;
Arama

Hacker kalkanı

İsmet Koyun, üniversite eğitimi için gittiği Almanya’da, siber güvenlik alanında Orta Avrupa finans sektörünün yarısından fazlasına hizmet veren bir şirket yarattı. Alman Federal Meclisi, Airbus ve Societe Generale gibi dünyanın önde gelen şirketlerinin data güvenliğini sağlayan Kobil ile şimdi de ‘super app’ pazarının en büyük oyuncusu olma iddiasında. Koyun’un ısrarla ve özgüvenle söylediği gibi Kobil gerçekten “Google gibi büyük bir hikaye” olabilecek mi?

30 Eylül 2024, 00:00 Güncelleme: 17 Aralık 2024, 13:44
Hacker kalkanı

Başında kasketi, üzerinde iddiasız polo yaka tişörtüyle Ayvalık’taki beş masalı mütevazı bir restoranda yemek yerken rastladığınızda, kapıdaki gıcır gıcır Bentley’nin sahibi olduğunu tahmin etmeniz epey zor. Oysa doğal tavırlı ve açık sözlü adam Almanya’da kurulu şirketi Kobil GmbH ile aralarında Airbus, Deutsche Telekom, IBM gibi dünyanın en büyük şirketlerinin yanı sıra Alman Federal Meclisi gibi devlet kuruluşlarına da dijital güvenlik çözümleri sunan İsmet Koyun’dan başkası değil. 

Almanya, Avusturya ve İsviçre’nin en büyük finans ve sigorta kuruluşlarına hizmet veren şirket, bu sektörde kullanıcı sayısı açısından toplam pazarın yarısından fazlasını elinde tutuyor. İsmet Koyun, 2023 yılında Kobil GmbH’nin yanı sıra Türkiye’de iki gıda şirketini de çatısı altında toplayan Kobil Group’un cirosunu, 120 milyon euro olarak açıklıyor. Bunun 45 - 50 milyon euro’su Kobil GmbH’den geliyor. Şirketin Türkiye, Almanya, İsviçre, ABD ve İngiltere’de olmak üzere beş ülkedeki ofisinde 500 kişi çalışıyor. 
Forbes Türkiye’yle paylaştıkları finansallara göre yaptığımız hesaplamada, şirketlerinin toplam değeri, ‘super app’ platformları hariç 300 milyon euro civarında. Koyun’u etkileyici kılansa kendisinin konuşurken pek de değinmediği bu servet ve aksine altını çizerek hatta övünerek anlattığı siber güvenlik alanındaki etkisi değil. Onun “dayanıklılık” dediği, ortaya koyduğu vizyona olan inancı ve inadı. 

Bu vizyonun Kobil’i götüreceği yolun sonunda, adının Google ve Facebook gibi anılacağı iddiasında. “I’m the next Google - Bir sonraki Google’ım” diyor. “Ciromun falan hiç önemi yok. Burada sizinle bir şeyler konuşuyoruz, tarihe not düşüyor olmamız gerek. Üç - beş yıl sonra konuştuklarımıza dönüp bakınca dediklerimi yapmış olmam lazım. Yoksa hiç konuşmayalım.” Bu konuşmanın tarihe bir not mu yoksa hırslı bir iş insanının erken heyecanı mı olduğunu ancak zaman gösterecek… 
Koyun’un, üniversite eğitimi görmek için gittiği Almanya’da 1986 yılında kurduğu Kobil, iki basamaklı kimlik doğrulama alanında patentli yazılımlar geliştiren, siber güvenlik ve yazılım alanında dünyada 100 milyondan fazla kullanıcının güvenliğini sağlayan bir şirket. Cirolarının, bazı yıllar yüzde 30’unu ayırdıkları Ar-Ge’leri ile büyük gurur duyuyor. “Şimdiye kadar bizim güvenliğini sağladığımız hiçbir kuruluşun datası çalınmadı. Güvenlik açıklarını görmek için kendimiz de testler yaptırıyoruz. Bizi kırabilen çıkmadı” diyor. Bir gün bir röportajında, “fazla konuşup”, -Alman Federal Meclis’ine de hizmet verdikleri için- “Merkel’in de datalarını biz koruyoruz” deyiverince dünyanın her yerinden siber saldırıların hedefi olduklarını anlatıyor. Neyse ki bunu da atlatmayı başarmışlar. 

