Şant Manukyan yanıtladı: Trump göç ve enerji konusunda ne mesaj vermek istiyor?
Donald Trump dün gerçekleştirdiği yemin töreni konuşmasında ve sonrasında imza attığı kararnamelerle yeni bir dönemi resmen başlatmış oldu.
Trump'ın Amerika Birleşik Devletleri'nin ekonomisi için ele aldığı söylemlerde fosil enerji üretimi, tarifeler ve yeni göçmenlerin ülkeye girişinin kısıtlanmasının yanı sıra ülkedeki çok sayıda göçmenin de sınırdışına çıkartılması gibi önemli başlıklar bulunuyor.
ABD Başkanı Donald Trump’ın yemin ederek göreve başlamasının ardından küresel ekonomi ve piyasalara yönelik ilk etkiler üzerine İş Yatırım Menkul Değerler Genel Müdür Yardımcısı Şant Manukyan ile bir röportaj gerçekleştirdik.
Forbes Türkiye'nin sorularını yanıtlayan Manukyan, Trump’ın ilk mesajlarının sürpriz olmadığını ancak küresel ekonomi için önemli mesajlar içerdiğini vurguladı.
Meksika ve Kanada'ya ek gümrük vergilerinin Çin’den farkı
Manukyan, Trump’ın 1 Şubat itibarıyla Meksika ve Kanada'ya tarifeler getireceğini açıklamasını değerlendirerek, bu adımın uyuşturucu ve göçmen kaçakçılığı gibi gerekçelerle temellendirildiğini belirtti. “Bu adımlar, Çin'e yönelik ekonomik hamlelerden farklı ve küresel piyasalar üzerinde aynı etkiyi yaratmayacak” diyen Manukyan, Çin'e uygulanacak tarifelerin kademeli mi yoksa bir anda mı hayata geçirileceğinin kritik olduğunu söyledi. Başkanlık yemin töreni öncesinde Wall Street Journal'da çıkan haberde ABD'nin Çin konusunda kademeli bir yaklaşım benimseyeceği ifade edilmişti.
Şant Manukyan, Çin'in 10 yıldır kendine kendine yetme stratejisini benimsediğini ve bunun da küresel ekonomik dengelere yansıdığını belirtti. Manukyan, "Dönüp baktığınızda Çin'in tek sorunu çok ihraç ediyor etmesi değil az ithal ediyor olması" diye konuştu.
Çin ekonomisi 2024 yılında yaklaşık 1 trilyon dolar cari fazla verdi.
Enerji politikaları ve petrol piyasaları
Cumhuriyetçi parti temsilcileri tarafından ilk olarak 2008 yılında, "Drill baby drill" ifadesiyle slogana dönüşen daha fazla petrol ve kaya gazı arama ve çıkarma çalışmalarını Donald Trump, seçime yarışında sıkça savundu. Petrol fiyatları 2007'nin ikinci yarısında 100 doların üzerine çıkmış 2008 içerisinde kısa süreliğine 200 dolara dayanmıştı. Bir sonraki sene fiyatlar gerilese de petrolün varil fiyatı 2010-2014 yıllarında çoğunlukla 110 doların üstünde seyretmişti.
Trump’ın enerji politikalarına da değinen Manukyan, ABD’nin enerji üretimini artırma ve ihracatçı bir ülke olma hedeflerinin piyasalar üzerindeki etkisinin uzun vadeli olacağını ifade etti. Suudi Arabistan gibi petrol üreticisi ülkelerin bu durum karşısında pazar paylarını koruma ve fiyat istikrarını sağlama konusunda zorlanacağını belirten Manukyan, petrol fiyatlarının uzun süre düşük tutulmasının yatırımcılar üzerinde caydırıcı etkiler yaratabileceğini söyledi. “Piyasada konuşulmayan asıl mesele, petrol fiyatlarının ne kadar süre düşük kalacağıdır” dedi.
Manukyan petrol fiyatlarının bir yıldan daha uzun sürelerde düşük kalmasının yatırımcıyı etkileyeceğini belirterek, OPEC özelinde hem fiyatların hem arzın uzun süre kontrol edilemeyeceğini ifade etti.
Trump'ın dün imzaladığı kararladan biri Alaska'da daha fazla enerji araması ve çıkartılmasına olanak sağlıyor. Donald Trump, yemin ettikten sonraki ilk konuşmasında sıvılaştırılmış doğalgaz ve petrol için "sıvı altın" benzetmesi yaptı ve bunu dünyaya ihraç edeceklerini belirtti.
Göçmen politikaları ve ekonomik etkiler
Manukyan, Trump’ın göçmen politikalarını ikiye ayırarak değerlendirdi. Dışarıdan gelen göçmenlerin kontrolle alınmasının yanı sıra mevcut yasadışı göçmenlerin ülkeden çıkarılmasının iş gücü piyasası üzerinde önemli etkiler yaratabileceğini belirtti. Yüz binlerce insanın bir anda sınır dışı edilmesinin ekonomik verilerde sıkışıklığa neden olabileceğini vurguladı.
Küresel ekonomi ve ABD’nin stratejisi
Trump’ın sınırları kapatma politikalarının ekonomik anlamda yanlış anlaşıldığını belirten Manukyan, “Amerika içe kapanmıyor, aksine müttefikleriyle daha yakın bir iş birliği stratejisi izliyor” dedi. Near-shoring ve friend-shoring kavramlarına dikkat çeken Manukyan, bu süreçte ABD'nin küresel pazar yapısını yeniden şekillendirdiğini ifade etti. ABD'nin daha kapalı bir kulüp tercih ettiğini ve bu kulübe girmenin de bir bedeli olduğu vurgulandı.
Biden yönetimi görevdeki son günlerinde çıkardığı çip yasasında Türkiye'yi ikinci kademe ülkeler arasına almıştı.
"Küresel Ekonomi" Kategorisinden Daha Fazla İçerik
-
-
Prof Dr. Burak Saltoğlu'na göre Türkiye ekonomisi Trump dönemin politikalarından nasıl etkilenecek?
Ahmet Bal
-
-
Donald Trump yemin ederek ABD'nin 47. Başkanı oldu: Trump'ın ilk konuşmasında verdiği mesajlar
forbes.com.tr
-
-
Yazarlar
Çok Okunanlar
-
forbes.com.tr
Dünyanın en zengin 10 kişisi (Kasım 2024)
-
forbes.com.tr
En zengin Türklerin sıralaması nasıl değişti?
-
forbes.com.tr
Dünyanın en zengin 10 insanı (Ocak 2025)
-
Nilgün Balcı Çavdar
Türk Milyarderler
-
forbes.com.tr
Milyonlarca Stanley Kupası piyasadan geri çekiliyor