;
Arama

Coğrafi işaretlerin değerini arttırmak için ne yapılmalı?

Finike'de yıllık ortalama 150 bin-200 bin ton civarında portakal üretim kapasitesi varken, İstanbul haline giren kayıtlı Finike portakalı miktarı yıllık 400 bin-450 bin ton civarında. Ürün özgün olduğunda sahtesi de çok oluyor. Bu durum “Coğrafi İşaret Tecavüzü” olarak da adlandırılıyor. Bu noktada coğrafi işaretin önemi ve değerinin yükseltilmesi için yapılması gerekenler önem kazanıyor.

Ayşin Işıkgece Forbes Türkiye için yazdı
17 Şubat 2025, 13:25 Güncelleme: 17 Şubat 2025, 17:20

Coğrafi işareti kısaca bir ürünü gösteren yer adı olarak tanımlıyoruz. Farkı ve ünü yöresinden kaynaklanmalı hatta ürün;  Malatya kayısısı, Antep baklavası, Afyon kaymağı, Ayaş domatesi, Aydın kestanesi, Bursa şeftalisi gibi o yer adı ile anılmalı. Ülkemiz bu açıdan tam bir cennet. Bulunduğumuz coğrafyadaki mikro klima, özgün ekosistem, mevsimlerin zenginliği, üretim açısından mükemmel bir ortam sağlayan ısı geçişleri, rakım gibi etkenler çok çeşitli ürünlerin yetişmesine imkân sağlıyor ki bu çeşitlerin önemli bir bölümü de endemik. Yani dünyanın başka yerinde yetişme ihtimali olmayan yöreye özgü türler.

Türkiye'de Avrupa'dan fazla endemik tür var

Ülkemizde doğal olarak yetişen 11 bin bitkiden üçte biri endemik tür. Tüm Avrupa’da toplam 3 bin endemik tür bulunurken Türkiye’de bu sayı 3 bin 500 türü geçiyor. Ülkemizde coğrafi işaret Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından veriliyor. Başvurular sonrası tesciller genelde TOBB tarafından alınıyor. Avrupa’da ise bu işlem Birlik ve Kooperatifler üzerinden yapılıyor. Türkiye’de tescilli ürün sayısı bin 686’yı buluyor, başvuru yapıp sonuç bekleyen ürün sayısı ise 656.

Ürün tescillendiğinde ürünün ayırt edici özellikleri; üretim aşamaları, alanı, tarihçesi, şekli bir bir tarif edilir. Tıpkı bir yemek tarifi gibi. Ürün ancak tarif edilen koşullarda ve biçimde üretildiğinde coğrafi işaret tanımına uyar ve onunla anılır. Tabii beşeri faktör de çok önemli ve insan ustalığı da kayıt altına alınıp tarif edilir. Tıpkı usta ellerde şekillenen Antep baklavası, Maraş dondurması, Kastamonu pastırması, Mersin cezeryesi gibi.

Ayşin Işıkgece

Tescilli Coğrafi İşaret ile birlikte, amblemin kullanımı zorunludur. Bu sayede tüketici açısından farkındalık oluşturulur, denetim açısından kolaylık sağlanır. Bu ürünün taklitlerinden ayırt edilmesi açısından hayati öneme sahiptir. Tüm portakallar özgün aroması ve bu aromayı oluşturan Finike bölgesindeki özel mikro klima ortamının yarattığı lezzeti barındırmaz ama satıcıla; ürünün ona benzemesi ister, ismini kullanır, taklit eder. Tıpkı taklit edilen Versace, Balenciaga, Fendi markaları gibi.

Finike'de coğrafi işaret olarak tanımlanan bölgede yıllık ortalama 150 bin-200 bin ton civarında portakal üretim kapasitesi varken, İstanbul haline giren kayıtlı Finike portakalı miktarı yıllık 400 bin-450 bin ton civarında. Ürün özgün olduğunda ünü eşsiz lezzeti ile anılınca sahtesi çok olur. Bu durum “Coğrafi İşaret Tecavüzü” olarak da adlandırılıyor. İşte tam da bu noktada coğrafi işaret eşsiz ürünün sahtelerinden ayrılması sağlıyor. E-ticarette maalesef bu tecavüz daha üst boyutlarda. Tescil bu tecavüzü önlüyor. Ancak bir şartla o da DENETİM!

