Trump Putin’e elini uzatırken Avrupa Ukrayna konusunda çatışıyor

Avrupa son yıllarda Covid-19 salgınına ve Rusya'nın Ukrayna'yı işgaline karşı bir araya geldi. Avrupa Birliği, İngiltere'nin AB'den ayrılması karşısında güçlü durdu. Ancak ABD Başkanı Donald Trump'ın Rusya ile doğrudan müzakere ederek Ukrayna'daki savaşı sona erdirme çabası nedeniyle son yılların en büyük kriziyle karşı karşıya kalan Avrupa, sonuçsuz toplantılar ve birbiriyle didişen hükümetlerden oluşan bir bulanıklık içinde.
Avrupa'nın adım atma konusundaki yetersizliği, salı günü Suudi Arabistan'da ABD'li ve Rus diplomatlar arasında Ukrayna konusunda müzakere planlarının taslağının çizildiği toplantıya katılmamasıyla ortaya çıktı. Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelensky, ülkesinin dahil edilmediği her türlü görüşmenin başarısızlığa mahkum olduğunu söyledi.
Daha sonra AB'nin dış politika şefi Kaja Kallas ile İngiltere, Almanya, Fransa ve İtalya'nın dışişleri bakanları ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ile görüşmeler hakkında konuştular. “Rusya bizi bölmeye çalışacak. Onların tuzaklarına düşmeyelim” diyen Kallas, ‘-Ukrayna'nın şartlarında adil ve kalıcı bir barış için ABD ile işbirliğini savundu.
Brüksel'deki AB yetkilileri Trump'ın Ukrayna elçisi Keith Kellogg ile bir araya geldi. Görüşme sonrasında üst düzey bir Avrupalı yetkili Kellogg'un ABD'nin Avrupalılardan güvenlik garantisi kapsamında ne istediğine dair çok az ayrıntı verdiğini aktardı. Açıklamalara göre Kellogg, Washington'ın bir barış planı kapsamında Ukrayna'ya gönderilmesi halinde Avrupalı askerlerin nasıl bir rol oynaması gerektiğini düşündüğünü söylemedi. Yetkili, Kellogg'un savaşın sonucuna ilişkin müzakerelerde Avrupa'nın görüş ve endişelerini aktarmada ne kadar ağırlığa sahip olacağının belirsizliğini koruduğunu da belirtti. Kellogg'un bu hafta Ukrayna'yı ziyaret etmesi bekleniyor.
Avrupa’nın birliği sınanıyor
Bir gün önce Almanya Başbakanı Olaf Scholz'un Paris'te Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un Trump'a verilecek yanıtı planlamak üzere alelacele düzenlediği bir toplantıdan ayrılışı AB hükümetlerinin sonuçsuz tartışmalarla uzun geceler geçirdiği on yıldan uzun bir süre önceki Euro krizinin en kötü günlerini hatırlattı. Fransa Cumhurbaşkanlığı ofisinden yapılan açıklamada, Macron'un pazartesi günkü toplantıya katılmayan diğer Avrupalı liderlerle video konferans düzenleyecekleri belirtildi. Macron'un çabalarına rağmen Avrupa'nın birliği şimdi iç siyaset tarafından sınanıyor. Scholz'un bu pazar yapılacak seçimlerdeki şahin rakibi Friedrich Merz bile Ukrayna'ya daha fazla destek vermekten kaçınıyor. Bir röportajında “Almanya savaşın bir tarafı olmayacaktır ve olmamalıdır” dedi.
Kıtanın sürüklenişinin bir başka işareti olarak, Ukrayna konusunda kamuoyu önünde en cesur duruşu sergileyen ve Paris toplantısına katılan lider AB'den değil. İngiltere Başbakanı Keir Starmer, seçenekleri tartışmak ve barış görüşmelerinde Avrupa'ya bir rol kazandırmaya çalışmak üzere gelecek hafta Trump'ı ziyaret edecek.
Avrupa'nın son yıllardaki birlikleri kendi yetkililerini bile şaşırttı. İngiltere 2016'da AB'den ayrılma yönünde oy kullandığında pek çok kişi bloğun parçalanacağından korktu ama blok bir araya geldi. Covid krizi, AB ülkelerinin sınırsız serbest ticaret bölgelerinde sınırları yeniden diriltmesiyle anlaşmazlıkla başladı. Ancak aylar içinde sadece bariyerler yıkılmakla kalmadı, AB bir kurtarma fonunu ortaklaşa finanse etmek için benzeri görülmemiş bir anlaşmaya vardı. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin üç yıl önce Ukrayna'ya yönelik geniş çaplı işgalini başlattığında AB, İngiltere ve diğer Avrupalı müttefikler Kiev'i desteklemek ve Moskova'yı cezalandırmak için ABD'ye katıldılar.
