;
Arama

Piyasaların yeni prensibi: ABD'den çık

Trump’ın ikinci başkanlık döneminde aldığı agresif ekonomik kararlar, ABD’nin küresel finans sistemindeki güvenilirliğini sarsıyor. Dolar değer kaybederken yatırımcılar tahvillerden uzaklaşıyor, müttefik ülkeler ise Washington ile aralarına mesafe koyuyor. Uzmanlara göre artık “Amerika’dan çıkış” teması, küresel yatırım stratejilerinde öne çıkıyor.

22 Nisan 2025, 23:13 Güncelleme: 23 Nisan 2025, 08:39
Piyasaların yeni prensibi: ABD'den çık
Fotoğraf: Shutterstock

Donald Trump’ın ikinci başkanlık döneminin ikinci ayında, Amerikan finansal üstünlüğünün temelleri benzeri görülmemiş şekilde sarsılıyor. ABD’nin küresel ekonomi ve jeopolitik sistemdeki belirleyici rolü tartışma konusu olurken, yatırımcılar ve hükümetler giderek Amerikan varlıklarından uzaklaşıyor.

Fed’in bağımsızlığına yönelik sert söylemler, tüm ülkelere yönelik yeni gümrük tarifeleri ve korumacı ekonomi politikaları, ABD’yi küresel sistemin merkezinden potansiyel bir belirsizlik kaynağına dönüştürüyor.

Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) bahar toplantıları için dünyanın önde gelen ekonomi yöneticileri Washington’a gelirken, kent uzun yılların ardından ilk kez küresel istikrarın değil, istikrarsızlığın merkezi olarak görülüyor.

Fed’e baskı, dolara güvensizlik

Trump’ın Fed Başkanı Jerome Powell’ı görevden alma yönündeki açık tehditleri, merkez bankasının bağımsızlığına duyulan güveni zedeliyor. Barclays analistleri, bu durumun dolar üzerindeki riskleri artırdığını belirterek para birimiyle ilgili tahminlerini aşağı yönlü revize etti.

JPMorgan’dan David Kelly, bu politikaların ABD’nin itibarına büyük zarar verdiğini belirtiyor: “Amerikan varlıklarına duyulan güven azalıyor. İnsanlar artık bu varlıklar için daha az ödemeye razı.”

Sermaye kaçışı hızlandı

Trump’ın 2 Nisan’da Beyaz Saray’da açıkladığı yeni tarifeler sonrasında piyasalar hızla geri çekildi. S&P 500 endeksi neredeyse yüzde 10 düştü, yaklaşık 4,8 trilyon dolarlık piyasa değeri buharlaştı. Bloomberg’in dolar endeksi yıl başından bu yana yüzde 7’den fazla değer kaybederek rekor kötü başlangıç yaşadı. Normalde kriz anlarında güvenli liman olarak görülen ABD Hazine tahvilleri de sert şekilde değer kaybetti.

10 yıllık tahvil faizleri 20 yıldan uzun süredir görülmemiş hızda yükseldi. Trump’ın bazı tarifeleri geri çekmesiyle faizlerde geçici bir gerileme yaşansa da, Fed’e yönelik saldırıların artmasıyla yükseliş yeniden başladı.

Raymond James’ten stratejist Tracey Manzi, “Piyasa, dolar ve tahvilleri artık geleneksel güvenli limanlar olarak görmüyor. Bu yeni tarifeler yatırımcıları ürküttü” dedi.

ABD hâlâ rakipsiz ama kırılgan

Dolar, küresel döviz işlemlerinin yüzde 90’ında ve merkez bankası rezervlerinin yüzde 60’ında yer alıyor. Ancak euro’nun rezerv para birimi olmak için gerekli borç piyasası derinliği eksik, Çin’in yuanı ise hükümet kontrolünde. Cornell Üniversitesi’nden Eswar Prasad, “Doların yerine geçecek gerçek bir alternatif olmadığı için sistem değişimi sınırlı kalabilir. Ancak güvenin yeniden inşası uzun ve zor bir süreç olacaktır” diyor.

