;
Arama

Polonya’nın Yükselişi, Batı Avrupa’nın Çöküşü

Ağustos ayı önce Japonya Merkez Bankası’nın (BOJ) faiz artışı, Japon Yeni’nde ralli ve carry trade şoku ardından Fed faiz tartışmaları ile piyasaların volatil bir dönemden geçtiği ay olarak tarif edilebilir. Ancak ben biraz daha geri planda kaldığını ve menkul kıymet hareketlerinden çok daha önemli olduğunu düşündüğüm bir konuya değinmek istiyorum.

30 Kasım 2024, 06:54 ÖÖ GÜNCELLENDİ
Polonya’nın Yükselişi, Batı Avrupa’nın Çöküşü

Ayın sonuna doğru gerçekleşen Hindistan Başbakanı Modi’nin Polonya gezisi sadece 45 yıl sonra bir ilk olduğu için önemli değil. 45 yıl sonra Polonya ve Hindistan’ın ulaştıkları global statü nedeni ile önemli. Ziyaretin en önemli sonucu iki ülkenin yayınladıkları açıklamada bahsi geçen ilişkilerin stratejik ortaklık seviyesine çekilmesi.

Aslında gezi Rusya, Polonya ve Ukrayna üçlüsünü kapsadığı için Hindistan’ın global gelişmelerde oynamak istediği rolü temsil etmesi açısından da öne çıkıyor. Ancak ben şimdilik Polonya’nın kendisine odaklanmak istiyorum.

2009 tarihli The Next 100 Years (Türkçe de yayınlandı) adlı kitabında George Friedman bir kaç ülke ve senaryodan bahseder. Bildiğiniz üzere Türkiye bunlardan bir tanesi, bir diğeri de Polonya. Türkiye her ne kadar son dönemde yaşanan ekonomik sorunlar nedeniyle kitapta bahsedilen potansiyelinden uzakta görünse de Samuel Huntington ana şemsiyesi altında günümüzde Friedman tarafından temsil edilen görüşün gerekliliğini büyük ölçüde yerine getiriyor. Bu nedenle Freidman’ın 15 sene önceki Türkiye tezine 10 üzerinden 10 vermek zor, ancak yedi hatta sekiz verebiliriz. Polonya tezi ise 10’u hak ediyor.

Polonya’ya dönersek; Batı Avrupa sadece aşırı regülasyonlar, yetersiz inovasyon, pahalı enerji ve hızla çöken bir demografi ile uğraşmıyor aynı zamanda din temelli kültürün zaman içinde yarattığı kapitalist modelden de hızla uzaklaşmanın sancılarını çekiyor. Friedman ve diğerleri temelde Polonya ve Türkiye’nin çeşitli nedenlerle tarihi aslına rücu edeceği tezini savunuyor. Polonya’nın Ukrayna konusunda herkesten daha hassas olması sadece yakın tarih SSCB kaynaklı değil, çok daha kuvvetli bir mazi olduğunu daha önce okumuş olma ihtimaliniz yüksek.

Hikayeye göre 2’nci Dünya Savaşı sonrası Potsdam Konferansında büyük güçler Polonya’nın kaderini tartışırken Churchill, Stalin’in bir önerisine Katolikleri kast ederek “Papa bu durumdan hiç hoşlanmayacaktır” cevabını verir. Stalin de yanıt olarak “Papa’nın kaç silahlı birliği var demiştin azizim Churchill” der. Ancak oturduğunuz koltuk nedeni ile ne kadar kibirlenirseniz kibirlenin Sun Tzu’nun dediği (iddia edildiği) gibi nehrin kenarında yeterince oturursanız düşmanınızın cesedinin akıp gittiğini görebilirsiniz.


"Haberler" Kategorisinden Daha Fazla İçerik

  • Trump’ın Çin, Kanada ve Meksika'ya yönelik yeni tarifesi ne anlama geliyor?

    forbes.com.tr
    Trump’ın Çin, Kanada ve Meksika'ya yönelik yeni tarifesi ne anlama geliyor?

  • Shein ve Temu'ya rakip pazar yeri: Amazon Haul

    forbes.com.tr
    Shein ve Temu'ya rakip pazar yeri: Amazon Haul

  • OpenAI, NY Times telif hakkı davasında olası kanıtı yanlışlıkla sildi

    forbes.com.tr
    OpenAI, NY Times telif hakkı davasında olası kanıtı yanlışlıkla sildi

  • Sessiz Hırs: Z Kuşağı neden kurumsal şirketlerde kariyer hedeflemiyor?

    forbes.com.tr
    Sessiz Hırs: Z Kuşağı neden kurumsal şirketlerde kariyer hedeflemiyor?

  • Konut satışında son iki yılın en yüksek sayısına ulaşıldı

    forbes.com.tr
    Konut satışında son iki yılın en yüksek sayısına ulaşıldı

  • Yatırımcılara öz kaynak kriteri getirildi

    forbes.com.tr
    Yatırımcılara öz kaynak kriteri getirildi

Yazarlar

Çok Okunanlar