Yapay zekada liderlik endeksi: Girişimlerde kaldıraç etkisi
Forbes Türkiye’nin “Yapay Zeka Liderlik Endeksi”ni oluşturmak için WSI Londra ile başlattığı ve Oxford Üniversitesi’nin de ortak olduğu çalışmanın ikinci toplantısı start-up ve sektör liderlerinin katılımıyla CVK Park Bosphorus Hotel İstanbul'da yapıldı. Toplantıda küresel şirketlerin yüzde 62’sinin istediği halde henüz yapay zekayı hiç kullanmadığı açıklanırken en çok İK ve pazarlamada başvurulan yapay zekaya, Ar-Ge için bütçe ayrılmadığı ortaya çıktı.
01 Mart 2025, 08:00Güncelleme: 11 Mart 2025, 16:29
İş dünyasının yapay zeka (YZ) alanında nerede olduğunu, şirketlerin kendi konumlarını ve uyum süreçlerini değerlendirebilecekleri “Yapay Zeka Liderlik Endeksi”ni oluşturmak amacıyla Forbes Türkiye’nin WSI Londra ile birlikte başlattığı çalışmanın, sadece girişimcilerin davetli olduğu ikinci toplantısı 12 Şubat’ta CVK Park Bosphorus Hotel İstanbul'da gerçekleştirildi.
Forbes Türkiye Medya Grup Başkanı Ayşe Burçak Güven ve WSI Londra ve İstanbul Yönetici Ortağı, Yapay Zeka ve İş Stratejileri Uzmanı Hande Ocak Başev’in ev sahipliğinde gerçekleşen toplantıya katılan start-up kurucuları ve sektör liderleri YZ’nin adil, şeffaf ve etik şekilde kullanılabilmesi için yapılması gerekenleri tartıştılar. Toplantı, Başev’in başta start-up’lar olmak üzere sektör liderlerinin YZ’yi kendi şirketlerinde ne kadar kullandıkları ve etik çerçeve hakkında ne düşündükleri konusundaki sorularıyla interaktif şekilde yönetildi. Yapılacak yedi yuvarlak masa toplantısı ve bin yöneticiyi kapsayacak araştırma sonunda Türkiye’nin ilk “Yapay Zeka Liderlik Endeksi” yayınlanacak.
YZ Liderlik Endeksi nedir?
YZ Liderlik Endeksi, WSI’nin 82 ülkede, 750 ofisi ile 1994’ten beri uyguladığı küresel bir YZ strateji ölçüm aracı. Endeks şu temel başlıkları içeriyor:
YZ’nin iş stratejilerine entegrasyonu
Liderlik ve karar alma süreçlerinde YZ’nin rolü
YZ yatırım stratejileri
YZ etik ve yönetişim politikaları
Forbes Türkiye Medya Grup Başkanı Ayşe Burçak Güven: Birinci toplantımızı 27 Kasım’da yaptık. Böyle bir seriyi neden yapıyoruz, biraz onu anlatmak istiyorum. İnsanlık tarihinin zannediyorum teknolojik anlamdaki en heyecan verici, en kaotik ve belki de en belirsiz gelişmelerinden birini yaşıyoruz.
YZ’de o kadar hızlı bir gündem var ki; çok heyecan verici ve çok kaotik bulduğumuz pek çok şey üç - dört ay sonra eski, geride kalmış ya da heyecanını yitirmiş oluyor. Ama girişimciler olarak siz, zor piyasalarda, büyük oyuncuların karşısında, büyük yatırımlar yapabilen, büyük data ile oynayabilen bir evrenin içinde zaten hızlı ve inovatif balık olarak, farklı düşünen, ezber bozan olarak zaten bu alanda var oluyorsunuz. Dolayısıyla da sizin bu konuda neler yaptığınız, nasıl baktığınız, nasıl düşündüğünüz merak uyandırıcı. Bunları dinlemek, hep beraber konuşmak istiyoruz.
