Polonya’nın Yükselişi, Batı Avrupa’nın Çöküşü
Ayın sonuna doğru gerçekleşen Hindistan Başbakanı Modi’nin Polonya gezisi sadece 45 yıl sonra bir ilk olduğu için önemli değil. 45 yıl sonra Polonya ve Hindistan’ın ulaştıkları global statü nedeni ile önemli. Ziyaretin en önemli sonucu iki ülkenin yayınladıkları açıklamada bahsi geçen ilişkilerin stratejik ortaklık seviyesine çekilmesi.
Aslında gezi Rusya, Polonya ve Ukrayna üçlüsünü kapsadığı için Hindistan’ın global gelişmelerde oynamak istediği rolü temsil etmesi açısından da öne çıkıyor. Ancak ben şimdilik Polonya’nın kendisine odaklanmak istiyorum.
2009 tarihli The Next 100 Years (Türkçe de yayınlandı) adlı kitabında George Friedman bir kaç ülke ve senaryodan bahseder. Bildiğiniz üzere Türkiye bunlardan bir tanesi, bir diğeri de Polonya. Türkiye her ne kadar son dönemde yaşanan ekonomik sorunlar nedeniyle kitapta bahsedilen potansiyelinden uzakta görünse de Samuel Huntington ana şemsiyesi altında günümüzde Friedman tarafından temsil edilen görüşün gerekliliğini büyük ölçüde yerine getiriyor. Bu nedenle Freidman’ın 15 sene önceki Türkiye tezine 10 üzerinden 10 vermek zor, ancak yedi hatta sekiz verebiliriz. Polonya tezi ise 10’u hak ediyor.
Polonya’ya dönersek; Batı Avrupa sadece aşırı regülasyonlar, yetersiz inovasyon, pahalı enerji ve hızla çöken bir demografi ile uğraşmıyor aynı zamanda din temelli kültürün zaman içinde yarattığı kapitalist modelden de hızla uzaklaşmanın sancılarını çekiyor. Friedman ve diğerleri temelde Polonya ve Türkiye’nin çeşitli nedenlerle tarihi aslına rücu edeceği tezini savunuyor. Polonya’nın Ukrayna konusunda herkesten daha hassas olması sadece yakın tarih SSCB kaynaklı değil, çok daha kuvvetli bir mazi olduğunu daha önce okumuş olma ihtimaliniz yüksek.
Hikayeye göre 2’nci Dünya Savaşı sonrası Potsdam Konferansında büyük güçler Polonya’nın kaderini tartışırken Churchill, Stalin’in bir önerisine Katolikleri kast ederek “Papa bu durumdan hiç hoşlanmayacaktır” cevabını verir. Stalin de yanıt olarak “Papa’nın kaç silahlı birliği var demiştin azizim Churchill” der. Ancak oturduğunuz koltuk nedeni ile ne kadar kibirlenirseniz kibirlenin Sun Tzu’nun dediği (iddia edildiği) gibi nehrin kenarında yeterince oturursanız düşmanınızın cesedinin akıp gittiğini görebilirsiniz.
"Haberler" Kategorisinden Daha Fazla İçerik
Yazarlar
Çok Okunanlar
-
forbes.com.tr
Dünyanın en zengin 10 kişisi (Kasım 2024)
-
forbes.com.tr
Angela Merkel anılarıyla gündemde
-
Nilgün Balcı Çavdar
Türk Milyarderler
-
forbes.com.tr
2024'ün ilk 10 ayında en çok satan elektrikli otomobiller
-
forbes.com.tr
Forbes 2024 en iyi içerik üreticileri