Z kuşağı: Tarihin en çok reddedilen nesli mi?

Z kuşağı, eğitimden kariyere, romantik ilişkilerden sosyal hayata kadar her alanda benzeri görülmemiş bir reddedilme dalgasıyla karşı karşıya. Özellikle dijital dünyanın sunduğu sınırsız seçenekler, bu neslin sürekli olarak "hayır" cevabı almasına neden oluyor.

Business Insider'ın haberine göre New York'ta heykel bölümünden mezun olan Em, pandeminin başlangıcında iş bulma umutlarının tükendiğini söylüyor. 2020 yılında Pratt Enstitüsü'nden mezun olduktan sonra, heykel alanında iş bulmanın neredeyse imkansız olduğunu fark eden Em, "Bu durum, kariyer maceramın geri kalanı için tonu belirledi" diyor.

Em, yoğun bir kodlama eğitimi alarak teknoloji sektörüne yöneldi ancak 2022'deki kitlesel işten çıkarmalarla tekrar hayal kırıklığına uğradı. Şimdi California'da bir akrabasının evinde yaşıyor ve ayda 700 dolarla geçiniyor. "Şu anda yaşamaya değer bir hayat yaşadığımı hissetmiyorum" diye ekliyor.

Em'in hikayesi, Z kuşağının yaşadığı derin hayal kırıklığı ve umutsuzluğun sadece bir örneği. COVID-19, iklim krizi, siyasi kargaşa ve yapay zekanın iş dünyasını alt üst etme potansiyeli gibi tarihsel koşullar, bu nesli en kaygılı, en stresli ve en yalnız nesil haline getirdi. Ancak, Z kuşağını diğer nesillerden ayıran bir başka özellik daha var: Tarihin en çok reddedilen nesli olmaları.

Flörtten iş hayatına: Reddedilme kültürü

Flört uygulamaları, bu durumun en çarpıcı örneklerinden biri. Bir Z kuşağı üyesi, bir haftada, bir boomer'ın tüm hayatı boyunca reddettiğinden daha fazla kişi tarafından reddedilebiliyor. Ancak bu süreç, gençleri daha da içe kapanık hale getiriyor. Barnard Koleji'nden yeni mezun olan Catherine, "Birisiyle tanışmak ve sonra kopmak çok kolay. Arkadaşlarım, aylarca mesajlaştıkları kişilerle hiç yüz yüze görüşmüyor" diyor.

Üniversite kabulleri: Kapılar yüzlerine kapanıyor

Üniversite başvuruları da Z kuşağı için bir başka hayal kırıklığı kaynağı. 1960'larda öğrencilerin yarısından fazlası sadece bir üniversiteye başvururken, bugün ortalama bir öğrenci 6-7 farklı okula başvuruyor. New York Üniversitesi öğrencisi Dylan, 20 üniversiteye başvurduğunu ve sadece 3-4 kabul aldığını söylüyor. "Kabul edilmenin niteliklerimizle değil, şansla ilgili olduğunu hissettim" diyor.

İş arama süreci: "Başvurular boşluğa gidiyor"

İş piyasası ise Z kuşağı için tam bir çıkmaz. LinkedIn ve benzeri platformlar üzerinden günde onlarca başvuru yapan gençler, çoğu zaman bir yanıt bile alamıyor. 24 yaşındaki Christopher, finans alanında 400, perakende sektöründe 200 işe başvurduktan sonra istediği işi bulamadığını söylüyor.

Barnard'dan mezun olan Catherine ise 300 iş başvurusu yaptığını ve sadece 20 mülakata çağrıldığını belirtiyor. "Altı tur mülakat ve bir deneme testinden sonra bile ret e-postası bile alamadım. Sanki başvurular boşluğa gidiyor diye ekliyor.

Reddedilme psikolojisi: "Sayılar oyunu"

Psikolog Barry Schwartz, Z kuşağının "maksimizör" eğiliminin, yani en iyi seçeneği arama tutkusunun, hayal kırıklıklarını artırdığını söylüyor. Ancak, sürekli reddedilme, bu neslin bir tür "umursamazlık" geliştirmesine de neden oluyor. Schwartz, "Reddedilmeyi önemsememek, bir tür kendini koruma mekanizması" diyor.

Terapist Jeff Guenther ise Z kuşağının, teknolojinin yarattığı bu reddedilme kültürüne karşı savunmasız olduğunu belirtiyor. "Sizi reddeden gerçek insanlar değil, algoritmalar. Belki de öfkenizi Apple, Google ve Facebook'a yöneltmelisiniz" diyor.

Umut ışığı: Yeni yollar aramak

Ancak, bazı Z kuşağı üyeleri için reddedilme, yeni fırsatların kapısını aralıyor. Bazıları tutku projelerine yönelirken, bazıları yurtdışına taşınıyor veya kendi işlerini kuruyor. Em, Oregon'daki bir parfüm dükkanında iş bulduktan sonra, "Her gün birinin gününü güzelleştirme şansım var. Bu, dünya üzerinde küçük de olsa bir etki yaratmak demek" diyor.

Z kuşağı, reddedilme ve belirsizlikle dolu bir dünyada büyüdü. Ancak, bu neslin geleceği hala yazılıyor. Reddedilme, onları daha dirençli mi yoksa daha kayıtsız mı hale getirecek? Bu sorunun cevabı, sadece Z kuşağının değil, tüm toplumun geleceğini şekillendirecek.