YZ’ye sadece bir teknolojik araç olarak bakarsak yanılırız. Ve buna böyle bakan şirketlerin, liderlerin zaman, para, bazen de itibar kaybedeceğini düşünüyoruz. Bunun stratejik bir araç olduğunu ve çok yukarıdan yönetilmesi gerektiğini, bir kurucunun, yönetim kurulu başkanının, CEO’nun vizyonuyla yönetilmesi gerektiğini düşünüyoruz.
Tabii ki bir IT veya CTO kadar bunu bilmeleri gerekmiyor ama en azından kendi işlerini götürmek istedikleri yer ve YZ’nin imkanları konusunda vizyoner bir bakış edinmek için dünyadaki gelişmelerin neresinde olunduğunun bilinmesi gerektiğini düşünüyoruz. O yüzden de yapay zekada liderlik konusunu dünyaya entegre etmek istiyoruz. Her ay bir sektörde, bir fonksiyonda yapay zeka liderlik toplantılarımız devam edecek. Sonunda da bir Türkiye Yapay Zeka Liderlik Endeksi oluşturacağız.
Ayşe Burçak Güven
“Yapay zekaya sadece teknolojik araç olarak bakarsak yanılırız. Biz stratejik bir araç olduğunu, dolayısıyla da çok yukarıdan yönetilmesi gerektiğini düşünüyoruz.” — Ayşe Burçak Güven
Forbes Türkiye olarak şuna çok önem veriyoruz: Uzmanlık, derinlik, gerçek içerik. O yüzden de kendimize uzman ortaklar seçiyoruz. WSI da uzman ortaklarımızdan bir tanesi. YZ sürecinde, 82 ülkede kendini kanıtlamış, dünyanın en büyük yapay zeka pazarlama şirketi olan WSI ile bir ortaklığa giriştik. Bir ortağımız daha var. Onu Hande Ocak Başev’in açıklamasını rica edeceğim. Hande Hanım WSI İngiltere ve Türkiye ofisinin liderliğini yürütüyor. Onun bugün bizlerle olması bizim için gurur ve heyecan verici.
WSI Londra ve İstanbul Yönetici Ortağı, Yapay Zeka Odaklı İş Stratejisti Hande Ocak Başev: Yapay Zeka Liderlik Endeksi’ni farklı perspektiflerden araştırmak için Forbes Türkiye ile yola çıktık ve bir çalışma hazırladık. Sonra yolda çok güçlü bir ortağımız, “Biz bunu sizinle yapmak, Türkiye’de başlayıp diğer ülkelerde de yaygınlaştırmak istiyoruz” dedi. Bu iş ortağımız Oxford Üniversitesi. Araştırma alanında bize destek olacak. YZ start-up’larının pek çok organizasyonu oluyor. Biz biraz farklı bir perspektiften bakmak istiyoruz bugün. “Start-up’ların ve girişimcilerin YZ’yi kullanırken karşılaştığı zorluklar ve engeller nedir, biz size bu ortaklıkla nasıl destek olabiliriz” sorularının cevabını bulmak için sizi davet ettik. WSI olarak 2024’te yaptığımız bir araştırma var. Onun sonuçlarını interaktif olarak paylaşmaya çalışacağız. Victor Hugo Fransız devrimini anlatırken “Bir devrim yaşandığı an çok az fark edilir” diyor. Gerçekten biz de YZ’nin etkisini bu dönemler geçtikten sonra, 2024 - 2025’te ne yaşadığımızı daha iyi sindireceğiz gibi görünüyor.
280 milyar dolarlık küresel YZ pazarından bahsediyoruz, pazarın 2030’da 2 trilyon dolara çıkması bekleniyor. Somutlaştırırsak; bu pazar Çin ve Hindistan’ın toplam yıllık üretiminden fazla. Dolayısıyla YZ’nin hem kendi oluşturduğu hem de sektörleri etkileyerek yarattığı büyüme diye baktığımızda 15,7 trilyon dolar gibi devasa bir seviyeye ulaşması öngörülüyor. Aslında Asimov’un 1942’de üç robot kanunuyla hayatımıza giren, altında 258 teknoloji olan ve hepsinin de olgunluk seviyesi farklı olan bir teknoloji kümesinden bahsediyoruz. Bizlerin bireysel hayatına girmesi ise 2022 - 2023’te ChatGPT ile oldu. Ondan sonra da adaptasyon hızla arttı ama şirketlerin yüzde 76’sı hâlâ kendi operasyonlarında ya minimal aksiyon alıyor ya da YZ’nin temel yeteneklerini çok az kullanıyor.