2016 yılında Avrupa Birliği Komisyonu'nda yapılan bir çalışma sonuçlarına göre AB ülkelerine sahte ürün tecavüzünün bedeli 4,6 milyar euro olarak ölçüldü.

 

İtalya, Avrupa'nın zirvesinde

Dünyadaki tescilli 15 bin adet coğrafi işaretli ürünün 2020 yılında satış değeri toplam 300 milyar dolar. Avrupa Birliği'nde ise bu rakam 100 milyar euro. Tescilli ürün sayısında Avrupa Birliği'nde başı İtalya çekiyor. Hemen arkasından sırasıyla Fransa, İspanya, Portekiz, Yunanistan geliyor. Yunanistan’ın Avrupa Birliği'nde tescilli 116 adet ürünü var.

Türkiye’nin bu kapsamda toplam 30 ürünü var. Avrupa Komisyonu tarafından tescil edilen ilk Türk ürünü 2013 yılında Antep Baklavası oldu. Antep Sanayi Odası 4,5 yıl bu tescili almak için emek verdi. İkinci tescil iki yıl sonra 2015 yılında Aydın inciri oldu. Tam dört yıl sonra 2017’de Malatya Kayısısı tescil edildi.

Türkiye coğrafi işaret bilincinin şansı; YÜciTA

Türkiye coğrafi işaret bilincinin şansı Yöresel Ürünler ve Coğrafi İşaretler Türkiye Araştırma Ağı (YÜciTA) 15 Ekim 2012 tarihinde Prof. Dr. Yavuz Tekelioğlu ve Prof. Dr. Selim Çağatay tarafından kuruldu. YÜciTA gönüllülük esasına dayanan ve Türkiye’nin birçok bölgesinden, farklı kurum ve kuruluşlardan değişik kesim ve profillerde üyelerden oluşan bir araştırma ağı. Türkiye’de yöresel ürünlerin koruyabilmek için ideal bir coğrafi işaretler sisteminin kurulabilmesi, yöresel ürünlere değer kazandırılarak sürdürülebilir kırsal kalkınmanın desteklenmesi ve kültürel/biyolojik çeşitliliğin korunması konusunda çalışıyorlar. Şimdiye kadar birçok girişim, etkinlik ve faaliyetlerde bulunarak ülkemizde coğrafi işaretlerin anlaşılması, bu konuda mesafe katedilerek bugünkü durumuna gelmesinde çok büyük etki ve katkıları oldu.

Coğrafi işaretlerin gastronomi ve turizme katkısı

Hepimizin bildiği gibi gastronomi sektöründeki kadim kültürün devamlılığı, yaşatılması, sektörün dinamikliği, yaratıcılığı, zengin ürün çeşitliliği, endemik bitkiler yani o bölgeye ait lezzetlerin sürdürülebilir olması ile çok ilintili. Coğrafi işaretli ürünlerin artık üretilmediği, nesilden nesile aktarılmadığı, kaybolduğu toplumlarda gastronomi dünyasındaki çeşitlilik de artık sığlaşmakta, eski tarifler, mutfak kültürü kaybedilmekt. Birçok uygarlıkların geçiş noktası olan ülkemizde çok derin bir mutfak kültürü yıllara sari ortaya çıkmış ve bu derinlik bölgesinde üretilen malzemelerden beslenerek günümüze kadar aktarılmıştır.

Gastronominin turizm üzerindeki etkisi çok büyük. Seyahat ettiğimizde yerel mutfağı dener, meşhur ürünleri arar ve bu deneyimimizi özelleştirmek isteriz. Bölgesel olarak iyi planlanmış bir gastronomi turizmi ekonomik olarak istihdamı arttıran, bölgeye ekonomi kazandıran kırsal kalkınmaya can suyu olan bir malzemedir. Gastronomi destinasyonu olmayı hak eden bir bölge aynı zamanda kendi yerel ve yöresel ürünlerini, coğrafi işaretlerinin devamlılığını da garanti altına almış bir bölgedir.

Ünlü Roquefort peyniri ya da “Rokfor peyniri” Güney Fransa’nın Roquefort kasabasında üretilmeye başlayan içi küflü ve kokulu bir peynirdir. Doğal mağaralarda bekletilerek küflendirilir. "Kralların peyniri, peynirlerin kralı" olarak geçer. Yılda yaklaşık 20 bin ton rokfor peyniri üreten Roquefort-sur-Soulzon köyüne yılda 200 bin turist uğruyor.

