Arama
Sıcak hava dalgaları, kuraklık, orman yangınları, seller yerküre için sıradan olaylara dönüşüyor, insanlık içinse afet... Dünyayı ‘fabrika ayarlarına’ yaklaştırmak için uluslararası toplum alarmda.

02 Ekim 2024, 04:23 ÖS GÜNCELLENDİ
Risk Büyüyor

ODTÜ Şehir ve Bölge Planlama Bölümü’nden Dr. Gülsün Duygu Bütün’ün “Türkiye’nin illeri için iklim riski değerlendirme yönteminin geliştirilmesi” konulu araştırma raporuna göre Türkiye’deki çevre ve iklim krizinin etkileri bir hayli kaygı verici. Sıcak hava dalgaları, kuraklık, orman yangınları ve seller konusunda Türkiye’nin 81 ilinin yüzde 36’sı ‘yüksek’ veya ‘çok yüksek’ iklim riski altında. Riskin en yüksek olduğu iller kuzeyde Amasya ve Tokat, güneyde Mersin ve Kahramanmaraş, İç Anadolu’da Kayseri ve doğuda Muş ile Ağrı.

58 İLDE TROPİK GECELER

Rapora göre, 81 ilin 77’sinde sıcaklık artıyor. 58 ilde tropik gecelerde artış gözleniyor. Artan sıcaklık; üretim kayıpları, altyapı zararları, su kalitesi ve ürün veriminde azalmaya neden oluyor. Su talebi, orman yangınları, sıcaklıkla ilgili hastalıklar ve ölümler artıyor. 81 ilin 30’u kuraklık riski altında. Ne yazık ki Türkiye’de Kırmızı Liste’de yer alan ‘tehdit altındaki’ türlerin yüzde 46’sı bu 30 ilde bulunuyor. Bu nedenle özellikle su, tarım, ormancılık ve biyoçeşitlilik gibi alanlara odaklanan, kırsal alanı dikkate alan kuraklık uyum politikalarına ihtiyaç var.

Orman yangınlarında da ülkenin üçte biri için risk büyük. Bu iller, üç milyona yakın orman köyü nüfusuna sahip olmalarının yanı sıra Türkiye’deki türlerin yüzde 35’ine de ev sahipliği yapıyor. Tehlikenin en yüksek olduğu il Mersin. Antalya ve Muğla, yangınlara en çok maruz kalan şehirler. Sel riski, özellikle ülkenin kuzey illerinde oldukça yüksek. Dr. Bütün’ün çalışmasına göre, Giresun, Trabzon ve Rize başta olmak üzere 25 şehir ‘yüksek’ veya ‘çok yüksek’ sel riski altında bulunuyor. En az 855 bin kişi taşkın riski yüksek alanlarda yaşıyor.

ÇÖZÜM ARAYIŞI

Uluslararası arenada iklim değişikliği ve sürdürülebilirlikle ilgili son durum değerlendirmesi ve yeni kararlar ise geçen aralık ayında Dubai’de gerçekleşen ve 140’ın üzerinde dünya liderinin bulunduğu Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 28’inci Tarafar Konferansı’nda (COP28) alındı. Konferansta en çok beklenen karar, fosil yakıttan yenilenebilir enerjiye geçişti. Nitekim fosil yakıt kullanımından “uzaklaşma” taahhüdü verildi. 118 ülke, 2030 yılına kadar yenilenebilir enerji ve enerji kurulu gücünü üç katına çıkarma ve enerji verimliliğini ikiye katlama sözü verdi.

İklim finansı da önemli bir gündem maddesiydi. Avrupa Birliği’nin yanı sıra 15 ülke, Kayıp ve Zarar Fonu’na toplam 655 milyon dolar taahhütte bulundu. 2022’de yapılan bir çalışmaya göre, Çin hariç tutulduğunda, gelişmekte olan ülkelerin en az 2,5 trilyon dolar iklim finansmanına ihtiyacı var. Konferansta ayrıca ilk kez iklim planlarında gıda ve tarıma da yer verme taahhüdü içeren Gıda Sistemleri Deklarasyonu imzalandı.

Konferansta ilk kez Küresel Durum Değerlendirmesi de yapıldı. Genel bir ilerleme olduğu kabul edilirken bu ilerlemelerin Paris Anlaşması’nın hedeferine ulaşma yolunda yeterli olmadığı belirtildi. Bundan sonra ülke bazında uygulama taahhütlerinin yansımaları Ulusal Katkı Beyanları (Nationally Determined Contributions – NDC) üzerinden incelenecek.


"Sürdürülebilirlik" Kategorisinden Daha Fazla İçerik