Detaylarını siber güvenlik ve yazılım uzmanlarının kendi bloglarında yazışıp tartışacağı teknik konular bir yana koyulursa Kobil GmbH, iki adımlı kimlik doğrulama (two-factor authentication - 2FA) ve siber güvenlik alanında öne çıkan bir mühendislik ve teknoloji şirketi. Bu alanda dünyanın önde gelen şirketlerinden biri olan, 510 milyon dolar ciroya sahip ABD merkezli Okta Security gibi rakiplerine göre müşterilerine uçtan uca, ihtiyaçlarına uygun çözümler sunmak, bazıları rakiplerinde olmayan hizmetler vermek (örneğin ‘güvenli chat’ Okta’da yok Kobil’de var) gibi avantajlar sunuyorlar. Ayrıca rakiplerinin ilgilenmediği daha az kullanıcıya sahip müşterilere de ulaşıyor, kullanıcı başına daha rekabetçi fiyatlarla hizmet verebiliyorlar. 

Avrupa pazarında güçlüler, Türkiye’de de hizmet veriyorlar ama siber güvenlik işinde Türkiye’den elde ettikleri ciro çok düşük. “Toplam ciromuz içinde yüzde 3 - 5 bir yer ancak tutuyordur. Hepsini toplasan Avrupa’da bir müşteriden gelen kadar etmez” diyor İsmet Koyun. Almanya’da Türk kimliğini her fırsatta vurgulayan, şirketinin başarılarının bu kimlikle anılmasını isteyen Koyun için Türkiye bir “pazardan” öte bir anlam taşıyor. “Her türlü yenilikçi teknolojiyi Türkiye’ye taşımak hedefim” diyor. Öte yandan gördüğü eksikler çok: “İddia ediyorum, Türk bankalarının Kobil dışında kullandığı teknolojiler gerekli güvenliğe sahip değil. Biz baktık. Bankaların yüzde 90’ının İnternet bankacılığında kullandıkları sistemler yeterince güvenli değil.” 

Bakış açısı farkını anlatmak için yıllar önce Çırağan Sarayı’nda, güvenlik üzerine bir etkinlikten örnek veriyor: “Müşterimiz olan İsviçre bankalarından birinin yöneticisi konuşmasında Kobil’i övdü, ne kadar yatırım yaptıklarını falan anlattı. Bizim Türk bankalarından biri de çıkıp gülerek ‘ya bu kadar çok mu para kaybediyorsunuz da bu kadar yatırım yapıyorsunuz’ dedi. ‘Biz hiç para kaybetmiyoruz. Söz konusu olan o değil. Ben güven kaybetmek istemiyorum’ diye yanıt verdi adam. Bankalar için bu alandaki itibarlarının çok kıymetli olması gerekiyor.” 

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) Mart 2023’te yayınladığı, ‘Elektronik Bankacılık Hizmetlerinde ve Elektronik Ortamda Sözleşme İlişkisinin Kurulmasında Kimlik Doğrulama ve İşlem Güvenliği için Sağlanması Gereken Kriterler’ genelgesi, kimlik doğrulama ve işlem güvenliğine ilişkin yeni düzenlemeler getirdi. Bu gelişmeden sonra Kobil’i arayanların sayısında da artış olmuş. Ancak Koyun, siber güvenlik alanında mevcut işlerinde frene basmış durumda. Her yeni müşteri için bazen bir yılı geçen projelere ayıracağı kaynağı bundan böyle yine güvenlik alanındaki deneyimi üzerinde yükselteceği yeni iş alanı ‘super app’e aktarmak istiyor. 

