Finans ve Yapay Zeka
Bu yazıda YZ’nin tarihçesini ve finans sektörü üzerindeki etkisini tartışacağız. Ayrıca ülkemizdeki şirketlerin bu gelişmelere nasıl hazırlanması gerektiğini de mercek altına alacağız.
YZ’nin Tarihçesi Yapay zekanın temelleri 1960’larda atıldı. İlk YZ programları da bu dönemde geliştirilmeye başlandı. Ancak gerçek anlamda bir YZ devrimi 21’inci yüzyılda, büyük veri, güçlü işlemciler ve makine öğrenmesi (Machine Learning) algoritmalarının gelişmesiyle yaşandı. İnternet’in hızla yaygınlaşması ile sosyal medya ve web sayfalarından elde edilen veriler muazzam hacimlere ulaştı. Ayrıca e-ticaret sitelerinden elde edilen müşteri ve satış verileri, kredi kartı kullanımı kaynaklı büyük hacimli veriler yeni hesaplama algoritmalarıyla analiz edilmeye başlandı. Tüm bu büyük verinin pratikte kulllanımına imkan tanıyan en büyük gelişme ise bazı araştırmacıların önemli akademik katkıları ile ortaya çıktı. Özellikle Geoffrey Hinton, Yoshua Bengio ve Yann LeCun’un “derin öğrenme” (deep learning) konusundaki çok önemli katkısı bugünün teknolojisini uygulanabilir kıldı.
2010 sonrası bu modellerin özellikle görüntü işlemede insana oranla çok başarılı olması modellere ve teknolojiye ilgiyi önemli oranda artırdı ve büyük verinin etkin bir şekilde analiz edilmesine imkan tanıdı. Özellikle Kanada’nın Toronto Üniversitesi Bilgisayar Bilimleri bölümünün öncülük ettiği bu gelişmelerin devamında endüstride çığır açıldı, finans sektörü gibi veri yoğun alanlarda etkili çözümler sunma kapasitesi arttı. Bu büyük hesaplamaların grafik işlemcileriyle (GPU) çok daha etkin ve hızlı işlem yapıldığının ispatlanması da YZ araştırmalarına ivme kazandırdı. Grafik işlemcilerinin en önemli üreticilerinden NVDIA’nın günümüzde trilyon doları aşan değerlere ulaşması YZ devriminin bir sonucu. Bu bağlamda, ekonomi ve finans alanları YZ’nin mühendislik ve tıp alanlarından sonra gelen önemli bir uygulama alanı olmaya aday.