Hande Ocak Başev
“Şirketlerin yüzde 62’si yapay zekayı iş uygulamalarında ya hiç kullanmamışlar ya da hiç aşina değiller. Herkes bir şekilde yer almak istiyor ama nereden başlayacağını bilmiyor tam olarak. —Hande Ocak Başev
Yine 2024’ün sonlarında 82 ülkede daha çok start-up, girişimci, çalışan sayısı 50’den az olan şirketlerle yaptığımız araştırmaya göre şirketlerin yüzde 62’si YZ’yi iş uygulamalarında ya hiç kullanmamışlar ya da hiç aşina değiller. Teknolojide biz hep Türkiye’yi daha sonradan takip ediyor gibi görüyoruz ama globalde de şirketler geriden geliyor. Çoğu ABD’li olan şirketlerin yüzde 55’i son 12 ayda YZ’yi ya hiç tartışmamış ya da gayriresmi sohbetlerde konuşmuş. Yüzde 35’inin ise YZ bütçesi yok. Yine start-up ve girişimci şirketlerin yüzde 72’si YZ’nin önemli olduğunu düşünüyor. Herkes bir şekilde yer almak istiyor ama tam olarak nereden başlayacağını bilmiyor. Yüzde 53’ü kendi sektörlerinde YZ’nin teknoloji gelişimini hızlandıracağını öngörüyor. Yüzde 54’ü de iş rollerini ve istihdam yapısını mutlaka dönüştüreceğini bekliyor. Peki siz YZ adaptasyonunda hangi süreçleri önceliklendiriyorsunuz?
Tanel Temel (Artiwise Kurucu Ortağı): Bence YZ’yi iş süreçlerine dahil etmeden önce, esas mesele kullanacağımız yapay zeka ürününün kalitesi. O kalitenin iyi olmaması, iş birimlerine etki eden çıktının da iyi olmaması anlamına geliyor. YZ ürünlerini iyi anlamalı, ona göre yapıyı koordine etmeli. Sıra ondan sonra iş birimlerine geliyor, çünkü kalitesi iyi olmadığı zaman YZ’nin iş birimlerine etkisi de düşük oluyor.
Hande Ocak Başev: İnovasyonla ilgili süreçlerimizde YZ’yi önceliklendiriyoruz diyenler var mı?
Banu Kantarcı (Poltio Kurucu Ortağı): Müşterilerimiz için operasyonel süreçleri tamamen kolaylaştırdık ve otomatize hale getirdik. Öyle bir entegrasyon sürecimiz var. Biz YZ girişimi değiliz ama işimizde entegre şekilde kullanıyoruz.
Kenan Açıkelli
Kenan Açıkelli (Mükellef Kurucu Ortağı ve Genel Müdürü): Bugün yaptığımız iş sebebiyle aslında benzer bir durum yaşıyoruz. Fatura muhasebe tarafında müşterilere sunacağımız bütün çözümlerimizi YZ destekli yeni ürünlerle inovatif bir modele doğru oturtmaya çalışıyoruz. Bizim için de çok yeni bir konu.
Mert Menekşe (Kovan Kurucu Ortağı): Biz kurumların geliştirdiği YZ modellerinin sürekli doğru çalışmasını sağlayan modeller geliştiriyoruz. Aktif olarak yaklaşık 50 YZ modelini doğruluyoruz ve kurumların YZ’yi hangi alanlarda kullandığını da raporluyoruz. Şunlar çok doğru: Özellikle kurumların dışa dönük alanlarında daha çok YZ kullanma isteği var. Bu, e-ticarette insanların ürün yüklemesi, yorum yazması, onun analiz edilmesi de olabilir. Telefonla sipariş vermek de olabilir. Birinci nokta kurumların müşteriye daha çok dokunduğu alanlarda YZ kullanımı. İkinci de şu an en çok gözlemlediğimiz yer olan insan kaynakları. Özellikle Türkiye’de şöyle bir rakam var: İşe giren insanların yüzde 60 - 65’i ilk altı ay içinde istifa ediyor. O yüzden bu tarafta çok büyük bir operasyonel süreç var. O nedenle şu anda bizimle beraber çalışan kurumların çok büyük bir kısmı insan kaynaklarına dönüşmüş durumda. Araştırma ve inovasyon tarafında kurumlar YZ’ye olan bütçeleri almakta zorlanıyor.
