;
Arama

Türkiye’de yapay zeka düzenlemeleri: Gelişmeler ve iş dünyasına yansımaları

Yapay zeka (YZ), hızla gelişen ve iş dünyasında geniş çapta kullanılmaya başlayan teknolojilerden biri olarak dikkat çekiyor. Hem kamusal hem de özel sektörlerde yaygın kullanım alanı bulan yapay zeka, Türkiye’de de önemli bir gündem maddesi haline gelmiş durumda.

13 Kasım 2024, 12:59 ÖS GÜNCELLENDİ
Türkiye’de yapay zeka düzenlemeleri: Gelişmeler ve iş dünyasına yansımaları
Gün+Partners avukatları Begüm Yavuzdoğan Okumuş ve Yalçın Umut Talay Forbes Türkiye için yazdı

Günlük hayatta da özellikle çeviri, öneri/araştırma ve asistan uygulamalarıyla hayatımıza giren yapay zeka, bugün pek çok veriyi bir insana kıyasen çok kısa sürelerde analiz edebiliyor ve bu sayede iş dünyasında pek çok kolaylık sunuyor. Bu uygulamaların gelişmesi ve yaygınlaşması, iletişim, e-ticaret, sosyal güvenlik-sağlık hizmetleri, finans gibi kritik sektörler dahil pek çok sektörde iş dünyasına verimlilik gibi fırsatlar sunuyor. Bu uygulamalar, iş dünyasında istihdam ve insan kaynağı ihtiyacını da bazı alanlarda azaltabiliyor.

Henüz Avrupa Birliği’nde yapılan düzenlemelerin aksine Türkiye’de yapay zeka özelinde bir düzenleme bulunmuyor. Peki, Türkiye yapay zeka düzenlemelerinde hangi aşamada, konu Türkiye’de nasıl ele alınıyor ve yasal gelişmeler iş dünyasına nasıl yansıyacak?

Düzenleme ihtiyacı

Yapay zeka, günlük hayatı dönüştüren etkileri kadar, hukuki ve etik boyutlarıyla da önemli bir tartışma konusu. Teknolojinin etik kullanımı, yapay zeka uygulamalarındaki verilerin gizliliği, yapay zeka algoritmalarının şeffaflığı, insan haklarına etkisi ve insan haklarını ilgilendirebilecek sonuçları düşünüldüğünde bu alanda bir düzenleme yapılmasının zorunlu olduğu sonucuna ulaşılıyor. Türkiye’de de yapay zeka uygulamalarının yaygınlaşmasıyla birlikte, bu alanda hukuki ve düzenleyici çerçevelerin oluşturulması gündeme geldi.

Özellikle Avrupa Birliği’nin (AB) yapay zekaya yönelik düzenlemeleri, Türkiye için önemli bir örnek teşkil ediyor. AB’nin yapay zeka düzenlemeleri, risk temelli bir yaklaşım benimseyerek, farklı seviyelerde risk barındıran yapay zeka uygulamalarına yönelik spesifik düzenlemeler getiriyor. Türkiye’nin de bu modele yakın bir çerçeve geliştireceği öngörülüyor. Yine de henüz Avrupa Birliği’nde de yapılan düzenlemelerin internet çağında hızla yayılma imkânı bulunan tüm uygulamalara nasıl müdahale edebileceği ve bu düzenlemelerin kapsamında konusunda da belirsizlik varken Türkiye’de nasıl bir hukuki zemin oluşturulabileceği ve bu uygulamaların nasıl denetlenebileceği hala tartışılıyor.

Türkiye’nin düzenleme girişimleri

Mevcut durumda, yapay zeka düzenlemelerinde özellikle veri güvenliği, kişisel verilerin korunması ve etik kuralların belirlenmesi gibi konular ön plana çıkıyor. Türkiye’de halihazırda kişisel verilerin korunmasına yönelik bir yasal çerçeve bulunuyor. Kişisel verilerle ilgili mevcut kuralların, özellikle kişisel verilerin analizine dayalı sonuçlar üreten yapay zeka uygulamaları üzerinde bir ağırlığı olacak. Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca, veri sahiplerinin yapay zeka teknolojilerinin kullanımı kapsamında aleyhlerine bir sonuç doğması durumunda buna itiraz etme hakkı da var.  Örneğin insan kaynaklarında kullanılabilecek bir yapay zeka teknolojisinin işe alım değerlendirmelerinde varacağı sonuç kişileri olumsuz etkileyebilir ve kişiler yapay zeka uygulamalarının verebileceği kararlara itiraz edebilir. Yapay zeka uygulamalarının yapabileceği diğer profillemeler de pek çok tartışmayı beraberinde getirecek. Ancak, bu uygulamalara ilişkin elbette çok daha detaylı düzenlemelere ihtiyaç duyuluyor.

