Milyarda Bir
Oğuzhan Atay, üniversite eğitimi için gittiği ABD’de, genetik tarama testleri alanında bir buluşa imza attı. Kurduğu ilk şirketi de unicorn’a dönüştürdü. İşte bu kadar basit!
Çünkü az rastlanır bir başarı olsa da bu muhtemelen onu tanıyanlar için çok büyük bir sürpriz olmadı. Koç Lisesi’nde burslu olarak öğrenim görmek için Samsun’dan İstanbul’a gelen Atay, 2008 yılında Türkiye’de 1,6 milyon öğrencinin katıldığı üniversite sınavının birincisiydi. Moleküler biyoloji okumak için gittiği Princeton Üniversitesi’nde bilgisayar bilimleri, fizik ve uygulamalı matematik alanlarında da yan dal eğitimi alırken önce üniversitede en yüksek akademik ödül olan “Birinci Yıl Onur Ödülü”ne sonra da birinci ve ikinci sınıf öğrencilerinin en iyi yüzde 3’üne verilen “Akademik Shapiro Ödülü”ne layık görüldü. Princeton’da en yüksek akademik başarıya sahip yaklaşık 15 öğrenciye verilen “Phi Beta Kappa Topluluğu Erken Seçimi”ni aldı.
2011’de, moleküler biyoloji alanında yüksek lisans yaptığı Stanford Üniversitesi’nde yeni gelen lisansüstü öğrencilere verilen en büyük onur ödülü olan üç yıllık öğenim bursunu aldı. 2014’te aynı üniversitenin yenilikçi ve disiplinler arası araştırmalar için sağladığı üç yıllık öğrenim ücretini karşılayan Bio-X Stanford Lisansüstü Bursu’nu kazandı. Biraz uzun oldu ama Atay’ın başarılarını özetlemek zor. Zaten bu yazının devamı da 2016’da üniversiteden arkadaşı ve ortağı David Tsao ile kurduğu biyoteknoloji şirketi BillionToOne’ın başarısını konu ediyor.
Atay’ın, kendisi gibi etkileyici bir akademik kariyere sahip David Tsao ile birlikte kurduğu BillionToOne, iki kurucu ortağın fizik, moleküler biyoloji ve matematiği bir araya getiren disiplinler arası eğitiminin meyvesi denebilir. Rice Üniversitesi’nde biyomühendislik alanında doktora derecesine sahip Tsao, Princeton’da fizik bölümünden yüksek onur derecesi ile mezun oldu. Biyofizik ve mühendislik yönetim sistemleri alanında yan dal eğitimi aldı. İki kez, Princeton Üniversitesi’nin fizik alanında üstün akademik başarı gösteren öğrencilere verilen ve üniversitenin tanınmış fizik profesörü H. C. Shenstone’un adını taşıyan Shenstone Fizik Ödülü’ne layık görüldü.
Atay ve Tsao’nun, ABD’de hızlı büyüyen genetik tarama testleri alanında 2016'da kurduğu şirket, ikisinin ‘nadir başarılar’ serisinin bir başka örneği olarak, 2017’de sadece Silikon Vadisi’nin değil dünyanın en prestijli girişim geliştirme programlarından biri olan “Y Combinator”a (YC) kabul edildi. Start-up’ların yaklaşık yüzde 90’ı başarısız olurken YC’nin desteklediklerinin beş yıl sonra halen faaliyette olma oranı yüzde 50’den fazla. Erken aşama girişimlere yatırım yaparak mentorluk veren; pazarlama ve finansal planlama gibi eğitimlerin yanı sıra yatırımcılar ve potansiyel iş ortaklarıyla tanışma fırsatı sunan programa kabul oranı yalnızca yüzde 1,5 ila 3 arasında.
Oğuzhan Atay, “Y Combinator’a kabul edildiğimizde ortadaki sorunu ve nasıl çözebileceğimizi biliyorduk, teknolojiyi ortaya koyabileceğimizi düşünüyorduk. Klinik araştırma safhasına başlayacaktık. O noktada Y Combinator desteğiyle birlikte yatırımcılardan 2,2 milyon dolarlık bir yatırım aldık. O sayede bir masadan ibaret laboratuvarda deneylerimizi yapıp testin çalıştığını gösterdik. Patentlerimizi aldık. 2019’da Seri A yatırım turunda 15 milyon dolar alarak klinik laboratuvarımızı kurduk” diye özetliyor BillionToOne’un ilk yıllarını.