Firmalar Ar-Ge’de YZ bütçesi alamıyor
Burcu Alsan
Burcu Alsan (Senswise Kurucu Ortağı ve Genel Müdürü): Biz de YZ tabanlı bir çalışan deneyim platformuna sahibiz. Aslında şirketler özellikle verimlilik alanında YZ’yi kullanabilir. 2025’te çok zor bir Türkiye bekliyoruz. Biz 2025’te olacağını düşünüyorduk ama 2024’ün son çeyreğinde büyük şirketlerin çoğu yüzde 40 kadar küçüldüler. Şirketlerde özellikle çalışan devir oranlarının böyle artıyor olması nedeniyle yeni mezunların şirkete yıllık olarak yüzde 65 olumsuz etkisi oluyor. Orta seviyede bir yöneticiye gittiğiniz zaman ise yüzde 125’lerde. Biz de yönetimin, çalışanların sesini duymasını sağlıyoruz.
Arman Kayhan
Arman Kayhan (Kovan Kurucu Ortağı): Biz hem YZ hem de aslında eskiden beri yaptığımız data işinde bir start-up’ız. Dolayısıyla tablodaki bazı bilgilerdeki korelasyon bizim gördüğümüz datalarla çok ilişkili. Satış ve pazarlamanın öne çıkmasının temel sebeplerinden biri ‘zenginliğe’ yakın olması. Diğer taraftan da biz milyonlarca veri işliyoruz. Bir kısmı görsel, video, metin, müşteri yorumu. Firmalar o verileri dış kaynaklarda çok daha rahat paylaşabiliyor. Mesela ürün tasarımı geliştirmede bizim Türkiye’de yaptığımız, aynı şekilde Avrupa’da yaptığımız çalışmada bir noktada firmalar çözümleri içeride geliştirmek zorundalar. Çünkü üretim tekniğindeki bir metodu, o bilgiyi dışarıda ya da OpenAI’da paylaşamıyor. İşletmenin kendi kurumundan ve uzmanlığından gelen veriyi daha rahat paylaşabilen departmanlarda daha yüksek adaptasyon var. Bu yüzden de hepimiz daha çok satış pazarlamaya doğru kayıyoruz.
Tim Levent Yurdum
Tim Levent Yurdum (Mindway Kurucusu): YZ şirketi değiliz, dünyanın en aktif VR stüdyolarından biriyiz. Biz YZ’yi çoğunlukla ürün tasarımı ve geliştirme ve araştırma inovasyon süreçlerinde kullanıyoruz. Ürün tasarımı geliştirme tarafında çok fazla 3D ve ‘audio asset’ üretiyoruz. Bunların üretiminin yüzde 20’sine yakını son altı - yedi ayda YZ’ye kaydı. Kullanıcılara açılan ve uygulamanın içinden doğrudan erişilebilen YZ özellikleri bizi iş modeli anlamında korkutuyor. Çünkü mesela 100 bin kullanıcılı bir uygulamaya YZ destekli bir özellik getirdiğinizde, kullanıcıya sınırsız kullanım hakkı verdiğiniz zaman server’lara ne kadar yük binecek? Ne kadar token kullanımı oluşacak? Bu bizim için bir anda çok güzel medyatik bir özellikken “Banka hesabımız üzerinde çok ciddi bir yük oluşturacak mı?” gibi soruların cevabı açıkçası bizde yok. Şu anda yapay zeka özelliklerini ürünlerimize entegre etmekte bizi en çok çekingen kılan şey bunlar.