ABD’nin ittifakları çatırdıyor

Trump yönetimi, Ukrayna’daki savaşta pozisyon değiştirerek Rusya’nın dahil olacağı bir barış planı peşinde. Bu yaklaşım, Ukrayna’ya destek vermek isteyen Avrupa ülkeleriyle derin görüş ayrılıkları yaratıyor. Trump’ın aynı anda başlattığı ticaret savaşı, transatlantik güvenlik iş birliğini daha da kırılgan hale getirdi.

Beyaz Saray danışmanı Stephen Miran, ABD’nin küresel güvenlik ve rezerv para sağlama gibi hizmetlerini sürdürebilmesi için diğer ülkelerin de yük paylaşması gerektiğini belirtti: “Bu hizmetlerden yararlanmak isteyen ülkeler adil katkı sağlamalı.”

Asya’da endişe büyüyor

ABD'nin güvenlik şemsiyesi altında bulunan Asya ülkeleri, Çin ve ABD arasındaki gerilimde arada kalmaktan rahatsız. Singapur Başbakanı Lawrence Wong, “kurallara dayalı küreselleşmenin sonuna gelindiğini” belirterek yeni dönemi “keyfi, korumacı ve tehlikeli” olarak tanımladı.

Trump’ın danışmanları, müttefiklerle ticaret anlaşmazlıklarını çözerek Çin’e karşı birleşik cephe oluşturulabileceğini savunuyor. Ancak hem Avrupa’da hem Asya’da birçok ülke, bu cephede yer almak yerine Pekin’le doğrudan temas kurmayı tercih ediyor.

ABD borçlanmada dış finansmana muhtaç

ABD kamu borcunun toplamı 29 trilyon doları aşıyor. 2025 mali yılı bütçe açığı 1,9 trilyon dolar olarak öngörülüyor. ABD’nin net dış borç pozisyonu ise 26 trilyon dolarda. Bu tablo, ABD’nin de küresel finansmana her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyduğunu gösteriyor.

Deutsche Bank’tan George Saravelos, “İkiz açıklarla yaşayan ABD, artık yabancıların ‘iyi niyetine’ daha fazla bağımlı. Bu da dış ve ekonomik politikada çatışmasızlık ihtiyacını artırıyor” değerlendirmesinde bulundu.


"Küresel Ekonomi" Kategorisinden Daha Fazla İçerik

  • Yatırımcılar Trump'ın Powell'a yönelik saldırılarının artıracağından korkuyorlar

    Yatırımcılar Trump'ın Powell'a yönelik saldırılarının artıracağından korkuyorlar

  • ABD'nin tek nadir toprak elementleri madeni Trump'ın Çin tarifelerinden kazançlı çıkabilir

    ABD'nin tek nadir toprak elementleri madeni Trump'ın Çin tarifelerinden kazançlı çıkabilir

  • Lüks sektörü için bir kötü haber daha: Doların düşüşü, altının yükselişi

    Lüks sektörü için bir kötü haber daha: Doların düşüşü, altının yükselişi

  • ABD-Çin ilişkilerindeki gerilim yeni bir soğuk savaşa neden olur mu?

    ABD-Çin ilişkilerindeki gerilim yeni bir soğuk savaşa neden olur mu?

  • Avustralya konut piyasası nasıl bu kadar ulaşılmaz hale geldi?

     Avustralya konut piyasası nasıl bu kadar ulaşılmaz hale geldi?

  • Dünya ekonomi liderleri Washington’da Trump’ın ticaret savaşıyla yüzleşiyor

    Dünya ekonomi liderleri Washington’da Trump’ın ticaret savaşıyla yüzleşiyor

Yazarlar

Çok Okunanlar

  • forbes.com.tr

    Dünyanın en zengin 10 insanı (Ocak 2025)


  • Dünyanın en zengin 10 kişisi (Kasım 2024)


  • forbes.com.tr

    En zengin Türklerin sıralaması nasıl değişti?


  • Nilgün Balcı Çavdar, Cem Cemal Pekin, Erkan Kızılocak

    Dolar milyarderi Türkler


  • Türk Milyarderler