Unicorn Yolu
Lisede okuyan iki genç, 2010’lu yılların ortasında birbirine para aktarmaya çalışıp bunu geleneksel banka kanallarında yapamayınca bir finansal teknoloji (fintek) start-up fikrine ilham kaynağı oldu. Ahmet Faruk Karslı’nın banka hesabı açamayan kardeşlerinin yaşadığı bu basit görünen soruna çözüm olmak üzere 2015 yılında başlattığı girişim, bugün Türkiye’nin en büyük finteklerinden birine dönüşmüş durumda.
2016’da fatura ödeme lisansıyla işe başlayan Papara, aynı yıl yedi gün 24 saat para transferini mümkün kılan sistemi geliştirdi. Küçük bir komisyonla hizmet vermeye başlayan sistem, pandemi döneminde ise ücretsiz kullanıma açıldı. Sağladığı transfer kolaylığı son kullanıcı tarafından takdir gördü. Öyle ki Papara’nın şu anki kullanıcı sayısı 20 milyon kişiye yaklaşmış durumda. Bankalarsa tam beş yıl sonra 2021’de bankalar arası ödeme sistemi FAST’ı (Fonların Anlık ve Sürekli Transferi) devreye sokabildi.
İşte o uzun beş yılda Papara’dan, CEO ve kurucu ortak Emre Kenci’nin deyimiyle “Çok büyük paralar” geçti ve “kripto para ve birkaç niş alanda epey kâr edildi”. 10 milyonu bulan işlem trafiğinde kötü niyetli kullanımların da olabileceğini belirten Emre Kenci, “Bunu önlemek için şirket içinde kendi MASAK’ımızı kurduk. Direkt yönetim kuruluna bağlı çalışan 30 kişilik bu bağımsız ekip, şüpheli işlemleri belirlemek, anında hesaba bloke koyup MASAK’a bildirmekle görevli” diyor.
Bilkent Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği mezunu olan Emre Kenci, Türkiye’nin en büyük kripto para borsası BtcTurk’ün de kurucuları arasında. Kenci, 2016 yılına kadar çalıştığı şirketinden yakın arkadaşı Ahmet Karslı’nın ısrarlarına karşı koyamayarak ayrılıp Papara’da teknoloji bölümünün başına geçti. “Kendimizi diğer e-para şirketlerinden farklılaştırmak için onların yapamadıklarını da yapmak üzere yola çıktık” diyor Emre Kenci, “Artık Z kuşağından her beş gencin ikisi Papara kullanıyor” diye de ekliyor. Papara’nın müşterilerinin yaş ortalaması 24 iken çalışanlarının ise 30. Kenci’ye göre Papara’nın en güçlü kası gençliği ve hızlı karar alabilmesi.
Bu özellikleri, sokağın nabzını tutmaya da yarıyor denebilir. Örneğin geçtiğimiz aylarda Kapalıçarşı’da altın, çok küçük gramajlı talepler için plakalardan kesilip satılmaya başlanmıştı ve altı aydır Papara sistemine giren Kıymetli Maden Hesabı tam da bunun dijital karşılığını yapıyor. Kullanıcılar bu hesaptan gram altının yüzde birine kadar alım yapabiliyor. Emre Kenci, elindeki telefon ekranından bankaların alış - satış fiyatlarını inceleyip Papara ekranına göz attıktan sonra “Alım - satım fiyatı arasındaki makas şu anda bankaların beşte biri” derken oturduğu koltukta keyifle geriye doğru yaslanıyor.
Gümüş ve platin yatırımı da yapılabilen bu hesapta ilk dört ayda 200 bin kullanıcıya ulaşılmış. Kenci, “İşlem hacmi her ay ikiye katlanıyor. Çok yakında demir, bakır ve paladyum gibi farklı madenler de Papara’da alınıp satılabilecek” diyor.