Hazır olmadıkları bir kriz
Bu başarılar Macron, Almanya'nın o dönemki Şansölyesi Angela Merkel ve Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen gibi Avrupalı liderlerin, Covid ve Rusya'nın saldırganlığı konusunda blok için politikalar oluşturmak üzere AB otoritesini esneten girişimleri ve tavizleri sayesinde elde edildi. Mevcut kriz temelde farklı ve Avrupa'nın tüm ilerlemesine rağmen üstesinden gelmeye hazır olmadığı bir kriz. Avrupa'nın en yakın müttefiki ABD ve Avrupa'nın hiçbir zaman birleşemediği bir alan olan dış politika etrafında dönüyor.
Rekabet düzenlemesi ve dış ticaret gibi AB ülkelerinin bir bütün olarak işlev gördüğü alanlarda, üyeler egemenliklerini Avrupa Komisyonu tarafından temsil edilen bloğa teslim etmişlerdir. Vergilendirme ve dış politika gibi diğer alanlarda ise 27 üye, kendi gündemlerini takip eden egemen devletler olarak kalmaya devam ediyorlar. Bugünkü çalkantı Avrupalılar için daha da travmatik çünkü 75 yıldır kutsallığını koruyan tek trans-Atlantik kurum olan Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü'nün içinde gerçekleşiyor. Sadece NATO, Washington'u neredeyse tüm Avrupa başkentlerine bağlıyor. ABD'nin NATO'daki liderliği hiçbir zaman sorgulanmadı.
ABD’nin NATO’daki gücü elini kolunu bağladı
ABD'nin NATO'daki liderliği, dış tehditler konusunda ortak bir zemin bulma konusunda Avrupa'nın elini kolunu bağladı. Aynı zamanda güvenlik ve askeri harcamalar konusunda nesiller boyu cimrilik yapmalarına da izin verdi. Son on yılda Avrupa'nın askeri harcamaları arttı. Bununla birlikte, Trump'ın baskısı altında Avrupalılar hem politika hem de harcamalar konusundaki eksiklikleriyle yüzleşmek zorunda kalıyor ve anlaşmaya varmakta zorlanıyorlar.
Avrupalılar Trump'a yanıt olarak bir araya gelmek istediklerini söylüyorlar. Finlandiya Cumhurbaşkanı Alexander Stubb pazartesi günkü toplantı öncesinde yaptığı açıklamada “Bence Avrupa'nın birlikte hareket etmesi gerekiyor” dedi. Stubb herhangi bir barış görüşmesinin Ukrayna, Rusya, ABD ve Avrupa'yı kapsaması gerektiğini, Avrupa'nın da AB, İngiltere ve diğer müttefikleri içermesi gerektiğini söyledi. Stubb, 30'dan fazla ülkeyi temsil etmek üzere özel bir elçi atanmasını savunuyor.
Hollanda’nın eski başbakanı olan NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, Paris toplantısından önce Avrupalı liderlerle konuştuğunu ve onlara “Masada bir yer istiyorsanız, uygun önerilerle geldiğinizden emin olun” dediğini söyledi. Avrupa'nın Ukrayna konusunda atabileceği adımlar konusunda tartışılan birkaç öneriden biri ABD'li yetkililerin de talep ettiği gibi Rusya ile yapılacak bir barış anlaşmasını uygulamak üzere diğerlerinin yanı sıra Avrupa birliklerinin kullanılması fikri. Macron bir yıl önce Kiev'e yardım etmek üzere Avrupa birliklerinin Ukrayna'ya gönderilmesini önermişti. Scholz ve diğer liderler bu fikri reddetti. Şimdi bu fikir, en yüksek sesle Starmer tarafından destekleniyor. İngiltere ve Fransa NATO'da Avrupa'nın en büyük askeri güçlerine sahip ancak Starmer AB’den değil.
Macron Paris'teki toplantının, Washington'ın geçen hafta Avrupa başkentlerine gönderdiği sorulara Avrupa'nın ortak cevaplar vermesini sağlayacağını umuyordu. Sorular arasında şunlar vardı: Bir ateşkes durumunda sahaya asker sürmeye hazır olup olmadıkları ve sağlam güvenlik garantileri sağlamak için Ukrayna'ya başka hangi kabiliyetleri taahhüt etmeye hazır oldukları.
Toplantıdan erken ayrılan Scholz, Avrupa'nın henüz var olmayan bir barış planındaki rolüne odaklanmasının zamanı olmadığını söyledi. Almanya lideri Avrupa'nın Ukrayna'nın savaş çabalarını desteklemeye odaklanması gerektiğini vurguladı. Almanya NATO'nun Atlantik ötesi işbirliği modeline derinden bağlı kalırken, Fransa uzun zamandır Macron'un stratejik özerklik olarak adlandırdığı bir unsur olarak Avrupa'nın askeri gücünü desteklemeye çalışıyor.
"Dünya" Kategorisinden Daha Fazla İçerik
Yazarlar
Çok Okunanlar
-
forbes.com.tr
Dünyanın en zengin 10 insanı (Ocak 2025)
-
forbes.com.tr
Dünyanın en zengin 10 kişisi (Kasım 2024)
-
forbes.com.tr
En zengin Türklerin sıralaması nasıl değişti?
-
Erkan Kızılocak
Forbes Girişim 50 Listesi: Zirve finteklerin
-
Nilgün Balcı Çavdar
Türk Milyarderler