Parmigiano-Reggiano “Parmesan” peyniri İtalya’nın Parma, Reggio-Emilia, Bologna, Modena ve Mantova bölgelerinde üretilen çok değerli bir coğrafi işarettir. Yaklaşık 350 küçük mandıra yılda 3,6 milyondan fazla tekerlek peynir üretiyor ve iç ve dış pazarda değer buluyor. 2020 yılında bu peynirin satış değeri 2,5 milyar euro oldu. Bölgede bu sayede 50 bin kişiye katma değer sağlanıyor.

Coğrafi İşaretlerin hak ettiği değere ulaşması için yapılması gereken önemli adımlar;

•    İç piyasada tüketicilere “coğrafi işaret” konusu kamu spotları ile anlatılmalı. Ürün üzerindeki logoların benzer ürünlerden farklılığı vurgulanmalıdır. Unutulmamalı ki coğrafi işaret almış bir ürün benzerlerine göre eşsizdir, benzerlerinden ayrıştırılmalıdır, daha değerlidir. İşte bu konuda coğrafi işaret tanımının tüketici nazarında bilinmesi, bu konuda tüketici okur yazarlığının olması ürünün katma değerli üretiminin sürdürülebilir olmasına katkı koyar. Ayrıca sadece tüketiciler değil üreticilerin de bilinçlenmesine çok ihtiyaç var. Binbir emekle Avrupa Birliği'nden tescil almış ürünlerin ihracatında ürün üzerinde tüketiciye mesaj veren coğrafi işaret logoları üretici firmalar tarafından ambalaja konulmuyor. Bu çok büyük bir emek ve değer kaybıdır. Bu bilinçlendirme faaliyeti üreticileri de kapsamalıdır.

•    İç piyasada ürünün benzerlerinden ayrışması için mutlaka denetim ile ilgili yönetmelik çıkarılmalıdır. Bu sayede hem coğrafi işaret benzerlerinden ayrışmış, haksız rekabet önlenmiş ve hem de müşteri yanıltılmamış olacaktır. Bu denetim mutlaka tescil edilen özel sertifikasyon kuruluşları tarafından yapılmalıdır.

•    Yönetişim hakkında gerekli yasal düzenleme yapılmalıdır. Tescilli ürün sayımız arttıkça piyasalar daha karmaşık hale geliyor. Acele edilmeli!

•    İnternet yolu ile yapılan ticaret tarafında ise coğrafi işaret tecavüzünün olmaması için gerekli yasal düzenlemeler denetimlerle beraber yürürlüğe girmelidir.

Yazımın başında belirttiğim gibi ülke olarak “coğrafi işaret” dünyasında çok önemli bir potansiyele sahibiz. Bu potansiyeli açığa çıkartmak, hak ettiği değeri kazanmasını sağlamak ve gelecek kuşaklara bu değeri aktarmak bu coğrafyada soluyan herkesin görevi. DEĞİL Mİ?
 


"Yeşil Küre - Tarım" Kategorisinden Daha Fazla İçerik

  • Almanya iklim hedeflerini küçültmeye hazırlanıyor

    Almanya iklim hedeflerini küçültmeye hazırlanıyor

  • Türkiye'de denizlerde rüzgar enerji santralleri ne zaman kurulacak?

    Ahmet Bal
    Türkiye'de denizlerde rüzgar enerji santralleri ne zaman kurulacak?

  • Enerjisa Enerji’den 4,8 milyar TL’lik tahvil ihracı

    Enerjisa Enerji’den 4,8 milyar TL’lik tahvil ihracı

  • Güneş enerjisine dayalı YEKA yarışmaları 4 Şubat’ta düzenlenecek  

    forbes.com.tr
    Güneş enerjisine dayalı YEKA yarışmaları 4 Şubat’ta düzenlenecek  

  • Enerji dönüşümüne yatırım ilk kez 2 trilyon doları aştı ancak büyüme yavaşladı

    forbes.com.tr
    Enerji dönüşümüne yatırım ilk kez 2 trilyon doları aştı ancak büyüme yavaşladı

  • Sabancı CEO'su Alper'den Davos'ta sürdürülebilirlik vurgusu

    forbes.com.tr
    Sabancı CEO'su Alper'den Davos'ta sürdürülebilirlik vurgusu

Yazarlar

Çok Okunanlar