Batu Sat
Batu Sat (MoleIQ Kurucu Ortağı): Biz de 10 senelik bir şirketiz. Türkiye’de de bankaların çoğuna hizmet veriyoruz. Hem YZ kullanarak veri üretiyor hem de banka, fintek tarafında kendi iç YZ modellerini geliştirmeleri için kullanılan verileri üretiyoruz. Biraz önce arkadaşımın söylediği şey bence çok önemli. Yani verinin üretilmesi ve paylaşılabilir olması, regülasyondan ve rekabet kurallarından dolayı çok önemli. O nedenle insan kaynakları ve satış pazarlamada bunlar sorun yaratmıyor. Burada veriyi takip etmek lazım. Verinin nerede üretildiği, nasıl paylaşılabildiği ve aslında rekabetçiliği, nerede kullanılabileceğini, nerede kullanılamadığını göstermiş oluyor.
Esin Yılmaz
Esin Yılmaz (Text2Text Kurucu Ortağı): Kendimizi yazılım testi otomasyonunda YZ ajansı olarak konumlandırabiliriz. Bence YZ adaptasyonunu, öncelikle YZ’nin nasıl kullanıldığına bakarak ikiye bölmek lazım. Biri YZ destekli kullanım alanları, bir tanesi de YZ’ye aksiyon aldıran alanlar. Artık üretici YZ’lere YZ ajanları olarak iş yaptırıyoruz. Biz o taraftayız. Bizim tarafımıza baktığınızda yazılım geliştirme ve yazılım testi alanları ilk etapta adapte olanlar olarak ön plana çıkıyor. Ama daha çok satış, pazarlama ve üretim gibi optimizasyon gerektiren alanlar da ön plana çıkıyor diyebilirim. Biz burada çok motive ve güzel bir alana doğru gidiyoruz. Türkiye olarak da bence, filler tepişirken yapay zekaya aksiyon aldıran girişimlerle ilerleyebilirsek en büyük faydayı elde etmiş olacağız. Biz de bu yönde ilerliyoruz.
Yunus Emre Kalkan
Yunus Emre Kalkan (Mr Usta Solutions CEO’su): Biz aslında YZ ile bugüne kadar ilişkisi hiç olmamış ama sürekli üstünde düşünmüş bir start-up’ız. İçeride kullanılan verileri okuma veya onların getirilerinden ziyade farklı bir alanda bir dönüşüm yapmaya başladık. Orada da gördük ki, IoT ve yapay zeka ile özellikle B2B’de önleyici bakım onarım dünyada büyük bir pazar. Bu konuda halen dünyada büyük bir dönüşümün olmadığını gördük açıkçası. Buraya odaklandık.
Hande Ocak Başev: Şirketler üretken YZ’yi daha çok ana operasyonlarında kullanıyor. Peki YZ kullanımında çektiğiniz sıkıntılar neler?
Tanel Temel
Tanel Temel: Biz 2017’de bu zorlukların hepsini yaşadık. Makine öğrenmesiyle başladı. Sonra derin öğrenmeye geçildi. Sonrasında büyük dil modelleri ve son aşamasında da artık OpenAI gibi dünyaya hükmedebilecek modellere dönüştü. Ben şu resmi çok net görüyorum. 2017’de ülke olarak çok rekabetçi bir yerdeydik. Başarabilirdik. YZ’de fark yaratabilirdik. Artık -OpenAI ve DeepSeek gibi uygulamaların çıkmasıyla- Türkiye’den yeni bir teknoloji çıksın ve çıkan bu teknoloji de YZ anlamında fark yaratsın ihtimali çok düştü. Bir tarafta Çin diğer tarafta da Amerika gibi çok güçlü firmaların olduğu iki kutup var. Türkiye öyle bir yerde ki, mesela Amerika’dan ilgili bakanlık gelip bizi denetlemek istediğini söyleyebiliyor. Diyor ki, “Siz büyük firmalarla çalışıyorsunuz. GPU’ları nereye kullanıyorsunuz?” Sen Amerika’nın rakibi olan bir ülkeye kullanıyorsan o zaman sana “dur” demeye kadar gidebilir.
