;
Arama

Türkiye'nin Enerjisi

Başarılı atılımlarla güneş paneli üretiminde Avrupa’da birinci, dünyada ise dördüncü sıraya yerleşen Türkiye, enerji depolama teknolojisinde de birçok dev yatırımı faaliyete geçirmeye devam ediyor. Türkiye’nin, tamamlanacak yatırımlarla birlikte önümüzdeki beş yıl içinde enerji depolama sanayisinde güneş paneli üretimindeki gibi dünyada söz sahibi olacağı öngörülüyor.

02 Ekim 2024, 04:32 ÖS EKLENDİ
Türkiye'nin Enerjisi

Türkiye, yenilenebilir enerji kaynakları açısından oldukça zengin bir ülke. Coğrafi konumu gereği, özellikle güneş ve rüzgar enerjisi potansiyeli yüksek. Bu yılın ilk dört ayı sonunda yenilenebilir enerjinin, elektrik üretimindeki payı yüzde 53 seviyesinde gerçekleşti. Türkiye’nin enerji sektöründe sürdürülebilir ve çevreye duyarlı politikaları benimsemesi, kamu yönetiminin dönüşüme hız katan teşvikleri ve enerji üretiminde yerli ekipman kullanımında sunulan katkı payı, enerjide yeşil dönüşümü hızlandırdı.

 KURULU GÜCÜ DESTEKLEYEN UYGULAMALAR

Türkiye’de toplam yenilenebilir enerji kurulu güç tahminleri, güneş enerjisinin en yüksek paya sahip kaynak olacağı yönünde. Türkiye’de yenilenebilir enerjinin kurulu gücünü artırmaya yönelik uygulamalarda ağırlıklı olarak güneş enerjisi kullanıyor. Toplam kurulu güç içerisinde yenilenebilir enerjinin 2035 yılında yüzde 65 paya sahip olacağı tahmin ediliyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın Ulusal Enerji Planı’na göre, 2035 yılında güneş enerjisi, yüzde 43 pay ile yenilenebilir enerji kurulu gücü içinde en büyük paya sahip teknoloji olacak.

YEKA İHALELERİYLE YEŞİL DÖNÜŞÜM

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın düzenlediği Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları (YEKA) ihaleleri ilk olarak 2017 yılında gerçekleşti, 2021 - 2023 döneminde daha çok yatırımcıyı kapsayacak şekilde düzenlendi. YEKA ihaleleri kapsamında GES için üç ihale ve üç GW kurulu güç tahsisi gerçekleşti. Orta Vadeli Program (OVP) ve 12’nci Kalkınma Planı kapsamında YEKA ihalelerinde yerlilik oranı gözetilerek ihalelerin Türkiye’nin yeşil dönüşümündeki ana aktörlerden biri olması planlandığı vurgulanıyor. HİBRİTİN YARDIMCI KAYNAĞI Uluslararası enerji düşünce kuruluşu Ember’in, Türkiye’deki hibrit güneş enerjisi santrali kurulu gücü, proje stoku ve tahsis edilen şebeke kapasitesini incelediği analizine göre, ülkenin enerji hedeferini gerçekleştirmede güneş enerjisi önemli rol oynayacak. Şubat 2024 itibarıyla lisansı yürürlükte 247 hibrit santral bulunuyor, bu santrallerin 246’sının da yardımcı kaynağı güneş enerjisi.

LİSANSSIZ SANTRALLERİN YÜZDE 93’Ü GÜNEŞTEN

Türkiye’de güneş enerjisi sektörü, lisanssız mevzuat sayesinde önemli bir büyüme kaydetti. Türkiye’nin toplam kurulu gücünün yaklaşık yüzde 10’unu oluşturan lisanssız santraller 10,7 GW kurulu güce sahip ve yaklaşık yüzde 93’ü güneş enerjisi. 2019 - 2022 dönemindeki yönetmelik değişiklikleri ile lisanssız santrallerden elektrik üretiminin kişi ve kurumlarda öztüketim bazına indirgenmesi hedefendi. Bu doğrultuda, elektrik maliyetlerinden tasarruf yapmak, fosil yakıt kaynağı olan emtialarda yaşanan fiyat dalgalanmalarından korunmak isteyen, karbon emisyonlarını azaltmayı hedefeyen ve gelişmiş ülke pazarlarında rekabetçi olmayı amaçlayan şirketler GES ağırlıklı lisanssız santral yatırımına öncelik veriyor. Bu, tüketime dayalı bir üretim ve dağıtım enerjisi politikasının başarılı olduğunu gösterse de yenilenebilir enerji yatırımlarının daha da hızlanması için enerji depolama teknolojilerinin geliştirilmesi ve ekonomik koşulların iyileştirilmesi gerekiyor.