Türkiye, yapay zeka teknolojisinin geliştirilmesi ve uygulanması konusunda aktif adımlar atıyor. 2021-2025 yılları için hazırlanan "Ulusal Yapay Zeka Stratejisi" kapsamında Türkiye, bu teknolojinin geliştirilmesi ve kullanılması için 2024-2025 eylem planı da oluşturarak bir yol haritası çizdi. Eylem planında, (i) yapay zeka uzmanlarını yetiştirmek ve alanda istihdamı artırmak, (ii) araştırma, girişimcilik ve yenilikçiliği desteklemek, (iii) kaliteli veriye ve teknik altyapıya erişim imkânlarını genişletmek, (iv) sosyoekonomik uyumu hızlandıracak düzenlemeleri yapmak, (v) uluslararası iş birliklerini güçlendirmek ve (vi) yapısal ve işgücü dönüşümünü hızlandırmak olmak üzere 6 stratejik önceliğe yer verildi ve bu stratejik öncelikler çerçevesinde toplam 71 eylem planı oluşturuldu. Bu eylemler arasında, bu uygulamaların hukuken değerlendirilmesine ilişkin rapor oluşturulması ve bu uygulamaların yasalara uyumunun denetlenmesine ilişkin eylemler olmakla birlikte yapay zekaya özgü kanun düzeyinde bir düzenleme yapılması henüz öngörülmedi.

Öte yandan, eylem planından bağımsız olarak yapay zekanın hukuken düzenlenmesine yönelik bazı çalışmalar da yapılıyor ve bir milletvekili tarafından bu konuya özgü ilk kanun teklifi hazırlanarak 2024’te sunuldu Bu kanun teklifinin henüz yeterli bir çerçeve sunmadığı düşünülse de bu ilk teklif açısından da Türkiye’nin, yapay zeka düzenlemeleri konusunda da AB’ye paralel bir yaklaşım sergileyeceğini değerlendirebiliriz. Halen meclis komisyonlarınca incelenen ve üzerinde ciddi bir çalışma yapılmasını gerekeceğini öngördüğümüz bu kanun teklifinin yakın zamanda onaylanmasını beklemiyoruz. Yine de AB gelişmelerine paralel olarak Türkiye’de de somut adımların bir noktada hız kazanabileceğini belirtebiliriz.

Türkiye’nin bu amaçla attığı en önemli adım, konuya ilişkin bir meclis araştırma komisyonu kurulmasıdır. İlgili komisyonun, belirlenen 3 aylık çalışma süresinde yapay zekanın kazanımlarına yönelik atılacak adımlara, bu alanda hukuki altyapının oluşturulmasına ve yapay zeka kullanımının barındırdığı risklerin önlenmesine ilişkin önemli tespitlerde bulunması bekleniyor.

İş dünyasına yansımalar ve sonuç

Yapay zeka düzenlemeleri, Türkiye’deki iş dünyasını da doğrudan etkiliyor. Yapay zeka teknolojilerinin benimsenmesinin, birçok sektörde iş yapış biçimlerini dönüştüreceği, yeni iş fırsatları sunacağı ve mevcut kaynaklara önemli etkileri olacağı muhakkak.  Özellikle teknoloji ve AR-GE alanında faaliyet gösteren şirketler ya da diğer iş süreçlerini yapay zeka uygulamaları ile kolaylaştırmak isteyen, bu teknolojileri kullanan ve satın alan şirketler bu uygulamaların hukuki ve etik boyutlarını gözeterek hareket etmeli.  

Yapay zekaya yatırım yaparken iş dünyasının yakın zamanda AB’ye paralel olarak Türkiye’de de düzenlenebilecek bu uygulamalar hakkında AB’deki gelişmeleri takip etmesi ve kişisel veriler ile ilgili sorumluluklarını unutmaması son derece önemli.


"Hukuk" Kategorisinden Daha Fazla İçerik