Vorga Can
Vorga Can (Novus Kurucu Ortağı): Zaten açık kaynak modeller olduğu için bunların üzerine yapılan geliştirmelerde Türkiye’nin ben hâlâ bir hareket alanı olduğuna inanıyorum ama konu şu: YZ entegrasyonu demek, para vereceğim bu yatırımın karşılığını alacağım demek. Dolayısıyla 50 - 60 bin dolar harcayacaksanız karşılığında ne alacağınızı bilmek istiyorsunuz. Asgari ücretin 300 - 400 dolar olduğu bir ülkede YZ çok önceliklendirilemeyebiliyor.
Hande Ocak Başev: Siz YZ teknolojisi şirketisiniz, kendi içinizde YZ kullanıyor musunuz? İnsan kaynaklarında mesela…
Terzi kendi söküğünü dikmek yerine başkasınınkini büküyor
Vorga Can: Zaten merkezde 30 kişiyiz, o yüzden kullanmıyoruz. Ama web sitesinden müşteri karşılarken, satış ve pazarlamada ağırlıkla kullanıyoruz. Küçük yapılarız. Kendi iş modelimizde kullanmak için bir kurulum yapmamız gerekiyor. Kurulum için mühendis ekibinin belli bir süre buraya gelip çalışması gerekiyor. Terzi bu durumda kendi söküğünü dikmek yerine başkasınınkini büküp para kazanmayı tercih ediyor.
Banu Kantarcı
“Benim gözlemlediğim tepeden inme bir YZ ile bir şeylerin yapıldığı. Kimse ne yapmak istediğini bilmiyor. “YZ ile bir şey yapmamız lazım. Ama ne yapalım?” gibi bir bakış açısı var.” — Banu Kantarcı
Eda Erol (Poliark Kurucusu ve CEO’su): Biz gayrimenkul yatırımları ve tasarlanması üzerine bir YZ geliştiriyoruz. Ana merkezimiz New York’ta. Bizim gibi niş alanlarda aslında bu tarz büyük modeller çok hızlı çalışıyor. Çünkü bugün biz GPT’nin gücüyle yarışamayız. Bırakın trilyonlarca veriyi, yeni modelimiz bile 8 milyar parametreye yeni ulaşabiliyor. Bizim en çok yaşadığımız zorluklardan biri veri güvenliği. Bu ABD’de büyük problem çünkü yeni geçen bir yasayla eğer veriyi dışarı çıkarıyorsanız ve ortağınız ABD’li değilse bunu bildirmek zorundasınız. Eğer günün birinde bunu bir ulusal güvenlik problemi olarak görürlerse TikTok gibi şirketinizi bir ABD’li şirkete satmak zorundasınız.
Hande Ocak Başev: Burada bir parantez açmak istiyorum. Amerika’da eyaletler bazında da ayrı uygulamaları var değil mi?
YZ’ye güven henüz oluşmadı
Eda Erol: Evet, YZ’ye güven de büyük problem. Tamam, YZ bana sekiz aylık bir süreci birkaç saniyede tasarladı ve verdi ama ben gerçekten bütün bunları hesap ettiğini nereden bileceğim?
Hande Ocak Başev: Peki siz kendi operasyonlarınızda YZ kullanıyor musunuz?
Eda Erol
Eda Erol: Biz de pazarlama ve CRM konularında kullanıyoruz. Şimdi özellikle satış temsilcilerini YZ’yle değiştirmeye başladık. Çünkü bir satış temsilcisi iletişime geçeceği kişiyi sınıflandırabilir fakat bu kişinin hem LinkedIn’de hem Twitter’da bundan beş yıl önce paylaştığı gönderiyi takip edemez. Fakat YZ ile bize bu konuda yardımcı olan sistemler gelişti. Bir kişiye yazmadan ya da aramadan önce onun bütün özel sosyal medyasını da tarayarak bir bilgi haznesi oluşturuyor.
