Suriyeli aktivistler ülkelerine dönmek için plan yapıyor
Nasma ve Halime Kawas, Halep'te Beşar Esad yönetimine karşı düzenlenen ilk protestolar sırasında tanıştı. 2011 Arap Baharı’nın ilk günlerindeki gösterilerde tanıştıklarını The Guardian’a anlatan çift 13 yıllık çatışma ve yıkılan hayallerinin ardından ülkelerine geri dönmeyi planlıyor. Kawas çifti yaklaşık 10 yıldır, Halep’e iki saat uzaklıkta olan Gaziantep’te yaşıyor. Çiftin geri dönme düşünceleri isyancıların Halep'in sınırına yaklaştığını görene kadar uzak bir hayaldi. Şimdi değişimin yaklaştığına karar verdiler.
Halep'i ele geçirmelerinin üzerinden bir hafta geçmeden isyancılar Şam'a girerek Esad'ın 24 yıllık iktidarını aniden sona erdirdi ve korkutucu rejimi parçalandı. İsyancı güçler devletin kötü şöhretli gözaltı tesislerinin kapılarını açarken, en ufak bir muhalefetten yüzünden bile burada tutulan binlerce tutuklu sokaklara akın etti. Birkaç saat içinde “Şam kasabı” olarak anılan Suriye liderinin saltanatı sona erdi ve Esad ülkeden kaçtı.
“Bu her şeyi değiştirdi”
Nasma, “Esad'ın hak ettiği son bu. Suriyeliler diğer Suriyelileri hapisten çıkardı. İki hafta önce bile bir gün oğlumuzun ya da belki onun çocuklarının Suriye'yi yeniden inşa edebileceğini umduğumuzu söylüyorduk. Ama bu her şeyi değiştirdi” diye konuştu. Dünyanın en acımasız diktatörlerinden birinin dramatik düşüşünün etkisi tüm Orta Doğu'ya yayıldı ve Arap Baharı ayaklanmalarına katılan pek çok kişiye bölgede iktidarda olan otokratların yönetiminin eninde sonunda kırılgan olabileceğini hatırlattı.
Bölgedeki diğer rejimlerde etkilenecek mi?
2011'de Tunus, Mısır, Suriye, Libya ve Yemen'de diktatörleri deviren halk protestoları o zamandan bu yana savaşlar ve karşı devrimler altında ezildi. Ancak Devlet Başkanı Esad ve merhum babası Hafız'ın heykelleri Suriye'nin dört bir yanındaki kalabalıklar tarafından yıkılırken, Nasma, Haleem ve diğer aktivistlerin 14 yıl önce başlattıkları bir bölümün de sonu gelmiş oldu. Yazar ve aktivist Iyad el-Bağdadi, “Otokratik sürdürülebilirlik fikri darbe aldı. Mısır'a, Suudi Arabistan'a ve halklarının seslerini bastırmaya yönelik tüm girişimlerine bakıyorum. Bunların hepsi sona erecek, çünkü diktatörlük nihayetinde sürdürülemez” değerlendirmesini yaptı.
“Libya ayaklanmasını hatırlattı”
Bağdadi, Esad'ın kendi halkının ona olan inancını kaybettiğini ve aynı bozulmanın, kemer sıkma politikaları ve artan yoksullukla mücadele eden Mısır gibi başka ülkelerde de yaşanabileceğini söyledi. Diğer vatandaşları hapishaneden kurtaran insanların görüntülerinin kendisine 2011'deki Libya ayaklanmasının ilk görüntülerini hatırlattığını da aktardı.
Nasma ve Haleem ilişkilerinin Esad yönetimine karşı protestolar başladıktan sonra alevlendiğini anlattılar. Halep kuşatması sırasında ve Nasma Türkiye'ye taşındıktan sonra da görüşmeye devam etmişler. Halep, Rusya ve Suriye'nin hava saldırılarıyla bombalanırken Haleem şehirde kaldı. Bölünmüş şehrin doğu yakasında sıkışıp kalan ve ailesini ya da Nasma'yı göremeyen Haleem, memleketlerinin duvarlarına aşk notları ve şiirler karaladı ve ona yaptığı işlerin resimlerini gönderdi. Haleem, 2016 yılında Esad rejiminin muhalifleri ve muhalif savaşçıları ülkenin diğer bölgelerine taşımak için kullandığı meşhur yeşil otobüslerle Halep'ten ayrılmaya zorlandığında, bir daha asla geri dönemeyeceğini düşünerek gözyaşı döktü. Genç çift, hayatları boyunca memleketlerini bir kez daha görme hayaline tutundu. Şimdi Türkiye sınırını geçebildiklerinde ziyaret etmeyi planlıyorlar ve Haleem yerel bir radyo istasyonu açmayı planlarken kalıcı bir şekilde taşınmayı hedefliyorlar. Nasma, “Eğer Esad’dan kurtulabildiysek, her şey mümkün” dedi.
"Dünya" Kategorisinden Daha Fazla İçerik
-
-
-
Elmasta azalan talep ve suni üretim dönemi: De Beers'ın elmas stoku 2008 krizi sonrası zirve yaptı
forbes.com.tr
-
-
-
Yazarlar
Çok Okunanlar
-
forbes.com.tr
Dünyanın en zengin 10 kişisi (Kasım 2024)
-
forbes.com.tr
En zengin Türklerin sıralaması nasıl değişti?
-
Nilgün Balcı Çavdar
Türk Milyarderler
-
forbes.com.tr
2025 Forbes 30 altı 30'dan İlayda Şamilgil: NASA projesinden kendi girişimine
-
Nilgün Balcı Çavdar
Bir varmış bir yokmuş