Bu hızlı ve umut vadeden gelişme süreci, Covid salgınıyla sınanmış ama süreci başarıyla atlatmışlar. Atay, salgın sürecinde de büyümeye devam ettiklerini anlatıyor: “Salgından hemen önce 15 milyon dolarlık bir yatırım daha aldık. Sonra Seri C'de bir 125 milyon dolar var. C’ye sonradan 48 milyon dolar yatırım, 35 milyon dolar da Western Alliance Bank'tan kredi şeklinde ekleme yaptık. O da bizi bugün bulunduğumuz noktaya çok rahat bir şekilde getirdi.”
Bugün bulundukları nokta ise şu. Son olarak Haziran ayında aldıkları 130 milyon dolarlık Seri D yatırımıyla bugüne kadar aldıkları toplam yatırım miktarı 400 milyon dolara yaklaştı. Daha önemlisi aldığı yatırımlarla laboratuvarlarını büyüten BillionToOne, ABD’de gebelik döneminde yapılan tanı testlerinin yüzde 30 ila 50’sini karşılayabilecek kapasiteye ve yıllık 120 milyon dolar ciro rakamına ulaştı. Pazar payını hızla büyüterek ABD’de ikinci sıraya yerleşti. Non-Invaziv Prenatal Test (NIPT) alanında pazar lideri olma yolunda ilerlerken kanser tarama testleri tarafında büyümeye odaklanmak üzere ikinci bir laboratuvar daha kurdu.
BillionToOne’ın önde gelen yatırımcılarından biri olan Hummingbird Ventures Yönetim Kurulu Üyesi Fırat İleri, “Oğuzhan ve ortağı David ile şirketin ilk çalışanları olağanüstüydü. Aynı zamanda sahip oldukları teknoloji, piyasadaki benzer çözümlerden çok üstündü. Böyle bir teknolojiye sahip bu kadar güçlü bir ekibin, büyük bir fark yapabileceğini düşündük; öyle de oldu. İlk olarak bu teknolojinin prenatal teknolojilerde, daha sonra kanser teşhisinde de kullanılabilecek olması, bu kadar büyük iki pazarda da köklü bir değişim yaratabilecek bir çözüm sunması bizi çok heyecanlandırdı” diyor.
BillionToOne’ın, Fırat İleri’yi de çok heyecanlandıran ve ABD’de pazar lideri olmaya hazırlanan NIPT ürünü Unity ile nasıl bir fark yarattığını, biraz biyoloji bilgisi vermeden anlatmak zor. Hamileliğin erken aşamalarında anneden alınan kan örneği ile Down Sendromu (Trisomi 21), ciddi gelişimsel ve fiziksel bozukluklara yol açan Edwards Sendromu (Trisomi 18), kromozomun üç kopyasıyla karakterize edilen Trisomi 13 gibi kromozomal hastalıklar tespit edilebiliyor. Oğuzhan Atay şöyle anlatıyor: “Çok büyük bir kütüphane gibi hayal edin. Down Sendromu, bir kromozomun bir kopyasının daha olması demek. Yani bir kütüphanenin bir kısmının yok olması ya da fazladan bir kopyasının olması gibi. Ancak aslında birçok hastalık bir kitaptaki tek bir harf değişikliğinden kaynaklanıyor. Bunu bebeğin anne kanındaki DNA’sına bakarak tespit etmek çok zordu. Çünkü milyon kat daha ufak bir şeye bakabiliyor olmanız gerekiyor.” Atay’ın sözünü ettiği gibi kromozomal anomalileri, bebeğin annenin kanında serbest dolaşan DNA’sından tespit edebilen testler 2012 yılından bu yana var. Türkiye’de de birçok laboratuvar, anneden alınan kan örnekleri ile bu testleri 80 ila 100 dolar arasında değişen fiyatlarla gerçekleştiriyor.
BillionToOne’ın geliştirdiği Unity ise anne kanında, bebekte tek genden kaynaklanan, kalıtsal bozuklukları da tarayabilen ilk ve tek test. Kamuoyunda pahalı gen terapisi tedavisi için toplanan yardım kampanyalarıyla artık herkesçe bilinir hale gelen, Spinal Müsküler Atrofi (SMA), Kistik Fibrozis, Orak Hücre Hastalığı, Alfa Talasemi ve Beta Talasemi gibi kalıtsal hastalıkları tespit etmek için izlenen yol taşıyıcı tarama testleri yapmak. Türkiye’de de ABD’de olduğu gibi önce anne taşıyıcı mı diye bakılıyor. Eğer öyleyse babanın da taşıyıcı olup olmadığına bakılıyor. Her ikisinin de taşıyıcı olması durumunda yüksek risk söz konusu olacağından amniyosentezle bebekte de olup olmadığı anlaşılmaya çalışılıyor.