Polen Menkul Değerler’in satın alınmasıyla mart ayından beri Papara Menkul Değerler, PPR Holding altında yeniden yapılandı. Bu yeni şirketin yönetim kurulu başkanlığı görevini de yürüten Emre Kenci, ABD borsaları ve BİST’te hisse alım - satım işlemlerine haziran ayı itibarıyla şirket içinde kapalı devre testlere başladıklarını, sistemin yıl sonundan itibaren kullanıcılara açılacağını söylüyor. Papara, kendi ekosistemine bir mevduat bankası da eklemek için geçen yıl T-Bank ile görüşmüş ve bankanın yüzde 50 - 50 oranındaki hissedarları Bankmed SAL ve Arab Bank PLC ile satın alma konusunda anlaşmaya vardıklarını açıklamışlardı.
Yasal izinlerin sonrasında devir işlemlerinin tamamlanacağını belirten Papara CEO’su, satış kesinleşirse “Papara finansın her alanında hizmet veren bir ‘süper app’ olacak” diyor. Peki kendilerini şimdiye kadar “Geleneksel finansal uygulamalar karşısında rekabetçi ve kullanıcı odaklı çözümler sunarak yeni bir deneyim yaratmaya çalışan bir finansal teknoloji kuruluşuyuz” diye tanımlayan Papara, neden geleneksel mevduat bankasına ihtiyaç duydu? Hesap basit aslında: Papara’nın gün sonu kullanıcı bakiyesi 4 ila 5 milyar TL arasında ve bu rakam yıl sonunda yaklaşık 7 milyar TL olacak. İşte bu noktada banka olmamanın fırsat maliyeti çok yüksek. Zira kaba bir hesapla bu paranın yıllık faizi 3,5 milyar TL yani 100 milyon dolar civarında.
Papara, Türkiye’de genişlerken bir yandan da global oyuncu olmanın gereklerini yerine getiriyor. Şirket yakın zamanda iki satın alma yaptı: İlki İspanya’da Rebellion Pay, diğeri ise Pakistan’daki Sadapay. Kenci, bu satın almalar sırasında şirketin bağımsız değerlemesinin milyar doları aştığını, Avrupa’da bir başka satın alma için de pazarlıkların sürdüğünü söylüyor. Kuruluşundan itibaren Papara, diğer finteklerden farklı olarak hiç yatırım almadı ve resmi olarak değerlemesi piyasa koşullarında yapılmış değil. Dört ortağı bulunan şirketin çoğunluk hissesi kurucu Ahmet Karslı’ya ait.
Papara CEO’su Emre Kenci, “Bundan önce olduğu gibi sonrasında da bir yatırım alma planı yok” diyor. Kenci, Papara’nın gerçek değerinin resmi olarak ancak halka arz yaptıklarında belirlenebileceğini ve o zaman geldiğinde 5 milyar doların altında bir değerleme beklemediğini söylüyor. Fintekin son satın almalarda değerlemesinin en az 2 milyar dolar olduğu tahmin ediliyor.
Önümüzdeki yıllarda yurt dışındaki büyüme hamlesi meyvelerini verir, yabancı para gelirleri TL’yi geçerse niyetleri Londra veya ABD borsalarında halka arz yapmak. Bu sayede şimdi herkesin farklı bir yorum yaptığı şirket değerlemesi de resmiyete kavuşacak.
Her şeye rağmen Kenci, temkinli bir yönetici ve uzun vadeli hedeflerden ziyade daha kısa vadeli planlarla hareket etmeyi doğru buluyor. Küçük para transferlerini düşük komisyonlarla hızlı ve pratik bir şekilde gerçekleştirmek için kurulan şirket, finansal bir süpermarket olma yolunda. İki gencin yaşadığı soruna çözüm bulmak için yola çıkmışken dünyada milyonlarca insana finansal hizmetler sağlamaya soyunuyor. Türkiye’de önlerine aşamayacakları kadar büyük bir engel çıkmazsa global ölçekte parmakla gösterilen fintekler arasına girmeye aday olabilirler.