“Mevcut müşterilerimize hizmet vermeye devam edeceğiz. Ama artık kendi ‘super app’lerini kurup, çok daha fazlasını yapmalarına imkan sağlayabiliriz.” Koyun’un sözünü ettiği mevcut müşterilerinden biri de uzun zamandır hizmet verdiği İsviçre Merkezli Migros Bank. Şirketin, bilgi teknolojilerinden sorumlu yöneticisi ve yönetim kurulu üyesi Stephan Wick, “2025 yılı başında e-bankacılık güvenlik çözümümüzü Kobil yazılımının son sürümüne taşımış olacağız. O andan itibaren ekosistemimizde heyecan verici yeni kullanım örneklerini hayata geçirebileceğiz” diyor.

En bilinen ve en büyük örneği Çin’de nüfusun yüzde 90’ı tarafından kullanılan WeChat olan ‘super app’ler,  kullanıcılarına, tek bir uygulama üzerinden ve tek bir kimlikle bankacılık ve ödeme sistemlerinden yemek siparişine, otomobil kiralamadan chat’e veya sigorta satın almaya kadar birçok hizmete ulaşma imkanı tanıyor. Dünyanın ikinci büyük super app’i Jack Ma’nın Alipay’i.  2015’te kurulan Rappi ise Arjantin, Kolombiya, Brezilya ve Meksika’nın da aralarında olduğu dokuz Latin Amerika ülkesinde 350 şehirde hizmet veriyor. Küçük işletmeleri bulundukları bölgede kullanıcılara buluşturan uygulama, yemek teslimatından dijital ödemeye, uçuş ve konaklamaya pek çok hizmet sunan bir pazar yeri haline geldi ve 2 milyar dolar yatırım aldı. 

IT alanında dünyanın önde gelen danışmanlık şirketlerinden olan Gartner’ın raporuna göre en popüler 15 super app, dünya genelinde 4,6 milyar kere indirildi ve aylık kullanıcı sayıları 2,68 milyar. 2022’da 61,3 milyar dolar büyüklüğe sahip pazarın 2030’a kadar yılda ortalama yüzde 27,8 oranında büyümesi bekleniyor. 

Raporda, super app sağlayıcıları arasında Avrupa’dan referans gösterilen tek şirket Kobil. Kobil’in “OneApp4All” platformu, tek bir oturum açarak tekrar giriş yapmaya gerek olmadan, bankacılık işlemleri, ödemeler, dijital sözleşme imzalama, güvenli veri saklama ve gizli iletişim gibi kapsamlı kimlik ve güvenlik işlevleri sunuyor. Bu alanda hayata geçirdikleri ilk proje ise İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından 2021 yılında duyurulan “İstanbul Senin” uygulamasıydı. 5 milyon kişi tarafından indirilen uygulama içinde ‘Otobüsüm Nerede’ gibi 50’den fazla mini uygulama bulunuyor. Sırada Kobil’in kurulduğu şehir olan Worms’un uygulaması var: “O da iki ay içerisinde açılacak.” 

İsmet Koyun, “Gelecek yıl ciro beklentim 100 milyon dolar. Gelecek beş yılda hedefimiz katlanarak büyüyerek 500 milyon dolara ulaşmak” diyor. Ama 10 yıldır peşinden koştuğu bu hayalde, ona Kobil’in dümenini kırdıran para kazanma hırsı değil. “Tüccar değilim ben” diyor. “Almanya’da adımı anarken önüne ekledikleri sıfatlar, ‘vizyoner’, ‘inovatör’. Ben milyarlarca insanın yapmadığı şeyi yapıyorum. O kadar insanın yapmadığını yapmak, ona inanmak, ona yatırım yapıp, peşinden koşmak ne demek! Bu yürek ister, yürekten çok belki kafadan da biraz çatlak olman lazım” diyor kendisi için. 

Koyun’un üç çocuğundan ikisi, kızı Dilara (36) ve oğlu Direnç Mustafa Kaan (24) Kobil’de babalarıyla birlikte çalışıyor. Direnç Koyun, ABD’de kurulu Kobil Go’nun İş Geliştirme Müdürü. Dilara Koyun ise Kobil’in Türkiye operasyonlarının başında. En büyük kızı Funda Koyun, Almanya’da göz doktoru olarak çalışıyor.

