2025'te yatırımcıları neler bekliyor?

2024 yatırım dünyasında iki farklı tablo çizdi: Volatilitenin yüksek olduğu riskli varlıklar ve cazip getiriler sunan risksiz yatırımlar. Yılın ilk yarısında Merkez Bankası’nın faiz artırımları ve uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye’nin notunu yükseltmesiyle Borsa İstanbul küresel piyasalarda en çok getiri sağlayan endekslerden biri oldu. Ancak yılın ilerleyen dönemlerinde risksiz getirilerin cazibesi ve artan kredi maliyetleri yatırımcı davranışlarını büyük ölçüde etkiledi.

Yabancı yatırımcı hisselerini sattı

Faiz artışları, risksiz getirileri enflasyonun üzerine taşıyarak yabancı yatırımcıların borsadan çıkmasına neden oldu. Ocak-Kasım döneminde 3 milyar doların üzerinde hisse satışı gerçekleşti.

Yerli yatırımcı risk almadı

Yerli yatırımcılar, risksiz varlıklara yönelerek para piyasası fonlarının büyüklüğünü yüzde 173 artırdı. Bu fonlar yıl sonuna kadar 4,1 trilyon TL büyüklüğe ve 3,7 milyon yatırımcıya ulaştı.

Şirketler zarar açıkladı

Artan kredi maliyetleri ve küresel talepteki zayıflık, şirket bilançolarını olumsuz etkiledi. 223 şirket net zarar açıklarken, 272 şirket ciro daralması yaşadı.

Japonya Merkez Bankası’nın faiz artırımları, ABD'de gelen zayıf veriler ve jeopolitik gerginlikler BIST 100 endeksinin dolar bazlı sert düşüşler yaşamasına neden oldu. Küresel piyasaların toparlandığı yılın ikinci yarısında BIST 100 bu yükselişten faydalanamadı.

2024'ün sonunda, BIST 100 ancak yüzde 26’lık bir yükseliş kaydederken risksiz varlıklar öne çıktı: para piyasası fonları yüzde 59, gram altın ise yüzde 51 getiri sağladı. 2024, yüksek faiz ve zayıf taleplerin gölgesinde, risksiz getirilerin yıldızlaştığı bir dönem olarak yatırım tarihine geçti.

2025'te yatırımcıları neler bekliyor?

Prof. Dr. Emre Alkin, 2025 yılına ilişkin öngörüsünde 2025’in finansal piyasalar açısından oldukça dalgalı ve riskli bir yıl olacağının altını çizdi.

2024 yılında bireysel yatırımcıların genellikle mevduat ürünlerini tercih ettiğini belirten Alkin, bu tercihin uzun vadeli bir yatırım aracı olarak mantıklı olmadığını ifade etti. “Dolar karşısında değer kaybeden Türk Lirası, mevduat yatırımını uzun vadede cazip bir seçenek olmaktan çıkarıyor” diyen Alkin, yatırımcıların daha sürdürülebilir araçlara yönelmesi gerektiğini savundu.

"Borsada yabancı sermaye beklentisi azalıyor"

2025 yılında Türkiye borsasına yabancı yatırımcı ilgisinin düşük olacağını öngören Alkin, bunun nedenlerini enflasyon, ekonomi yönetiminin belirsiz para politikaları ve küresel yatırımcı algısındaki zayıflık olarak sıraladı. Bu durumun, borsada ağırlıklı olarak "Türk'ten Türk'e" sermaye transferine dayalı bir yapı oluşturacağını belirtti.

"Teknoloji ve savunma sanayi yükselişte"

Gelişen teknolojilerin yatırımcılar için yeni fırsatlar sunduğunu söyleyen Alkin, teknoloji alanında faaliyet gösteren şirketlerin inovasyon potansiyeline dikkat çekti. Ayrıca dünya genelindeki jeopolitik gerilimler ve artan savunma harcamaları nedeniyle savunma sanayi şirketlerinin yatırım açısından ön plana çıkacağını dile getirdi.

Borsa: Belirsiz bir seyir

Alkin, “Dünya kötüye giderken biz de kötüye gidiyoruz ancak dünya iyileştiğinde biz bu iyileşmeden faydalanamıyoruz” diyerek Türkiye’nin küresel ekonomik iyileşme süreçlerine ayak uyduramadığını vurguladı. Ayrıca, ekonomi yönetiminin hedeflere ulaşıp ulaşamayacağı, Suriye ile ilgili gelişmeler ve özellikle Donald Trump’ın Türkiye’ye karşı tutumunun borsanın seyrini belirleyecek önemli faktörler olduğunu ifade etti.

Murat Sağman: Faiz indirimi riskli varlıklar için destekleyici

Sagam Stratejik Danışmanlık Kurucusu ve Osmanlı Yatırım Yönetim Kurulu Danışmanı Murat Sağman 2025 yılına dair finansal piyasalara yönelik öngörüsünde Merkez Bankası'nın faiz indirimlerinin riskli varlıklar için destekleyici olacağını belirtirken özellikle borsa için karışık bir tablo çizdi.

Faiz oranlarının düşmesinin alternatif getiri arayışını sınırlayarak borsayı destekleyeceğini belirten Sagman, "Faiz indirimleri, yatırımcıları riskli varlıklara yönlendirebilir. Ancak yavaşlayan ekonomi, şirket kârlarında azalmaya yol açarak bu olumlu etkileri sınırlayabilir" dedi. Sağman, reel ekonomide toparlanma beklentisinin borsa performansına yansıyabileceğine dikkat çekti.

Yabancı yatırımcının bekle-gör tutumu

Borsa İstanbul’un yabancı yatırımcıların ilgisini çekmekte zorlandığını vurgulayan Sağman, bunun nedenlerini şöyle özetledi: Yabancı yatırımcılar, yeni finansal istikrar programının başarısını ve enflasyonda gerçek anlamda bir düşüşü görmek istiyor. Bu nedenle borsaya olan ilgileri sınırlı.

2025 yılı için genel beklentilerin BIST 100 endeksi seviyesinde 14.000-15.000 bandında şekillendiğini belirten Sağman, bu seviyenin yüzde 40-50 aralığında bir getiri anlamına geldiğini ancak faiz oranlarının yüzde 40 civarında seyrettiği bir ortamda bu getirinin oldukça sınırlı olduğunu ifade etti.

"Altın 2025'te de cazip bir yatırım aracı"

Sağman, borsa endeksinin genel olarak cazip görünmediğini ancak hisse bazında önemli fırsatlar sunabileceğini belirtti. Yatırımcıların faizli fonlar, tematik yurt dışı fonlar ve borsa endeksini yenebilecek hisselere odaklanmalarını tavsiye etti. Döviz taşıma ihtiyacı olanlar için ise altının 2025’te de cazip bir yatırım aracı olabileceğini söyledi.

"2024’ün devamı olacak"

Sağman, 2025’in, 2024’ün ekonomik dinamiklerini taşıyacağını ve faizin yine ön planda olduğu bir yıl olacağını öngördü. “Türk Lirası, reel anlamda daha az değer kaybedecek. Ancak yüksek faiz oranları ve enflasyon gibi makroekonomik baskılar yatırımcı davranışlarını şekillendirecek” dedi.