Milyarderler yaşlanıyor

Forbes Türkiye Dolar Milyarderi Türkler Listesi’nin 2025 edisyonunda zirve yine ve bu kez 5,5 milyar dolar serveti ile Murat Ülker’in oldu. Ülker, 3 bin 28 kişilik global listenin de 639’uncu sırasında yer aldı. Forbes Türkiye’nin 20 yıldır yaptığı bu araştırmada şimdiye kadar tam dokuz kez zirveyi gören olmamıştı. Bu yıl Ülker’in en yakın takipçileri ve ikinci sıraya birlikte yerleşen Cemil Kazancı ve Uğur Şahin ile arasında 1,2 milyar dolar fark var. Listemizde yer alan 35 dolar milyarderi Türk’ün toplam serveti 79,5 milyar dolar. Geçen yıl bu rakam 71,8 milyar dolardı. Ve yine geçen yıla göre 20 milyarderin servetinde artış yaşandı. 

Forbes’un tüm edisyonları için geçerli olan metodolojiyle hazırlanan Forbes Türkiye Dolar Milyarderi Türkler Listesi’nin en önemli özelliği kanıtlanabilir, ölçülebilir, kamuoyuna hesabı verilebilir iş, gayrimenkul ve diğer varlıklar üzerinden hesaplanmış olması. Şeffaf, ispatlanabilir olmayan servetler radarımızda değil bu yüzden listede eksik olduğunu düşündüğünüz isimler olabilir, şaşırmayın. Ayrıca hesaplamamız gerçek servetlerin altında kalabilir ancak iddiamız zaten bu servetlerin ‘en az’ bu kadar olduğu… 

Hesaplama detaylarını ilerleyen sayfalarda ayrıntılı bulacaksınız ama benim dikkat çekmek istediğim başka bir konu var: Milyarderler yaşlanıyor! Bu yıl yaş ortalaması 69. Sadece üç milyarder 50 yaş altında. En genci 40 yaşındaki İpek Kıraç -o da kendi servetini yaratanlar arasında bulunmuyor. Servetlerin nesiller arası geçişlerinde şirketler büyümeye devam etmezse milyarderlerin sayısı azalabilir. 35 kişinin servet kaynakları olan şirketlerin faaliyet alanları ise sanayi, bankacılık, enerji, perakende gibi geleneksel sektörler. İlerleyen yıllarda bu listede fintek, yapay zeka ve inovatif şirketler görmek, Türkiye’nin de teknoloji yüzyılında sıçrama yaşadığına dair önemli bir gösterge olacak.  

Bugünün dünyasında enerji krizlerinden yapay zeka devrimine, ekonomik belirsizliklerden iklim sorunlarına kadar pek çok meydan okuma ile karşı karşıyayken üstelik Türkiye’de derin siyasi krizler yaşanıyorken para hesabı yapmak pek çoğumuza sinir bozucu gelebilir. Ne var ki üretimle elde edilen ve iş döngüsü içinde kalan büyük servetlerin derinleşmiş piyasalar anlamına geldiğini, bunun da topluma katkısını göz ardı etmemek gerek…