;
Arama
Türkiye Tasarım Vakfı (TTV), geleceğin sürdürülebilir metropolünü yaratmak için Hatay’ı sokak sokak inceledi, şehrin yeni tasarımını tamamladı. Pilot bölgede inşaat başladı bile…

02 Ekim 2024, 04:31 ÖS GÜNCELLENDİ
Hatay'ı Tasarlamak

Bugüne kadar 100 - 150 yıllık periyotlarla yaşadığı depremlerde yedi kere yıkılıp tekrar küllerinden doğan Hatay, tarihi, konumu ve iklimiyle stratejik şehirlerden biri. Hem ticaret hem de tüm tarihi zenginliğiyle önemli bir turizm merkezi. Antik çağda “Doğunun Hazinesi” olarak adlandırılan Hatay, 13 farklı medeniyetin izlerini taşıyor. Türkiye Tasarım Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Furkan Demirci ise 2023 depremi sonrasında neredeyse yok olan kenti, köklü tarihini referans alarak ve sürdürülebilir mimari yaklaşımıyla sil baştan tasarlama konusunda iddialı. Eğer vakfın projesi tamamıyla hayata geçerse “Hatay, Avrupa’daki çoğu kentin ekonomisiyle yarışır duruma gelecek. Çünkü kent, metropol olacak potansiyele sahip” diyor Furkan Demirci.

2016 yılında kurulan TTV, en büyük projelerinden birini Hatay’ı tekrar ayağa kaldırmak için hazırladı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın yanı sıra Kültür ve Turizm Bakanlığı ile yapılan iş birliği protokolleri kapsamında şehrin tarihi ve kültürel mirasını korumak, kent kimliğini yeniden canlandırmak, daha güvenli bir kentsel yapı oluşturmak amaçlanıyor. Proje için TTV, Hatay Tasarım ve Planlama İş Birliği Grubu liderliğinde 46 ulusal ve uluslararası ofis birlikte çalıştı. Tasarım projesi için hiçbir ücret talep edilmedi. Demirci, “Yumuşak güç dediğimiz zaman bunun içine eğitim, turizm, kültür sanat ve tasarım gibi birçok kavram giriyor. Tasarım tarafında Türkiye’nin yumuşak gücünü artırmaya yönelik bir görev edindik” diyor.

Proje hazırlanırken çevresel sürdürülebilirlik açısından birçok nokta ön plana çıkarıldı. Üzerine havalimanı yapılan Amik Gölü incelendi. Demirci, “Biyoçeşitlilik ve tarım için gölü tekrar kazanmak gerekiyor. Güneş ve rüzgar gibi tüm doğal enerji kaynaklarından maksimum faydalanmayı hedefliyoruz” diyor ve yapılanları şöyle özetliyor: “Projenin 50 hektarlık pilot bölgesi tasarlanırken sokak sokak, avlu avlu, çeşme çeşme çalışıldı. Eskiden var olan 5 bin konut, 2 bin ticaret alanı korundu ancak yeşil alan üç kat arttırıldı. Tasarımın verimi artırma gücü kullanıldı. Kullanılmayan sokaklar iptal edilip, kritik sokaklar oluşturuldu. Optimizasyon çalışması yapıldı.”

Bakanlıkların TTV’nin planlarını onaylamasıyla geçen yıl pilot bölgede Emlak Konut liderliğinde toplamda 1,5 milyon metrekare kapalı alan inşaatı başladı. 1,5 milyar dolar maliyete ulaşacağı öngörülen pilot bölge inşaasının bir yıl sonra tamamlanması bekleniyor. Buradaki başarı, projenin tamamı için de örnek teşkil edecek. Bin kişinin katkı sağladığı proje kapsamında tarihi kent merkezi çalışma alanının toplamı ise 307 hektar.

TERSİNE GÖÇ YAŞANIR

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), depremin yıl dönümünde felaket bölgesinden 308 bin kişinin göç ettiğini, en çok göç veren ilin 141 bin kişi ile Hatay olduğunu açıklamıştı. Bu proje ile tersine göç de mümkün. Furkan Demirci, şehrin daha fazla göç vermeden ayağa kaldırılması gerektiğini söylüyor. Bunun için de normalde üç - dört yılda tamamlanabilecek Koruma Planı’nı bir yıldan daha kısa bir sürede tamamlamışlar. “Ancak plan dinamik bir şey. Değişiklikler olabilir” diyor.

Projenin koruma amaçlı imar planı haziranda askıya çıktı. Bazı itirazlar oldu. Kültür ve Turizm Bakanlığı konuyu tekrar değerlendirecek. Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile kent merkezinin planları yakın zamanda askıya çıkacak. Süreçler zaman alıyor ancak Demirci projenin uygulanması konusunda umutlu.

EKONOMİK MODELLER ŞART

Hatay için özellikle Japonya gibi dünyadaki birçok örneğe bakılmış. 2011 yılında deprem ve tsunaminin ardından Japonya’da birçok şehir yaşanmaz hale gelmişti. Geçen sürede yeniden inşa ile yüzde 70’e yakın toparlanma gerçekleştirdiler. Demirci, o bölgeler zaten ekonomik olarak inişte olduğu için toparlanmasının uzun sürdüğünü söylüyor. “Hatay çok daha kısa sürede toparlanır” diyor.

TTV başka şehirlere de odaklanıyor. Adıyaman, Kahramanmaraş ve Gaziantep için çalışmalar, görüşmeler sürüyor. Proje aynı zamanda deprem riski taşıyan şehirler için de bir rehber niteliği taşıyor. Demirci: “Şu an deprem bölgesine odaklandık ancak İstanbul da bizim göz bebeğimiz. Ekonominin bel kemiği. Beklenen bir deprem var. Gelecek için nüfus yoğunluğunu Marmara Bölgesi’ne yayma projeksiyonu da gerçekleştirilebilir. Tabii ekonomik modeller de üretilmesi lazım.” Vakıf ayrıca Gazze ile ilgili de çalışmalar yapıyor.


"Sürdürülebilirlik" Kategorisinden Daha Fazla İçerik