5 ayın zirvesine gelen petrolde 90 dolar tahminleri Türk ekonomisini nasıl etkiler?
Türkiye’nin ithalatında en büyük faturayı oluşturan kalemlerin başında enerji ve dolayısıyla petrol geliyor. Son günlerde petrolde yaşanan gerginlikler tartışma konusu oldu.
2025’ün son çeyreğinde petrolde 40 dolar senaryoları konuşulurken ABD Hazine Bakanlığı’nın Rus petrol sektörünü hedef alan yeni ve kapsamlı yaptırım paketi, küresel enerji piyasalarında ciddi hareketlilik yarattı. Yaptırım listesinde; Gazprom Neft ve Surgutneftegaz gibi büyük üreticilerin yanı sıra Rus petrolünü taşıyan 180’den fazla tanker ve bu faaliyetlerle ilgili birçok ticaret, sigorta ve nakliye şirketi yer alıyor. ABD’nin amacı, bu yeni tedbirlerle Rusya’nın Ukrayna’daki savaşını finanse etmekte kullandığı petrol gelirlerini kısıtlamak. Kremlin ise yaptırımları “yasa dışı” olarak nitelendiriyor ve küresel pazarlardaki istikrarın bozulabileceği uyarısında bulunuyor.
Bu yaptırımların ardından Brent ve WTI petrol fiyatları hızla yükselerek beş ayın en yüksek seviyelerine tırmandı. Brent 81,5 doları gördükten sonra biraz geriledi.
Salı günü saat 9.40 itibarıyla ise Brent petrolün varil fiyatı 80,5 dolar, Batı Teksas ham petrolün fiyatı ise 76,80 seviyesinde seyrediyor. Goldman Sachs, JPMorgan, Citi ve Morgan Stanley gibi önde gelen finans kuruluşlarının analizleri ise kısa vadede petrol fiyatlarının 80-90 dolar bandına hareket edebileceğine işaret ediyor.
Petrol piyasalarında yaşanan gelişmeleri emtia piyasaları uzmanı Zafer Ergezen’e sorduk. Forbes Türkiye’nin sorularını yanıtlayan Ergezen, Rusya’nın çok uzun süredir savaş yaptırımları altında olduğunu yeni listenin petrolden elde ettiği kazancı hedeflediğini vurguladı.
Zafer Ergezen, “Yeni yaptırımlar konuşulmaya başlandığından beri petrol fiyatlarında toparlanma görüyoruz. Bunun nedeni uluslararası piyasalardaki petrol arzının, yeni yaptırımlar ile azalabileceği endişeleri diyebilirim. Bunun fiyatlamalara yansımasını izliyoruz” diye konuştu.
Petrolde dillendirilen 90 dolar senaryolarının Türk ekonomisini nasıl etkileyeceğine dair görüşlerini paylaşan Ergezen varil başına 83,8 dolar seviyesine dikkat çekti. Orta Vadeli Programı’da 2025 için ortalama petrol fiyatının bu seviyede olduğunu ifade eden Ergezen, petrolün bunun üzerinde kalıcı olması halinde OVP’deki gerçekleşmelerin bozulabileceğine dair endişelerin artabileceğini ifade etti.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre Türkiye 2024 yılının 11 ayında 27,5 milyon ton ham petrol ithal etti. İthalat miktarı 2022 için 33,5 milyon ton 2023 için 33,3 milyon ton seviyesinde oldu.
Emtia piyasaları uzmanı Ergezen, “Şimdilik petrol fiyatlarındaki artışın kabul edilebilir seviyede olduğunun altını çizmemiz lazım. Fakat enerji maliyetleri ve özellikle bütçe için öneminin enflasyondan daha fazla olduğunu söyleyebilirim. Çünkü artan enerji maliyetleri ithalat ve ihracat arasındaki dengeleri bozmakta. Bu da cari açık endişelerini artırmakta. Bu etkinin çok daha dikkatle takip edilmesi gerekir. Bu noktada artan enerji maliyetleri, yüzde 10 değişmesi durumunda kaba tabirle enflayon üzerindeki etkisinin yaklaşık yüzde 1 - 1,5 arasında olması beklenmektedir" diye konuştu.
Ergezen, “Petrol fiyatlarının bu seviyelerde kalıcı olması durumunda bu etkiden bahsedebiliriz. Cari açık üzerinde ise petrol fiyatındaki her 10 dolarlık hareket cari dengede yaklaşık 4,4 milyar dolarlık değişim meydana getiriyor. Bu açıdan baktığımızda petrol fiyatlarının 71 dolardan 80 dolar seviyesine çıkması, cari açık üzerinde yaklaşık 3,96 milyar dolar artış meydana getirmesini bekleyebiliriz. Asıl olumsuz etkisi ise aslında 85 dolar üzerinde kalıcı olan petrol fiyatı durumunda oluşacaktır" diye konuştu.