ŞEBEKE İSTİKRARI SAĞLANACAK

2020 yılı sonunda 10GWh’a ulaşan enerji depolama sistemlerinin dünyadaki kurulu kapasitesinin 2030’da 194GWh’ye çıkması bekleniyor. Enerji ve madencilik sektörlerinde analiz ve danışmanlık hizmeti sunan küresel araştırma grubu Wood Mackenzie’nin raporuna göre her yıl yüzde 35 büyüyeceği tahmin edilen global enerji depolama pazar büyüklüğünün 2030’da 225 milyar dolara çıkması bekleniyor. Türkiye’de depolamalı tesislere EPDK tarafından Nisan 2023’te ilk ön lisans verildi. Toplam 575 ön lisanstan 355’i ön lisanslı depolamalı GES olurken, bunların kapasitesi 13,6 GW’ı buldu. Yenilenebilir enerji kurulu gücü arttıkça kesintili elektrik üretimi de artıyor, bu da sistemde esneklik sağlayan batarya depolamalı kapasite ihtiyacını da artırıyor. Esneklik gereksinimlerinin karşılanabilmesi kapsamında 2035 yılında batarya kapasitesinin 7,5 GW, elektrolizör kapasitesinin ise 5 GW seviyelerinde olacağı öngörülüyor. Enerji Depolama Endüstrileri Derneği Başkanı Can Tokcan’a göre enerji depolamanın geleceği yenilenebilir enerji kapasitesinin artırılması ve enerji güvenliğinin sağlanması üzerine şekillenecek.

Enerji depolama sistemlerinin yaygınlaşması, şebeke istikrarını sağlayacak ve enerji arz-talep dengesini optimize edecek. Aynı zamanda, elektrikli araçların yaygınlaşmasıyla birlikte batarya teknolojilerinde de büyük ilerlemeler kaydedilmesi hedefeniyor. Türkiye’de sadece şebeke ölçeği enerji depolama sistemleri için halihazırda 30 GWh’in üzerinde ön lisans alındı ve bunun önümüzdeki yıllarda yatırıma dönmesi planlanıyor. Bu yatırımlar elektrik piyasalarında faaliyet göstererek sistemin esnekliğini artıracak ve ülkenin enerji arz bağımsızlığı konusunda önemli bir adım atılmasını sağlayacak. Türkiye’nin hedefinde ise enerji depolama teknolojisinde ilk beş ülke arasına girmek var. Bu hedef kapsamında birçok enerji ve teknoloji şirketi batarya üretim tesislerine odaklanmaya başladı ve Türkiye’deki tesis yatırımı süreçlerini hızlandırdı. Güncel olarak Pomega ve Aspilsan gibi önemli batarya yatırımları faaliyete geçti. Bu girişimlere ek olarak YEO Teknoloji - Reap Battery ve TOGG - Siro gibi birçok oyuncu da batarya üretim tesisi yatırımlarıyla sektöre dev adımlar atıyor.

DÜZENLEMEYLE YÜZER GES ÖRNEKLERİ ARTACAK

Diğer taraftan insanlığın karbon ayak izini azaltma ve iklim değişikliğiyle mücadele çabaları doğrultusunda, güneş enerji teknolojileri sürekli olarak evriliyor. Yenilenebilir enerji teknolojilerindeki son trendler ise verimlilik odaklı olarak sürdürülebilirlik ve yenilikçilik çerçevesinde şekilleniyor. Güneş enerjisi santralleri için gündeme gelen geniş metrekare ihtiyacı da ileri teknoloji uygulamalarıyla artık ortadan kalkıyor. Bunlardan biri de Yüzer GES’ler… Türkiye’de 100 GW’lık yüzer GES potansiyeli bulunuyor. 2035 yılına kadar da bu hedefin 40 GW’lık kısmına ulaşılması bekleniyor. Dünya genelinde yüzer güneş enerjisi kapasiteleri artarken Türkiye'de Şubat 2024'te yapılan düzenlemelerle yüzer GES örneklerinin artması bekleniyor. Elazığ’da Devlet Su İşleri (DSİ) Dokuzuncu Bölge Müdürlüğü’nce Keban Baraj Gölü’ne kurulan Türkiye’nin ilk yüzer GES’i Kuzova, haziranda elektrik üretimine başladı. Bunun yanı sıra Aydem Yenilenebilir Enerji de Adıgüzel HES için 24,1 MW, Göktaş HES için 5,6 MW, Dalaman HES için ise 1,4 MW yüzer GES yatırımı planladığını açıklamıştı. Karasal GES’lere göre yüzde 10 daha verimli çalışan yüzer GES’ler, atıl durumdaki rezervuar yüzey alanlarının değerlendirilmesini ve ekonomiye kazandırılmasını sağlıyor. Yüzer GES’ler içme suyu maksatlı barajlar haricinde tüm baraj rezervuarlarında kurulabiliyor.


"Sürdürülebilirlik" Kategorisinden Daha Fazla İçerik

Yazarlar

Çok Okunanlar