Trump bakır ithalatına da gümrük vergisi getirmek istiyor

ABD Başkanı Trump, Beyaz Saray'da düzenlediği imza töreninde, söz konusu kararnamenin büyük etkisi olacağını belirtti.

İmza törenine katılan Ticaret Bakanı Howard Lutnick, çelik ve alüminyum sektörlerinde olduğu gibi Amerikan bakır endüstrisinin de küresel aktörler tarafından zayıflatıldığını ifade etti. Lutnick, yerli üreticileri korumak adına potansiyel tarifelerin uygulanmasını değerlendireceklerini belirterek “Bu vergiler, Amerikan bakır endüstrisini yeniden inşa etmemize ve ulusal güvenliğimizi güçlendirmemize yardımcı olabilir” dedi.

Trump: Bakır Amerika’da üretilmeli

Trump, imza töreninin ardından Truth Social hesabından yaptığı paylaşımda, bakır ithalatının detaylı şekilde incelenmesi için Ticaret Bakanlığına ve ABD Ticaret Temsilciliğine talimat verdiğini duyurdu.

Tarifelerin yerli üretimi teşvik edeceğini vurgulayan Trump, “Amerikan sanayisi bakıra bağımlı ve bu stratejik malzeme ülkemizde üretilmeli. Muafiyet ya da istisna yok” ifadelerini kullandı. "Önce Amerika" politikasıyla istihdam oluşturduklarını ve ulusal güvenliği koruduklarını belirten Trump, “Bakırın eve dönme zamanı geldi” dedi.

Bakır ABD savunma sanayisi için kritik önem taşıyor

Beyaz Saray'dan yapılan açıklamada başlatılan soruşturmanın ABD’nin bakır ithalatına bağımlılığının ulusal güvenlik üzerindeki etkilerini değerlendireceği bildirildi.

Yetkililer soruşturma sonucunda bakır tedarik zincirindeki kırılganlıkları belirleyerek Amerika’nın yerli bakır endüstrisini güçlendirmeye yönelik öneriler içeren bir rapor hazırlanacağını açıkladı.

Bakırın savunma sanayisi, altyapı, temiz enerji, elektrikli araçlar ve gelişmiş elektronik gibi sektörlerde kritik bir rol oynadığına dikkat çekilen açıklamada ABD Savunma Bakanlığı'nın en çok kullandığı ikinci malzeme olduğu vurgulandı.

Çin, küresel bakır piyasasında lider konumda

ABD büyük bakır rezervlerine sahip olmasına rağmen eritme ve rafine etme kapasitesinde Çin gibi küresel rakiplerinin gerisinde kaldı.

1991’de ABD’nin bakır ithalatına bağımlılığı neredeyse sıfırken, 2024 itibarıyla tüketiminin yüzde 45’inin ithalatla karşılandığı ve bu durumun tedarik zinciri güvenliği açısından ciddi riskler oluşturduğu biliniyor.