191 şirkete açık soru: Erkek erkeğe her şeye karar vermek sizin için yeterli mi?
Tam bir yıl önce 13 Mart 2025’te, “Yönetimde Kadın Temsilinin Artması için İş Dünyasına Çağrı” toplantısının ev sahibi TÜSİAD Başkanı, değerli Orhan Turan kulağıma eğilip “Merak etmeyin Burçak Hanım ben kadın temsili konusunu halledeceğim” diye fısıldadığında uzun zamandır hissedemediğim bir güven duygusu kaplamıştı içimi. “Galiba bu sefer oldu” dedim. Zira iş dünyasının en etkin oluşumunun lideri artık bu konuya kafayı taktı ve bunun ‘kadınların refahını artırma gayreti’ni çok aşan, toplumsal bir kalkınma meselesi olduğu en yukarda karşılık buldu diye düşünmüştüm.
13 yıldır aktif olarak yürüttüğümüz çabalarda bize vizyonuyla, vaktiyle, katılımıyla destek olan, güç katan çok değerli isimler oldu. Başta Murat Özyeğin, Murat Ülker, Ömer Aras, Tayfun Bayazıt, Ahmet Dördüncü, Aclan Acar gibi (yer darlığı nedeniyle herkesi yazamadığım için diğer kıymetli destekçilerimizin aflarına sığınıyorum) çok değerli isimlere yürüdük bu yolları. Ancak ilk kez varlık nedeni ‘cinsiyet eşitliği mücadelesi’ olmayan ve bu denli etkin ve güçlü sistematik bir iradenin rüzgarını arkamızda hissetmek, daha örgütlü bir müdahale noktasına varmak büyük bir adımdı ve haliyle heyecan dalgası da yüksekti.
Orhan Başkan liderliğinde TÜSİAD, o gün tüm şirketlere (Borsa İstanbul’da işlem görenler başta olmak üzere) “Yönetim kurullarındaki kadın üye oranını iki yıl içinde yüzde 25, beş yıl içinde ise en az yüzde 33 oranına taşımaları” çağrısı yaptı. Çağrı çok güzel bir karşılık buldu ve ülkemizin önde gelen pek çok kuruluşunun lideri, art arda bu çağrıya karşılık vereceklerini açıklayarak konuyu adeta bir kampanyaya dönüştürdüler. Aradan geçen bir yılda kaç şirketin, hangi bakış açısı ve eylem planıyla bu kampanyaya katıldığını ve neler başardığını göreceğiniz dosyamızı, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü vesilesiyle de bu sayıda bulacaksınız. Her birine bu duyarlılıkları ve destekleri için minnettarız ve kendilerini bu alanda da takip etmeye devam edeceğiz.
Ancak benim değinmek istediğim asıl nokta, aradan geçen tam bir yıllık süreçte ülkemizin cinsiyet eşitliğini sağlamada hâlâ nasıl geri kaldığını üzülerek bir kez daha gördüğümüz veriler. Şubat sonunda açıklanan Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu’nun, Prof. Dr. Melsa Ararat liderliğinde her yıl yayımladığı rapora göre Borsa İstanbul’da işlem gören şirketlerin yönetim kurullarındaki kadın oranı, bir önceki yılki yüzde 17,9’dan (2023 verisi) yüzde 18,7’ye yükselmiş. Yüzde 1’in altında bir artış oranı, bana göre bir utanç tablosu!
Ülkemizde borsaya açık 562 şirket var. Bunların yüzde 34’ünün YK’ları erkek erkeğe toplanıyor. Yani kurumsal yönetişime önem verdiğini iddia ederek halka açılmış olan tam 191 şirketin karar mercii konumunda hâlâ tek bir kadın aklı, fikri, görüşü ihtiyacı yok. Nasıl olabiliyor bilmiyorum ama görünen o ki erkek erkeğe her şeye karar vermek onlar için yeterli! Benzer biçimde 2024 yılında halka açılmış olan toplam 46 şirketin YK’sındaki kadın oranı da yüzde 15,3. 2023’te açılan 45 şirkette bu oran yüzde 13,5 idi ki yüzde 2’nin altında kalan bir artışın, ‘ilerleme’ sayılabileceğini kimsenin iddia edebileceğini sanmıyorum.
TÜSİAD’in iki yıl içinde yüzde 25 kadın YK üyesi rakamına ulaşılması çağrısı için hâlâ önümüzde bir yıl var. Ama artış hızına bakarsak, konuyu kendi haline bırakmamız halinde beklenen ilerlemenin gerçekleşmeyeceğini tahmin etmek zor değil. Ve de işin ilginç yanı, bu konuda zor anlaşılacak bir taraf da yok: Çeşitliliğin eksik olması, kararların kalitesini düşürüyor, iş sonuçlarını olumsuz etkiliyor, yaratıcılık ve inovasyon gücü azalıyor; insani değil, etik değil, hakkaniyetli değil.
Bence gerek yok ama yine de tekrar edeyim: Bu bir demografik profili iyileştirme inisiyatifi falan da değil zira hiçbirimiz nüfus profilini iyileştirme enstitüsünde falan çalışmıyoruz. Cinsiyet, yaş, etnik köken, cinsel eğilim gibi göstergeleri çeşitlendirmenin iş sonuçlarına olumlu etkisi büyük: Farklı fikirlerin, bakış açılarının, dünyayı algılama ve onla ilişki kurma biçimlerinin bir araya gelerek aldığı kararların hem iş sonuçlarına hem de erkek egemen geçirdiğimiz son birkaç bin yılda yok etmenin eşiğine getirdiğimiz gezegenimize ‘daha iyi geldiği’ çok açık.
Konu bu kadar netken, TÜSİAD gibi iş dünyasının en öncü yapısı da liderler düzeyinde bu konuya dikkat çekmişken neden yüzde 1 civarında komik kımıldanmalarla yetinmek durumundayız? Bu sorunun cevabını, Borsa İstanbul’da işlem gören ve YK’larında hiç kadın üye bulunmayan o 191 şirketten rica ediyorum lütfen…
Yönetimde kadın: Söylemden eyleme / Haber Detay - Tıkla Oku
Yılmaz Yılmaz: Kadın liderler için kota uygulamasına ihtiyaç var! / Haber Detay - Tıkla Oku
YKKD Başkanı Hande Yaşargil: Sorun arzda değil talepte / Haber Detay - Tıkla Oku
"Dergi" Kategorisinden Daha Fazla İçerik
Yazarlar
Çok Okunanlar
-
forbes.com.tr
Dünyanın en zengin 10 insanı (Ocak 2025)
-
forbes.com.tr
Dünyanın en zengin 10 kişisi (Kasım 2024)
-
forbes.com.tr
En zengin Türklerin sıralaması nasıl değişti?
-
Erkan Kızılocak
Forbes Girişim 50 Listesi: Zirve finteklerin
-
Nilgün Balcı Çavdar
Türk Milyarderler