Hamileliğin 14 ila 20’nci haftaları arasında rahimdeki amniyotik sıvıdan örnek alarak yapılan bu işlem, yüzde 1 de olsa düşük riski taşıyor. Üstelik hem anne hem de babanın taşıyıcı olması durumunda dahi bebeğin hastalığa sahip olma ihtimali yüzde 25 iken. Unity ise sadece anne kanından bu hastalıkların tespitini yapabiliyor. Böylece ne babalara tarama yapmaya ne de amniyosenteze gerek kalmıyor.
Atay, ABD’de özellikle babaların taramasını yapmanın zor olduğunu söylüyor: “Annenin taşıyıcı olduğu belirlense bile babayı oraya getirip iki testi birleştirmek zor oluyor. Buradaki sistemde annenin sigortası olmasa bile hamile kaldığında otomatik olarak ‘Medicare’ yani devlet sigortası kapsamına alınıyor. ABD’de 4 milyon hamilelik var hepsi için milyar dolar harcanarak bu tarama yapılıyor. Ancak sıra babaya geldiğinde bu tarama yüzde 60’a varan oranda gerçekleştirilemiyor.” Unity sayesinde bugüne kadar yalnızca üçte biri tespit edilebilirken şimdi bu kalıtsal hastalıklara sahip neredeyse her bebek tespit edilebiliyor. BillionToOne işte bu sayede cirosunu her yıl yüzde 90 oranında büyütmeyi başardı. Ne var ki böyle bir fayda bile tek başına başarılı olmaya yetmiyor.
ABD’de NIPT alanında pazarın lideri ve BillionToOne’ın en büyük rakibi Natera. 2004 yılında kurulan şirket, yedi yatırım turunda 152 milyon dolar yatırım aldıktan sonra 2020’de halka açıldı. 2012’de piyasaya sürdüğü taşıyıcı tarama testi “Horizon” ve 2013’te çıkardığı NIPT “Panorama” ile ABD’de pazar lideri olan şirketin 2022 yılı cirosu 820,2 milyon dolardı. (2023 yılı sonu cirosu henüz açıklanmamıştı). Austin, Teksas merkezli Natera’nın 2022 yılı faaliyet raporunda “Rekabet” başlığı altında, faaliyet gösterdikleri pazarın yenilikçilik ve hızlı değişimle karakterize olmasına dikkat çekilerek NIPT alanındaki rakipleri arasında BillionToOne da sayılıyor.
Onkoloji tarafındaki ctDNA (dolaşımdaki tümör DNA’sı) tabanlı minimal rezidüel hastalık (MRD) değerlendirme ve nüks yani tekrarlama izleme alanında ise Roche Diagnostic, Guardant Health gibi şirketler var. Bu şirketler, yeni geliştiği onkoloji tarama testleri alanında BillionToOne’ın da rakipleri. Natera’nın piyasa değeri 11,6 milyar dolar civarında. Oğuzhan Atay “Bizim o seviyeye ulaşmamız için herhalde birkaç yıl daha geçmesi gerekecek" diyor. Gebelik tarama testlerinde gösterdikleri başarıyı kanser alanında da yakalamak istiyorlar. “Ürünün çok iyi olması başarılı olmak için tek başına yeterli değil” diyor Atay.
BillionToOne, rakibinden hızla pazar payı alsa da henüz onu ABD pazarında geçebilmiş değil. “Ürünümüz çok daha iyi ve başka hiçbir rakibimizin yapamadığı bir şeyi yapıyoruz. Ama alışkanlıkları değiştirmek ve ikna etmek hiç kolay değil” diyor Atay ve durumu şöyle açıklıyor: “Amerika çok büyük bir ülke ve bölge bölge ilerlemek gerekiyor. Olduğumuz bölgelerde çok yaygınız ama bazı bölgelerde daha satış elemanlarımız yok. Henüz her bölgede yapılanmadık. Amerika genelinde hamilelik taraması yapan şirketlerin toplam test miktarına baktığımızda ikinci sıraya kadar geldik. Bundan dört sene önce yedinci sıradaydık ve en küçük şirket bizdik. Şimdi ikinci sıradayız.”
Evet, ama hala kâr etmiyorlar. (Bu arada Natera da kâr etmiyor ama faaliyet raporuna bakılırsa zararı her geçen yıl azalıyor.) “Kanser alanına yatırım yaptığımız için bunu biraz ileriye attık. Sonuçta kâr elde edelim diye büyümeyi sonlandırmak istemiyoruz. Hem yeni bölgelerde büyümek için satış elemanları istihdam etmemiz hem de kanser alanında yatırım yapmamız gerekiyor. Ancak büyümeye ve yatırımlara devam etmemize rağmen önümüzdeki iki sene içinde kâr etmeye başlayacağımızı düşünüyoruz.”
