Karar Anı
Bir dönem sadece yasadışı işlemlerle ilişkilendirilen Bitcoin, her geçen gün daha fazla insanı ikna ediyor. Bitcoin, 15 sene gibi kısa bir sürede internetin karanlık sokaklarından çıktığı yolda bugün Wall Street’e ulaşmayı başardı. Birkaç teknoloji meraklısı ve özgürlük savunucusunun sahip çıktığı Bitcoin için bugün dünyanın en büyük fonu BlackRock reklam veriyor. Her bir dakikası milyon dolar eden CEO’lar kanal kanal gezerek Bitcoin anlatıyor, “Gelecekte her şeyi tokenize edeceğiz” diyorlar. Son birkaç senede Bitcoin ve kripto varlıklarla ilgili anlatının tüm dünyada değiştiğini gördük; “Yasaklayamayız, engelleyemeyiz, regüle etmek zorundayız!.” Kripto varlıkları geleneksel bir bakış açısıyla anlamaya çalışmak ve regüle etmek nafile bir çaba, çünkü geleneksel değiller.
ABD Sermaye Piyasası Kurulu SEC, 1940’lı yıllara dayanan Howey testi ile kripto varlıkları sınıflandırmaya çalıştığı için kongrede alay konusu olmuştu. Bu varlıkların yasal çerçevesini çizebilmek için yeni bir bakış açısının gerekliliği konusunda hemen herkes hemfikir. AB, Kripto Varlık Piyasaları Düzenlemesi (MiCA) ile bu konuda kapsamlı bir yasa çıkarsa da dünya genelinde halen yolun başındayız. Türkiye ise gri listenin de etkisiyle regülasyon konusunda önemli bir adım attı. Bir süredir konuşulan kripto varlıklar yasa teklifi, mayıs ayında iktidar milletvekilleri tarafından meclise sunuldu. Tasarıda kripto varlık ve hizmet sağlayıcılarla ilgili tanımlamaların yapılması ve kanuna eklenmesi öneriliyor. Ayrıca kripto borsaları gibi hizmet sağlayıcılara SPK’dan lisans alma zorunluluğu getiriliyor. Tasarıda kullanıcıların güvenliğinin öncelendiğini görüyoruz. Tasarı ayrıca son kullanıcılara yöne bir vergi getirmiyor.
Türkiye böylece dünya için halen yeni sayılabilecek bu teknolojinin düzenlenmesi için somut bir adım atmış oldu ve bunu yapan birkaç ülkeden biri konumuna geldi. Türkiye bu hamle ile hem gri listeden çıkmak için hem de ağır şartlar içermeden kullanıcı ve hizmet sağlayıcıların güvenliğini tesis etmek için önemli bir adım atmış oldu. Türkiye’de gelişecek güvenli ve teşvik edici bir ekosistem, bu alanda yatırım yapacakların yönünü de buraya çevirebilir.
Dört yılda bir gerçekleşen ödül yarılanmasını (halving) geride bırakan Bitcoin’de gözler yeni zirvelerde. Mart ayında 73 bin 750 dolar ile tüm zamanlar zirvesini gören en büyük kripto para biriminin fiyatında o tarihten bu yana yatay negatif seyir devam ediyor. Kripto camiasındaki genel kanı ise mart ayında gördüğümüz zirve olacakların sadece mini bir ön gösterimiydi
Peki beklentiler neden çok yüksek? Beklentilerin bu kadar yüksek olmasının temelinde şüphesiz Bitcoin’in küresel adaptasyonunun payı çok fazla. Dünyanın en büyük ekonomisinde çıkarılan BTC SPOT ETF’leri (Borsa Yatırım Fonu) sonrası beklentiye kapılmamak mümkün değil. Fakat ETF’ler olmasa bile benzer beklentiler olacaktı. Çünkü daha önce yaptı yine yapar. Bitcoin’in geçmiş fiyat hareketlerine baktığımızda kalemle çizilmiş gibi döngüler görüyoruz;
• Sene 1: Ödül yarılanması-halving (2012, 2016, 2020, 2024)
• Sene 2: Bitcoin zirvesi (2013, 2017, 2021, 2025)
• Sene 3: Çöküş (2014, 2018, 2022)
• Sene 4: Toparlanma (2015, 2019, 2023)
Bu döngü yine çalışacaksa 2025’te Bitcoin’in yeni zirve yapmasını beklemeliyiz. Peki her şey o kadar basit mi?
Yatırımcılar, kripto paralarla ilgili iyimser olmak için likidite musluğunun açık kalmasını veya açılmasını istiyor. Mayıs ayında ABD’den gelen enflasyon ve işsizlik verileri FED’in faiz indirimi yapacağı umudunu artırdı. Piyasalar eylül ayında FED’in ilk faiz indirimine gideceğini bekliyor. ABD’nin ekonomi politikalarına baktığımızda ise sıkı para politikası ve gevşek maliye politikası öne çıkıyor. FED her ne kadar parasal sıkılaşmaya gitse de devlet para harcamaya devam ediyor. Buna rağmen yıllık tüketici enflasyonunu yüzde 3,4’e kadar indi. Ancak Modern Para Teorisi yanlılarını bile gururlandıran bu tablonun bir resesyon ya da krize sebebiyet verip vermeyeceği ise en büyük soru işareti.
