Arama
Gürsel Erbap, Anadolu’nun en kaliteli ve verimli buğdayının peşine düştü ve ortalamanın üç katı verimlilikte tohum üretmeyi başardı. Sıra çiftçiyi buna ikna etmekte.

04 Ekim 2024, 04:41 ÖS GÜNCELLENDİ
Geleceğe Tohum

Ağrı Tutak doğumlu Gürsel Erbap’ın, babasının buğday ekip biçtiği bin dönümlük arazide geçen çocukluk yılları, hem buğdayın hem de ülkenin kaderini değiştirecek gibi görünüyor. Erbap’ın ortağı olduğu Doruk Un’un iştiraki Doruk Tohumculuk, Türkiye buğday ortalamasına göre üç kat daha verimli, 11,5 ila 12,5 arası olan protein değeri ortalamasının da yüzde 25 üzerinde buğday tohumlarını geliştirmeyi başardı. Marmara Bölgesi’nde üç, İç Anadolu ve Güney Doğu Anadolu bölgesinde beş olmak üzere toplam sekiz ayrı sahada buğday, arpa, yulaf, mısır, ayçiçek, acıbakla gibi 80’e yakın tohum geliştiren şirket, bu tohumlardan beşini 2024 Ekim döneminde sertifikalandıracak.

DEĞİRMENCİLİK EĞİTİMİ DE ALDI
Ziraat mühendisliğine ek olarak Almanya ve İsviçre’de değirmencilik mühendisliği eğitimi de alan Gürsel Erbap, çeşitli tarım şirketlerinde çalıştıktan sonra 2015 yılında ortaklarıyla Doruk Un’u kurdu. Doruk Un, buğdayın kalbi Tekirdağ’da 20 bin metrekareye yayılan fabrikasında yıllık 350 bin ton un üretimi gerçekleştiriyor. Şirket 2023’te bir önceki yıla göre TL bazında yüzde 100 büyüme ile 8,14 milyar TL, dolar bazında yüzde 35 büyüme ile 329 milyon dolar ciro elde etti. Sağlıklı un kategorisinde geliştirdiği PanPan Un için 8,5 milyon TL Ar-Ge yatırımı yaptı. Kapasitesinin yüzde 70’ini ihracat pazarlarında değerlendiren şirket 2024’ün ilk altı ayında ihracat pazarlarında yüzde 11, iç piyasada da yüzde 44 tonaj büyümesi gerçekleştirdi. Perakende pazarında bu yılın sonunda en az yüzde 20 büyümeye odaklandı. 

Ne var ki kârlılıkla büyüyen şirket Erbap için yeterli değil zira o, hem tarımın hem ülkenin geleceği için tohum üretmek gerektiğine inanıyor. Bu yüzden ilk tohum denemelerinden birini Ağrı’da kendi tarlalarında yaptı. Proje sloganını da ‘Geleceğe Tohum’ olarak belirledi. Geliştirdiği tohumların isimleri tescilden sonra netleşecek. Bu çalışmalarla Türkiye’nin en büyük ikinci un şirketi Doruk Un, kendi tohumunu geliştiren un üreticisi ünvanını da almış oluyor. Şirket, bugüne kadar tohum çalışmaları için 1 milyon dolar yatırım yaptı. Bundan sonraki beş yıl için 5 milyon dolar daha yatırım planı var.

1,8 MİLYON TON SERTİFİKALI TOHUM
Buğday hasadının en önemli bölgelerinden Trakya’da 150’den fazla buğday çeşidi ekiliyor. Ancak iklim değişikliğinin yanı sıra fazla çeşitten dolayı sağlıklı buğday üretimi yapılamıyor. Hastalıklara dayanıklı, sertifikalı, günün koşullarına adaptasyon kabiliyeti yüksek tohumlar kullanılmadığı için de verim kaybı yaşanıyor.

Verimi yüksek, yerli, sertifikalı tohumla üretim yaparak hem kendi kendine yetebilmek hem de ithal etmeden ihracat yapabilmek geleceğin anahtarı olabilir.

Türkiye’deki sertifikalı tohumda yabancı şirketlerin payı yüzde 40 civarında. Eğer her yıl yenilenirse 1 milyon 800 ton, üç yılda bir yenilenirse 600 bin ton sertifikalı buğday tohumuna ihtiyaç var. Erbap, “Şu an tüm Türkiye’de kullanılan sertifikalı tohum sanırım 35 bi0n tonu geçmez. Hedefimiz ilk etapta 25 bin tonluk kısmını karşılayıp sonra aşamalı olarak bunu artırmak... Verim, kalite ve adaptasyon kabiliyetinden dolayı talebin oluşacağını düşünüyoruz” diyor. 

1930’LARDAKİ DÜZEN BOZULDU  
Aslında 1930’lu yıllarda kurulan tarım işletmelerinde tohum üretiliyordu ve bu tohumlar halka dağıtılıyordu. Ancak bu sistem 1940’lı yıllardan sonra devam etmedi. Çiftçilerin kendi tohumunu kendi alması gerekti. Bugün buğdayda sertifikalı tohum üretim desteği 10 - 12 kuruş, tohum kullanım desteği ise dekar başına 65 TL. Şu an çiftçi ürün satışını kilogram başına 8 TL ila 9,50 TL arasında gerçekleştiriyor.

Çiftçinin sertifikalı tohumu alış fiyatı ise kilogram başına 18 TL ila 25 TL arasında değişiyor. Aradaki makas büyük. Tohum fiyatı çiftçilerin girdi maliyeti içinde önemli bir kalem ve bu nedenle sertifikalı tohum tercih edilmiyor. Kendi kendine döllenen yapısı nedeniyle bir kez buğday hasadı yaptıktan sonra o buğday çoğaltılarak ekilmeye devam ediliyor. Bu da verimliliği düşürüyor. Erbap, “Teşvikler gider oranında artsaydı o zaman sıkıntı olmazdı, çiftçi gidip sertifikalı tohum alırdı” diyor.

Şirket mısır, ayçiçeği, acıbakla tohumu için de Ar-Ge sürecini sürdürüyor. Erbap, “Büyük yatırım gerektiren çalışmalar… Yanan sobanın üzerine buz koymaya benziyor, eriyip gidiyor. Bu yüzden de tohumculuk Türkiye’den pek yatırımcı bulamıyor” diyor. Doruk Un’un ise önümüzdeki beş yıl için 50 milyon doları bulan yatırım planlarının yüzde 10’unu tohum Ar-Ge’si oluşturuyor.


"Sürdürülebilirlik" Kategorisinden Daha Fazla İçerik