İsmet Koyun, kendi şirketini kurmasını sağlayan sermayeyi, Worms Üniversitesi’nde Bilgisayar Mühendisliği bölümünde okurken öğrenci yurdunda bilgisayar satarak kazandı. Kendisi ile aynı yurtta kalan arkadaşı Wolfgang Schwarz’ın aldığı 100 bilgisayarlık siparişi, onun yerine Tayland’dan tedarik ederek bilgisayar başına 400 mark kazanmış. Koyun kendi şirketi Kobil’i kurduktan sonra da on yıl kadar, kasasını ve güç kaynağını kendilerinin ürettiği PC’lerin satışını yapmaya devam etti. Donanımı bırakıp güvenlik yazılımı işinde büyümeye karar verdiğinde çalışanlarının “ağlayıp zırladığını” söylüyor: “Çok karşı çıktılar. ‘İki sene içinde Kobil artık bu işi tamamen bırakacak’ dedim. Öyle de yaptık.” Kobil şimdi de işte böyle bir dönüşüm içerisinde. Şirketin tek hissedarı, kurucusu ve CEO’su olarak ona karşı çıkabilecek kimse de yok zaten. Uzun bir Ar-Ge süreci ve toplamda 60 milyon euro’yu bulan yatırımlar sonunda Kobil, super app alanında artık hızlı bir ilerleme sürecine hazırlanıyor. 

İstanbul’u Türkiye’de başka şehirler, Worms’u da Almanya’da başka şehirler takip edecek. Dijital dönüşümde hayli geride kalan Almanya, bu açığı kapatmaya hazırlanıyor. 2017’de yürürlüğe giren İdari Hizmetlere İnternet Üzerinden Erişimi Geliştirme Yasası (OZG) ile federal ve eyalet yönetimlerini, idari hizmetleri elektronik olarak sunmaya zorladı. Mayıs 2023'te ise OZG’nin güncellenmesi için yeni bir yasa teklifi onaylandı ve şu anda parlamentoda değerlendiriliyor. Koyun bu alanda iki uygulama ile Almanya’da diğer şehirleri de dijitalleşmeye hazırlayan şirket olacaklarını düşünüyor. 

Ayrıca “Mercan” adını  verdikleri finansal hizmetlere odaklanan bir super app platformu da hazır. Orada da Türkiye’de bir banka ile anlaşmak üzereler. Super app sağlayıcılar, platform üzerindeki işlemlerden komisyon almak, kullanıcı başına bir gelir gibi farklı modellerde kazanç sağlıyorlar. Kobil de kurduğu platformlarda bu modellerde gelir elde edecek. 

Super app’ler, içlerinde birçok mini uygulama barındıran ekosistemler. Apple’ın Apple Store’u gibi… Kobil, start-up’lar için de “Kobil Go” adıyla yeni bir plartform hayata geçirdi. Bu program sayesinde start-up’lar, Kobil’in super app platformunu kullanarak iş modellerini güçlendirip pazara giriş süreçlerini hızlandırabilecek. Koyun bunun için ABD’de Silikon Vadisi’nde bir şirket kurdu. 

Start-up destek programının ilk örneği, elektrikli araçlara kesintisiz şarj hizmeti vermek üzere kurulan Spark. 2022’de Çağan Koyun tarafından kurulan şirket, Türkiye’deki tüm şarj istasyonlarına tek bir uygulama üzerinden erişim sağlayarak elektrikli araç sahiplerinin hayatını kolaylaştırıyor. Scooter, teknik servis, kasko işlemleri, araç kiralama ve taksi çağırma gibi hizmetler de sunuyor. Kobil’in güvenlik alt yapısıyla geliştirilen Spark ID Wallet ile kullanıcılarının araç ruhsatı, ehliyet, sağlık belgesi gibi birçok kimliği dijital ortamda güvenle saklayabilmesini sağlıyor. Şirket 2023 yılında Kobil’in start-up programına seçilip super app ara yüzünü kullanmaya başladı. Böylece normalde iki yıl kadar sürecek geliştirme süreci 80 iş gününde tamamlanmış. İçinde ne kadar mini app’in hayata geçeceğini ise zaman gösterecek. 