ABD’nin toplam borcu, 2023’ün ilk çeyreğinden beri ekonomisinden daha hızlı büyüyor. Toplam borç/GSYH oranı Covid öncesi dönemin oldukça üzerinde seyrediyor. ABD başkanlık seçimlerinde rekabet kızışırken öne çıkan konulardan bir tanesi de kriptolar. Başkan adayı Trump kripto dostu açıklamalar yaparken Biden cephesinden o kadar dostane mesajlar gelmiyordu. Amerikan Senatosu, bankalara ve üst düzey finansal kurumlara Bitcoin saklama hizmeti veren kanunu onayladı (SAB 121). SEC’nin (ABD Sermaye Piyasası Kurulu) muhalefetine rağmen bu kanunun onaylanmış olması dikkat çekici. Kanunun yürürlüğe girmesi için son karar ise Başkan Joe Biden’da. Biden yasayı veto edebileceğini belirtmişti ancak son gelen kulis bilgileri Biden’ın kripto taraftarlarını daha fazla karşısına almak istemediği yönünde. Bir diğer önemli yasa tasarısı da (FIT21) temsilciler meclisinden geçti. Tasarı, dijital varlıkların çerçevesini çizme ve gerekli düzenlemelerin yapılması konusunda SEC’den ziyade Emtia Vadeli İşlemler Komisyonu’nu (CFTC) yetkilendiriyor. SEC tasarıya şiddetle karşı çıksa da Biden’ın bu tasarıya da onay vermesi bekleniyor.
Peki bu ne anlama geliyor? ABD’de uzun süredir SEC ve çeşitlli altcoinler arasında devam eden menkul kıymet -emtia tartışması sürüyor. SEC, altcoinleri menkul kıymet olarak görürken altcoinler ise tıpkı Bitcoin gibi emtia statüsünde değerlendirilmek istiyor. Bu tasarının önemi de tam olarak buradan geliyor. Eğer senato ve Başkan Biden tasarıyı onaylarsa altcoinlerin ABD Emtia Komisyonu tarafından denetlenmesi; yani emtia olarak görülmesi gündeme gelebilir. Bu da birçok kripto projesini ve altcoin yatırımcısını mutlu edebilecek bir gelişme olarak değerlendiriliyor.
ABD seçimlerinin bir diğer etkisi de Ethereum üzerinde oldu. Mayıs ayının en önemli gelişmelerinden biri şüphesiz Ethereum Spot ETF’inin onaylanmasıydı. Kararın verildiği 23 Mayıs tarihinden bir hafta öncesine kadar reddedileceğine kesin gözüyle bakılan ETF’lerde beklenti bir anda değişti. SEC, tıpkı Bitcoin’de olduğu gibi sıcak bakmadığı bir başvuruya daha onay vermiş oldu. Bitcoin ETF’lerinin geldiği noktaya bakıldığında, ETF’lerin orta ve uzun vadede Ethereum fiyatına da pozitif etki etmesini beklemek yanlış olmayacaktır. Bitcoin ETF’lerinin büyüklüğü yaklaşık 60 milyar dolara ulaştı (Checkonchain). Grayscale’den (GBTC) çıkışların özellikle BlackRock (IBIT) ve Fidelity (FBTC) ile karşılandığı görülüyor. ETF kararı, diğer altcoinlerin kaderini etkilemesi açısından çok önemli. Ethereum, Bitcoin’den farklı bir çalışma prensibine sahip (proof of stake) ve tıpkı faiz geliri elde eder gibi staking (kitleme, faize koyma) imkanı sunuyor. SEC yıllardır, Ethereum’un bu özelliğini öne sürerek bir emtiadan çok menkul kıymete benzediğini iddia ediyordu. ETF’e başvuran kurumlar buna karşın başvurularından Ethereum staking özelliğini çıkararak SEC’nin onay sürecine katkıda bulundular. Kripto dünyası, önümüzdeki süreçte ETF furyasına diğer altcoinlerin de katılıp katılmaycağını merak ediyor.
2024 kripto paralarda haber akışının çok yoğun olduğu bir sene oluyor. Halving, ETF regülasyonlar derken hergün yeni ve önemli gelişmelere tanıklık ediyoruz. Tüm bunlar olurken istikrarlı yükselişini sürdüren bir kategori var; “meme” coinler. Geçtiğimiz döngülerde “şaka coin” olarak da adlandırılan bu projeler logo olarak çoğunlukla bir hayvan görseli kullanıyorlar. Meme coinlerin en büyük dayanakları, projeye inanan komüniteleri. Teknoloji ve token ekonomisi olarak diğer projelerden pozitif ayrışan özellikleri sınırlı olsa da kendisine sahip çıkan komünitesi sayesinde bu projelerin yüksek pazar büyüklüklerine ulaştığını görüyoruz. Hatta öyle ki, meme coinlerin yapay zeka ve gerçek dünya varlıkları gibi son dönemin revaçta kategorilerini bile geride bıraktığı görülüyor. (Coinmarketcap)
"Küresel Ekonomi" Kategorisinden Daha Fazla İçerik
Yazarlar
Çok Okunanlar
-
forbes.com.tr
Dünyanın en zengin 10 kişisi (Kasım 2024)
-
forbes.com.tr
En zengin Türklerin sıralaması nasıl değişti?
-
Nilgün Balcı Çavdar
Türk Milyarderler
-
forbes.com.tr
2025 Forbes 30 altı 30'dan İlayda Şamilgil: NASA projesinden kendi girişimine
-
Nilgün Balcı Çavdar
Bir varmış bir yokmuş