;
Arama

SKD Türkiye Başkanı Ediz Günsel: Yeşil devrim hâlâ elimizde

İş Dünyası ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği (SKD Türkiye) Başkanı Ediz Günsel’e göre Türkiye sanayi devrimini kaçırdı ancak yeşil devrim hâlâ elimizde. Türkiye, doğru strateji ile yeşil dönüşümün sadece parçası değil, lideri olabilir. Tabii 500 milyar dolarlık finansmanı sağlayabilirse…

03 Aralık 2024, 12:42 ÖS GÜNCELLENDİ
SKD Türkiye Başkanı Ediz Günsel: Yeşil devrim hâlâ elimizde

Türkiye’nin, Paris Anlaşması hedeflerine ulaşmak için 2030’a kadar sera gazı salımını yüzde 45 azaltması, 2050 yılına kadar da net sıfır emisyona ulaşması gerekiyor. Peki, Türkiye bu hedeflere ulaşma konusunda hangi noktada? Şirketlerin çevresel, sosyal ve ekonomik alanlarda dönüşümlerine katkı sağlayan ve çıktılar elde etmelerini sağlayan İş Dünyası ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği (SKD Türkiye) Başkanı Ediz Günsel’e göre bu hedeflere ulaşmak mümkün, doğru adımlar hızlı bir şekilde atılabilirse. Bir de tabii 500 milyar dolarlık bir finansmana ihtiyaç var. 

Dünya ekonomisinin yeni kuralları iş dünyasını dönüştürüyor. Geçmişte çevreyle ilgili duyarlılıklarını bir pazarlama malzemesi olarak sunan şirketler, şimdi daha derin bir dönüşümün içinde olmak zorunda olduklarının farkına vardılar. Tüketici taleplerinin de etkisi olmasının yanı sıra iş dünyasında da samimi bir çevre bilinci gelişiyor. Bu dönüşüme hazır olduklarını söylemek zor olsa da Türkiye’deki şirketlerin son on yılda sürdürülebilirlik konusunda önemli mesafe kat ettiği yadsınamaz bir gerçek. Ancak, Günsel’e göre gerçek bir dönüşüm yalnızca yeşil ve dijital süreçleri değil, insanı ve toplumu da içine alan “üçüz dönüşüm” ile mümkün.

Türkiye’nin yeşil dönüşüm hedeflerine ulaşması için kapsamlı ve etkili bir stratejinin yanı sıra Dünya Bankası’nın raporuna göre yaklaşık 500 milyar dolarlık bir finansmana ihtiyacı var. Enerji dönüşümünün yanında döngüsel ekonomi, sanayi, tarım ve ulaştırma gibi geniş bir yelpazeyi kapsayan projelere ihtiyaç var. Bu boyutta bir dönüşüm de büyük yatırımları ve güçlü bir iş birliğini zorunlu kılıyor. 

“Dönüşüm maliyetli bir süreç”

Günsel, bu dönüşümde iş dünyasının liderlik rolünün kritik olduğunu belirtiyor. Türk iş dünyasının uzun vadede rekabetçi ve dayanıklı bir yapı kazanmak için bu dönüşümü hızlandırması şart. “Yeşil dönüşüm maliyetli bir süreç, büyük ölçekli yatırımlar gerekiyor” diyen Günsel, bu noktada devreye giren yeşil fonlar, sürdürülebilir tahviller ve kamu teşviklerinin mali yükü bir nebze hafiflettiğini söylüyor. Türkiye’nin finansman kaynaklarını etkili bir şekilde mobilize etmesi ve teşvik mekanizmalarını devreye alması hayati önem taşıyor. Örneğin, Ticaret Bakanlığı’nın Yeşil Mutabakata Uyum Projesi çerçevesinde başlattığı ‘Responsible Programı’ bu konuda atılan önemli bir adım. Bu program, şirketlerin yeşil dönüşüm uygulamalarına ve sürdürülebilirlik danışmanlık giderlerine 5 yıl boyunca yüzde 50 oranında ve toplamda 10 milyon TL’ye kadar destek sağlıyor. Fakat sadece fonların varlığı yeterli olmuyor. Günsel, “Bu kaynakların gerçekten işe yarar projelere aktarılması gerekiyor. Özellikle sanayi, enerji ve ticaret gibi sektörlerde daha uyumlu ve ölçülebilir projelerin artırılması gerekiyor. Bunun yanı sıra, teşviklerin etkinliği kadar uluslararası iş birlikleri de büyük önem taşıyor” diyor.  