Kobil’in sunduğu avantajlardan biri de ekosistemden ekosisteme hizmet paylaşımı. Örneğin Spark, “İstanbul Senin” içerisinde de test çalışmalarına başladı. Mercan içinde de scooter ve araç kiralama hizmetlerini entegre etmeyi planlıyorlar. 
Super app’lerin her biri güneş sistemi gibi düşünülürse hepsinin oluşturacağı, Kobil’in sağlayacağı ID ile girilebilecek bir galaksi gibi… İşte İsmet Koyun’un hayali böyle bir evren. “Çok sevdiğim bir söz var” diyor İsmet Koyun ve ünlü Alman şair ve filozof Friedrich Schiller’in sözlerini aktarıyor: “ ‘Zamanla gitmeyen zamanla gider’. Ne kadar güzel bir laf değil mi? Kobil’i Kobil yapan, inovasyon, teknoloji ve inatçılık.”

Kuantum bilgisayarlarına karşı 

Günümüz siber güvenlik çözümleri için gelecekteki en büyük tehdit, kuantum bilgisayarları. Pek yakın bir gelecekte yaygınlaşması beklenmese de kuantum bilgisayarları, günümüzün en aşılmaz şifreleme sistemlerini bile dakikalar içinde çözebilir. Kobil, böyle bir geleceğe karşı, Alman bilgisayar bilimci ve matematikçi Johannes Alfred Buchmann’la çalışıyor. Koyun’un ‘dostum’ dediği Buchmann, Kobil ile 20 yılı aşkın bir süredir çalıştığını söyleyerek “İsmet Koyun, Almanya’da ve uluslararası alanda siber güvenlik alanında en yenilikçi girişimcilerden biri. Siber güvenliğin en büyük zorluklarından biri, kuantum bilgisayarların temel teknolojilere yönelik saldırılarının gelecekte başarılı olacağıdır. Kobil bugünden buna hazırlanıyor ve sürdürülebilir siber güvenliği göz önünde bulunduruyor.

Kobil’in gıda işleri

Kobil Group’un 2023 yılındaki 120 milyon euro cirosunun yaklaşık yarısı Türkiye’deki iki gıda şirketinden geliyor. 

Koyun, Meykon’u 1994’te Almanya’da işçilerin kurduğu bir girişim grubundan satın aldı. “Bu işlerle neden uğraştığımı ben de bilmiyorum” dediği şirket için Antalya Teknokent’te Ar-Ge merkezi kurup, kurutma gibi yeni üretim teknikleri geliştirerek cirosunu 50 milyon dolara çıkarmayı başardı. Müşterileri arasında Coca-Cola, Pepsi, ADM gibi gıda ve içecek devleri bulunan şirket, satışlarının yüzde 90’ını yurt dışına yapıyor. Başta doğal renk malzemeleri olmak üzere yeni sektörlere yapılacak ürünler için Elmalı’da bulunan tesisin yanına yeni bir fabrika yatırımına başlandığını açıklayan Koyun, “Toplamda 10 milyon dolarlık bir yatırım yapacağız. 100 olan çalışan sayımız iki katına çıkacak. Ciromuzu da 110 milyon dolara ulaştırmayı hedefliyoruz” diyor. 

Grubun gıdadaki diğer şirketi baharat üretimi yapan Symko… Symko’nun İzmir Aliağa’da bulunan tesisi 7,5 milyon dolarlık yatırımla 2022’de faaliyete başladı. Bu şirket için de Antalya’da yeni tesis planı var. Koyun bu tesiste akıllı üretime öncülük yapacaklarını söylüyor. “Dünya standartlarında hammadde üretiminde bir sıkıntı var. Talep çok yüksek ancak yüksek standartta ürün arzı çok az. Biz bu ihtiyaca yanıt vereceğiz.”

 


"Dergi" Kategorisinden Daha Fazla İçerik

Yazarlar

Çok Okunanlar