Cansın Aznevi
Cansın Aznevi (Hop Health Kurucu Ortağı): Dünyadaki en hassas verilerden biri sağlık. Biz dünyanın her yerinden bu verileri alıyoruz. Regülasyonla alakalı girilebilecek ne kadar sınır varsa aslında hepsinin içerisindeyiz. Dünyanın her yerinden potansiyel hastaya ulaşabiliyoruz. Biz YZ’yi satış pazarlamada değil müşteri deneyimini daha iyi hale getirmek için kullanıyoruz. Ama şirketler, konunun bu tarafa doğru gideceği noktada belki B ya da C planlarını düşünmek zorunda kalabilecek. Bu, bizim tarafımızda yaşanılan en büyük problemlerden biri. Diğer tarafta da YZ uzmanları ve profesyonellerini start-up şirketlerinde barındırmak biraz zor.
YZ’yi öğreten kişinin hasta veya doktor olması YZ’nin cevabını farklı kılacaktır. Çünkü benim bir rahatsızlığımla ilgili kullandığım araçla bir doktorun kullandığı araçlar farklı olduğu için buradaki güven kısmını etkileyen noktalardan bir tanesi bence bu. Kullanıcının buna güvenmesi çok kıymetli. Yani orada kişinin hayatı söz konusu olabilir, bundan çok etkilenebilir.
Prof. Dr. Aytül Erçil
Prof. Dr. Aytül Erçil (Vispera Kurucu Ortağı ve CEO’su): Ben herhalde bu grupta en uzun süre YZ ile uğraşan kişiyim. 1980’deki doktora yıllarından beri bu konularla uğraşıyorum. Şu anda da perakende sektörüne yönelik YZ çözümleri üretiyoruz. 63 ülkeye teknolojiyi ihraç ediyoruz. Burada konuşulan zorlukların çoğuna katılıyorum. Konuşulmayan bir tanesi maalesef bizdeki yabancı hayranlığı. Bu yıllar içinde azaldı ama hâlâ yurt dışında bir teknoloji varsa, yurt dışında bir çözüm varsa onun daha iyi olduğu önyargısı var. Normalde tersi olması lazım. Önce Türkiye’de kendini ispat edip yurt dışına çıkmalısın. Ama biz önce yurt dışında çeşitli ülkelerde uyguluyoruz sonra Türkiye’ye geliyoruz. Bu da ülkemiz açısından çok üzücü bir şey. Kendimize daha fazla güvenmemiz gerek.
Hande Ocak Başev: Başta da belirttiğimiz gibi temel sorunlardan biri “Kısıtlı kaynağım var, deneyimli kişim yok.” YZ’nin devreye gireceği yer burası. Ama aslında hangi YZ teknolojisini, ürününü kullanabilirim araştırmasını yapacak kadar bile kaynak olmadığı için harekete geçilemiyor. Bu aslında işinizi kolaylaştırır. Ama bunu ispatlayacak, bunun denetimi yapacak da bir şey yok diye duyuyorum. Doğru mu?
Didem Altınbaşak
Didem Altınbaşak (Rafinera Ortağı ve CEO’su): Son söylediğiniz aslında tam bizim gibi firmaları anlatıyor. Çünkü gıda sektöründe gerçekten söylenen her şey devreye giriyor. Bir taraftan Türkiye’de çok yeni başlamış, dünyada da nispeten yeni başlamış bir “cloud kitchen” dünyası içerisindeyiz. Bu dünyada aslında işimizi büyütme, sayı ve veri yaratma anlamında yapmamız gereken çok şey varken o tarafa kanalize oluyoruz. Bir taraftan içimiz kıpır kıpır ama içerideki insan ve kaynak kısıtlılığı sebebiyle ilerleyemiyoruz. Yani lojistiğinden, müşterisine, üretimine, stok kontrolüne bir sürü yapmak istediğimiz şey var. Ama bunları nasıl yapacağımızı araştıracak bile vaktimiz yok.