“Yeşil Zeka” fırsatı

Yapay zeka, veri analitiği ve nesnelerin interneti gibi teknolojilerin sürdürülebilir kalkınma için gerçekten devrim niteliğinde fırsatlar sunduğunun da altını çizen Günsel, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Tam da bu yüzden, SKD Türkiye olarak COP29’da düzenlediğimiz ‘Yeşil Zeka: Yapay Zeka Küresel İklim Eylemini Nasıl Yönlendirebilir?’ başlıklı panelimizde, yapay zekanın enerji verimliliği, sürdürülebilir tarım uygulamaları ve afet yönetiminde nasıl bir fark yarattığını detaylıca ele aldık. Yapay zeka, enerji sektöründe yenilenebilir enerji kaynaklarının entegrasyonunu optimize ederek enerji üretim ve tüketim süreçlerini dönüştürüyor. Özellikle güneş ve rüzgar enerjisi gibi kaynakların değişken yapısına uyum sağlayarak şebeke yönetiminde kritik bir destek sunuyor. Akıllı şebeke teknolojileri sayesinde enerji kayıplarını minimuma indiriyor, bu da hem karbon ayak izinin azalmasına hem de enerji maliyetlerinin düşürülmesine katkı sağlıyor. Afet yönetimi ve direnç artırma süreçlerinde de coğrafi bilgi sistemleriyle (GIS) entegre edilen yapay zeka uygulamaları öne çıkıyor. Bu kombinasyon, doğal afetlerin risk haritalarını daha doğru bir şekilde oluşturuyor, kaynakların daha etkin bir şekilde tahsis edilmesini sağlıyor ve erken uyarı sistemleriyle hayat kurtarıyor. Eğer Türkiye bu yeşil teknolojik dönüşümü yakalayamazsa ekonominin kurallarının değiştiği bu dönemde önemli bir fırsatı da yakalayamamış olacak.”

Dönüşüm sürecinde Türkiye’nin gelişmiş dünya ile gelişmekte olan ülkeler arasında bir köprü rolü üstlenmesinin de çok önemli olduğunu söyleyen Günsel, Türkiye’nin COP31’e ev sahipliği yapma hedefinin, bu kararlılığın ve liderlik vizyonunun bir göstergesi olduğunu belirtiyor. “Bu dönüşüm yalnızca çevresel hedefleri değil, ekonomik kalkınmayı da destekleyecek. Önümüzde çok büyük bir fırsat var. Sanayi devrimini kaçırdık, ancak yeşil devrim hâlâ elimizde. Doğru stratejilerle, yenilikçi teknolojilerle ve güçlü iş birlikleriyle Türkiye’deki iş dünyası hem sürdürülebilir bir geleceğe hem de küresel rekabette güçlü bir konuma ulaşabilir. Bu fırsatlar değerlendirilirse, Türkiye yalnızca bu dönüşümün bir parçası değil, aynı zamanda lideri olabilir” diyor. 

İhracat maliyetleri artabilir

Yeşil dönüşümde finans sektörü açık ara önde. Bankalar, sürdürülebilir projelere sağladıkları finansman ve yeşil tahvil ihraçlarıyla dönüşümün öncüsü oldular. Uluslararası sermayeyi de çekerek diğer sektörlere destek sağladılar. Sigorta sektörü de son dönemde atılımda. İklim değişikliğine bağlı riskler sigortacılık sektörünü derinden etkileyecek. Reel sektörde öne çıkan güçlü oyuncular olsa da özellikle AB ile ticaret yapanlar daha hızlı yol alıyor. Günsel, “Demir-çelik, alüminyum, çimento gibi karbon kaçağı riski yüksek sektörlerin de hızlanması gerekiyor. Eğer Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) kriterlerine uyulmazsa ihracat maliyetleri yüzde 30 artabilir” diyor.


"Sürdürülebilirlik" Kategorisinden Daha Fazla İçerik

  • AB'de alarm: Bisiklet üretimindeki düşüş ne anlama geliyor?

    forbes.com.tr
    AB'de alarm: Bisiklet üretimindeki düşüş ne anlama geliyor?

  • Şirketler üretken yapay zekayı sürdürülebilir teknolojiler için kullanıyor

    forbes.com.tr
    Şirketler üretken yapay zekayı sürdürülebilir teknolojiler için kullanıyor

  • Trump 2.0’ın yeşil devrimi öldürmemesi için 10 neden

    forbes.com.tr
    Trump 2.0’ın yeşil devrimi öldürmemesi için 10 neden

  • Fosil yakıtlar nedeniyle küresel sıcaklık her yıl 1,5 derece artabilir

    forbes.com.tr
    Fosil yakıtlar nedeniyle küresel sıcaklık her yıl 1,5 derece artabilir

  • Yapay resifler bir yılda 33 farklı deniz canlısına yuva oldu

    forbes.com.tr
    Yapay resifler bir yılda 33 farklı deniz canlısına yuva oldu

  • Ülkeler taahhütlerine uymuyor: Yenilenebilir enerji hedefleri askıda kaldı

    forbes.com.tr
    Ülkeler taahhütlerine uymuyor: Yenilenebilir enerji hedefleri askıda kaldı

Yazarlar

Çok Okunanlar