Tıpkı tek gen hastalıklarında olduğu gibi BillionToOne’ın kanda tümörden kopan serbest DNA’ları ayrıştıran iki tarama testi var. Northstar Select ve Northstar Response. Northstar Select, kanserin genetik yapısını tespit eden bir sıvı biyopsi testi. Yeni nesil dizileme teknoloji (NGS) kullanarak 84 geni değerlendiriyor. Test üçüncü ve dördüncü evre kanser hastalarında en uygun tedavinin belirlenmesinde kullanılıyor. Medicana Hastanesi Medikal Onkoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Mutlu Demiray, kanserleri belli bir organa özgü tanımlayarak her hastaya aynı kemoterapinin verildiği dönemin sona erdiğini söyleyerek, “kişiye özel, tümöre göre, moleküler ve biyolojik temelli kanser tedavi dönemi başlamıştır” diyor.
BillionToOne, kanda tümörden gelen DNA’yı tespit ederek, tümörün DNA’sındaki mutasyonları belirleyerek, buna uygun tedavi yapılmasına imkan sağlıyor. “Bu alanda başka birkaç şirket daha var ama biz onlara göre yüzde 50’den daha fazla mutasyon bulabiliyoruz” diyor Atay. “Response” yani “yanıt” adını verdikleri test ise hastanın kanser tedavisine nasıl yanıt verdiğini değerlendiriyor. Tedavi başladıktan sonra kandaki tümör metilasyonu ölçerek, PET CT taramalarından çok daha önce, tümörün tedaviye nasıl cevap verdiği ölçülebiliyor. “Çünkü bazen tedaviye başlıyorsunuz, tedavi iyi gitmiyor aslında ve bu PET’te çıkmayabiliyor ya da geç çıkabiliyor. O noktada hastanın tedavisi çok daha zorlaşabiliyor. Biz bu alandaki ürünlerimizin milyonlarca kanser hastası için çığır açıcı olabileceğini düşünüyoruz” diyor Atay. BillionToOne’ın bu alanda rakiplerinden farkı, daha fazla mutasyon bulabilmesi. Ayrıca rakipleri genelde tümör alındıktan sonra tarama yaparken Response, üçüncü ve dördüncü evrede (ki bu evrelerde tümör genellikle alınamıyor) tarama yapabiliyor. Yani tıpkı anne taşıyıcı iken bebekten gelen DNA’daki tek gen hastalıklarını ayırt edebildikleri gibi tümör halen varken tedaviye verdiği yanıtı ölçebiliyorlar.
Peki, sağlıklı bir bireyde kanser taraması yapmak mümkün mü? Bu sorunun yanıtı evet. Örneğin BillionToOne’ın hem gebelik tarama testlerini hem de onkoloji alanındaki ürünlerinin Türkiye distribütörlüğünü yapan İzmir Genetik, sağlıklı bireylerde 50’den fazla kanser türünün taramasını yapan “OnkoDetect” adlı bir kanser tarama testini de Türkiye’ye getiriyor. BillionToOne’ın kanser tarama tarafındaki mevcut ürünlerinin ABD’deki toplam pazarının büyüklüğü 20 milyar dolar civarında. Teşhis tarafında ise 100 milyar dolara kadar çıkıyor. Ancak BillionToOne henüz böyle bir ürün hazırlığında değil. “Çok uzun vadede belki beş, belki de on sene sonra o noktaya gelineceğini düşünüyorum” diyor Oğuzhan Atay. Teknolojilerinin bu alanda fark yaratacağına inansa da erken teşhis için kullanılacak böylesi testler için yapılması gereken klinik araştırmaların ölçeği çok daha büyük.
Testin çalıştığını göstermek için on binlerce hastada ve sağlıklı bireyde testin kullanılıp kanıtlanması gerekiyor. Bu da yüzlerce milyon dolarlık yatırım demek. BillionToOne yakın bir gelecekte halka arz olacak. Atay, “Gelecek yıl için düşünüyoruz. Açıkçası çok acelemiz ya da fonlama ihtiyacımız” yok diyor. Şirkette, Oğuzhan Atay ve David Tsao’dan daha fazla payı bulunan yatırımcı şirketler var. Ancak halka arz sonrası iki ortak hala büyük ihtimalle şirketteki en yüksek hisseye sahip ilk beş arasında olacak. Halka arz sonrası BillionToOne’ın değerlemesi hali hazırdaki 1 milyar doların çok üzerine çıkarabilir. Öyle olursa belki de Oğuzhan Atay da Forbes 100’de servetini moleküler biyolojiden elde eden ilk kişi olacak.