Ortalık toz ve gaz bulutu
Mert Menekşe
Mert Menekşe: Biz iki yıldır yaklaşık 200’den fazla 100 üzeri çalışanı bulunan şirketle görüştük. YZ entegrasyonundaki birinci problemin eğitim eksikliği olduğunu kabul ediyorum. İkinci problem ise KPI (Anahtar Performans Göstergesi) yetersizliği. Çünkü stratejik olarak tepedeki insanlar YZ ile ne yapabileceğine karar vermiş durumda değil. Nereye dokunacak, müşteriyi mi artıracak, bunu kullanarak etkiyi mi artıracak, kaç puan artıracak? Buna karar vermedikleri için aşağıya doğru indikçe de kişiler satın almaktan çok tedirgin oluyor. Çünkü o ürünle ne yapacağını bilemiyor. Üçüncü nokta da şu: Bir FOMO (günceli kaçırma korkusu) var. Bir de “Ya kullandığım YZ bunu entegre ederken gecikirse” korkusu. Çünkü bu aşağı yukarı iki ay sürüyor. Sonra bir anda DeepSeek diye bir şey çıkıyor ve ortalık darmaduman oluyor. O yüzden de ortalık toz ve gaz bulutu şu anda. Herkes yatışmasını bekliyor.
Hande Ocak Başev: Hep YZ’nin neyi yapacağını konuşuyoruz, neyi yapamadığını hiç konuşmuyoruz. Bir de her şeyi YZ ile çözmek gibi bir durumumuz var. Halbuki bazı iş problemleri organizasyonel, bazıları ise mevcut Excel’le de çözülebilir. YZ’nin çözebileceği belirli problemler var. Bunları teşhis edebilme ve anlayabilme kasını yani YZ okuryazarlığını start-up’lara hızla kazandırmayı ben aslında kendimize ödev olarak yazıyorum.
Çağan Koyun
“Şarj istasyonlarıyla çalışıyoruz. 184 tanenin yaklaşık 150’siyle yaptığımız görüşmede şunu gördük: Herhangi bir veriyi alıp bir yerde tutmayı da işlemeyi de yapay zekayla birleştirme noktasında değiller.” — Çağan Koyun (Spark Kurucusu)
Bahadır Akçeşme
“Kurumsal markalar bir kanaldan başlayıp her şeyi o kişiler üzerinden yürütmekte istekliler. Bunu YZ modellerine uyguladığımızda kötü yere gidiyor.” — Bahadır Akçeşme (YTÜ Teknopark Girişimcilik Programları Müdürü)
Cef Tovil
“Gelişmeler baş döndürücü hızda. Türkiye’de kaynak kısıtını ciddi şekilde yaşıyoruz. Teknoloji geliştirmede önemli dezavantajlarımız var. Belirli niş konular haricinde diyebilirim aslında.” — Cef Tovil (Cloud4Feed Kurucusu ve CEO’su)
“Veri işleme tarafında olduğumuz için firmalar bizlere verilerini emanet ediyor. Dolayısıyla bütün çalışma süresi boyunca verinin gizliliğini taahhüt ediyoruz onlara. Bunu önemli görüyorum.” — Emrah Acar (Artiwise Pazarlama ve Geliştirme Direktörü)
Zeynep Uygun
“Yemek Sepeti’nin esnaf lokantalarına yaptığı dijitalleşmeyi biz esnaf telefonculara yapıyoruz. Ve kayıt dışı pazarı aslında kayıtlı hale getiriyoruz. Yapay zekada şu anda kullanmaya başladığımız yer dinamik fiyatlama.” — Zeynep Uygun (Getmobile Kurucu Ortağı)
Aybars Canbay
“Lisans bazlı bir iş yaptığımız için fikri mülkiyeti hukuki açıdan yanlış kullananları tespit ediyoruz. Oradaki sınırımız ise Türkiye’deki hukuki düzenleme.” — Aybars Canbay (Mythos Cards Kurucu Ortağı)
Özkan Yıldırım
“Bir otonom otobüs firmasına yazılım geliştiriyoruz. 20 milyon dolar yatırım aldık. Bütün genç arkadaşlara piyasanız neresiyse şirketinizi oraya doğru götürmenizi tavsiye ediyorum.” — Özkan Yıldırım (ADASTEC Corp Kurucu Ortağı ve CEO’su)
Öykü Tükenmez
“Treni keşfettik ama demir yolumuz yok. Bu tarz organizasyonlarla herkesin birbirinden öğreneceği, hepimizin birlikte o demir yolunu döşemek adına aksiyona geçebileceği fırsatlar var gibi görünüyor.” — Öykü Tükenmez (MLPCare İnsan Kaynakları Müdürü)