyileşiyor, riskler azalıyor ve gelirler artıyor.

Türkiye’de de 2023’ün ve 2024’ün enerji sektöründeki en önemli gündemlerinden birisi depolamalı enerji santralleri oldu. Geçmiş dönemlerde yüksek miktarda enerjiyi depolayacak tesisler gerek teknolojik gerekse ekonomik olarak uygun değildi. Kesintisiz bir enerji sağlamak ve mevcut enerji ihtiyacını karşılamak için, elektrik santrallerini ve bütün şebekeleri birbirine bağlayan sistemler olan enterkonnekte şebekelerdeki yenilenebilir kaynaklı (rüzgar ve güneş) üretim tesislerinin oranlarının artması, elektriğin depolanma gerekliliğini ön plana çıkardı.

Yenilenebilir üretim tesislerinden üretilen enerjinin son kullanıcıya ulaştırılabilmesi için depolamak artık bir zorunluluk haline gelmiş durumda. Günümüzde gelişen teknolojik adımlar ve maliyet düşüşleri elektrik enerjisini depolayabilmeye olanak sağlıyor. Bu durum sektör temsilcileri açısından önemli bir darboğazın aşılması ve işletilebilir elektrik şebekeleri için devrimsel bir adım olarak görülüyor.

      

Elektriğin yüzde 16,1’i rüzgar ve güneşten

2023 yılında elektrik üretiminin, yüzde 36,3’ü kömürden, yüzde 21,4’ü doğal gazdan, yüzde 19,6’sı hidrolik enerjiden, yüzde 10,4’ü rüzgardan, yüzde 5,7’si güneşten, yüzde 3,4’ü jeotermal enerjiden ve yüzde 3,2’si diğer kaynaklardan elde edildi.

2023’te elektrik tüketiminde düşüş

Türkiye’nin elektrik tüketiminde 2023’te hafif bir düşüş yaşandı. Bir önceki yıla göre yüzde 0,2 azalarak 330,3 TWh seviyesine geriledi. Elektrik üretimi ise yüzde 0,6 düşüşle 326,3 TWh olarak gerçekleşti. Yine de Ulusal Enerji Planı’na göre elektrik tüketiminin 2025’te 380,2 TWh, 2030’da 455,3 TWh ve 2035’te 510,5 TWh’e çıkması bekleniyor.

5 bin 968 adet BESS başvurusu

Türkiye’nin yenilenebilir enerji kapasitesindeki artış, aynı zamanda enerji depolama potansiyelinin büyümesini de hızlandırıyor. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’na (EPDK) göre, Aralık 2023 itibarıyla tahmini 280 milyar dolar yatırım potansiyeline denk gelen toplam 260 GW kapasiteye sahip yenilenebilir enerji santrali için 5 bin 968 adet batarya enerji depolama sistemleri başvurusu alındı. 

Ayrıca depolama tesisi kuran yatırımcılara yenilenebilir enerji santrali kurma hakkı tanıyan mevzuat değişikliğiyle birlikte Eylül 2024 itibarıyla 658 başvuruyla ön lisanslı depolama kapasitesi başvuruları 34 GW seviyesine ulaştı. Ülkede kurulu ilk depolamalı kapasitelerin 2025 yılının son çeyreğinde tamamlanması bekleniyor. Bu sayede Türkiye’nin depolama kapasitesinin yenilenebilir enerji santrallerine bütünleşik olarak artacağı öngörülüyor. 

       

SHURA Net Sıfır (NZ2053) senaryosuna göre Türkiye’de yenilenebilir enerjinin elektrik üretimindeki payının 2053 yılına kadar yüzde 90 seviyesine ulaşması bekleniyor. Değişken üretime sahip rüzgar ve güneş enerjisinin toplam elektrik üretimi içindeki payının ise 2053 yılında yüzde 77 seviyesine çıkacağı değerlendiriliyor. Değişken üretimin elektrik sistemi içindeki payının artmasıyla şebeke esnekliği opsiyonlarının da sisteme dahil edilmesi gerekiyor. Bu analizlere göre Türkiye’nin 2053 yılına kadar 30 GW/120 GWh’lik batarya enerji depolama kapasitesine, 3,2 GW pompaj depolamalı hidroelektrik santrali kapasitesine ve 70 GW elektrolizör kapasitesine ihtiyacı olacak.

Yerel üretim kapasiteleri artıyor

Öte yandan Türk üreticiler ve girişimciler, başta Ankara, İstanbul, Antalya ve Kocaeli dahil olmak üzere birçok ilde 1 GWh’nin üzerindeki kapasitelerle batarya enerji depolama sistemleri yatırım planlarını açıklamıştı. Batarya hücresi montaj operasyonlarından işe başlayan sektör oyuncularının çoğunun, küresel şirketlerle gerçekleştirdikleri iş birlikleri sayesinde veya tek başlarına hücre üretimine genişleme planları bulunuyor.

Ayrıca, gelişmekte olan yerel batarya enerji depolama sistemleri üreticilerini korumak amacıyla Ocak 2024’ten beri Uzakdoğu ülkelerinden ithal edilen prizmatik LFP bataryalar için Türkiye’de yüzde 30 ek gümrük vergisi uygulanıyor. Talebin büyümesine bağlı olarak ilave kapasite artışları, farklı coğrafyalara ve ülkelere satışlar ile yurt dışı üretim yatırımlar da yerel oyuncuların gelecek büyüme planları arasında bulunuyor.


 


"Dergi" Kategorisinden Daha Fazla İçerik

Yazarlar

Çok Okunanlar