Ergezen’e göre bu fiyatların kalıcı olup olmadığını söylemek için henüz erken. Emtia piyasaları uzmanı Ergezen, "Fiyatların kalıcı olarak mı yükseldiği sorusuna cevabı ise bize zaman verecek. Çünkü yaptırımların etkisinin şimdiye kadar sınırlı kaldığını gördük. Özellikle Rusya'nın Çin ve Hindistan'a petrol satışı rekor seviyelere yükselmişti" değerlendirmesinde bulundu.
2024’ün eylül ayında Suudi Arabistan’ın OPEC+’daki arz fazlasını daha fazla tolere etmeyeceği sinyallerini vermesiyle petrolde 40 dolar senaryoları gündeme gelmişti. Büyük yatırım kuruluşlarını 2025 için petrol tahminlerini yumuşatmış ve 60 dolar beklentileri ağırlık kazanmıştı.
Zafer Ergezen yumuşak görünümün devam edeceğini ve kalıcı bir yükseliş gerçekleşmeyeceğini bekliyor. Ayrıca küresel talepteki zayıflığın yanı sıra ABD’de başkan seçilen Donald Trump’un dillendirdiğ ekonomik politikalar ve Fed’in faiz indirimi ihtimallerinin belirsizliğe sürüklenmesi toparlanma ihtimallerini zorlaştırıyor. Ergezen, “Böyle bir durumda petrol fiyatlarında kalıcı bir yükseliş görmemiz zor. Yaptırımlar kaynaklı yukarı hareketlerin ise zamanla kar satışı ile karşılaşmasını beklerim. 2023 yılından beri devam eden bir yatay kanal içerisindeyiz. Aşağıda 70-75 yukarıda ise 90-95 bandı var. Bu bant arasında dalgalanan bir brent petrol piyasası izliyoruz. Talebin zayıf olduğu piyasada 70-75 ve 80-85 arasında bir hareket, talebin güçlü olduğu durumda 80-85 ve 90-95 arasında dalgalanan bir petrol fiyatı izleriz” açıklamasını yaptı.
OPEC’in arzı artırması durumunda yaptırımların etkisini daha da kaybedeği ve 70 doların altında petrol fiyatlamasına dair beklentilerin güçlenebileceğini belirtti.
Küresel beklentiler
Goldman Sachs, özellikle hedef alınan gemilerin Rusya’nın toplam ham petrol ihracatının yaklaşık yüzde 25’ini taşıdığını belirterek arzda kayda değer bir düşüş yaşanabileceğini vurguluyor.
Fiyatlardaki yükselişte iki temel faktör öne çıkıyor: Bir yandan yaptırımların Rus petrol arzını günlük yüz binlerce varil azaltabileceği beklentisi söz konusu, diğer yandan da Çin ve Hindistan gibi Rusya’dan yüksek hacimde petrol alan ülkelerin alternatif tedarik arayışına girmesi fiyatları yukarı itiyor. Orta Doğu, Afrika ve Kuzey-Güney Amerika menşeli ham petrole talebin artmasıyla hem navlun ücretleri yükseliyor hem de spot piyasadaki rekabet kızışıyor.
Bu gelişmeler, 2025 yılına dair “bol arz ve nispeten düşük fiyat” beklentilerini de gölgeledi. Piyasalarda genel kanı, yaptırımların gerçek etkisinin birkaç ay içinde daha net hissedileceği yönünde. Mart ortasına kadar geçerli olan “rüzgârı kesme” (wind-down) dönemi, ithalatçı ülkelerin ve aracıların yeni düzenlemelere uyum sağlaması için bir fırsat sunuyor. Yine de uzmanlar, Trump yönetiminin İran’a dair atabileceği adımlar (yeni yaptırımlar vb.) ve OPEC+’nın üretim politikasının kritik rol oynayacağını belirtiyor. Sonuç itibarıyla 2025 yılında “yapısal olarak düşük” fiyat beklentisinin yerini, belirsizlikler ve ani fiyat dalgalanmalarıyla öne çıkabilecek bir piyasa görünümüne bırakması olası.
"Ekonomi" Kategorisinden Daha Fazla İçerik
Yazarlar
Çok Okunanlar
-
forbes.com.tr
Dünyanın en zengin 10 kişisi (Kasım 2024)
-
forbes.com.tr
En zengin Türklerin sıralaması nasıl değişti?
-
forbes.com.tr
Dünyanın en zengin 10 insanı (Ocak 2025)
-
Nilgün Balcı Çavdar
Türk Milyarderler
-
forbes.com.tr
Milyonlarca Stanley Kupası piyasadan geri çekiliyor