Rusya - Ukrayna savaşının başlamasıyla ABD ve İngiltere başta olmak üzere birçok ülke Rusya’ya ve onunla ticaret yapan şirketlere çeşitli yaptırımlar uygulamaya başladı. Bunların başında da ticareti sırtlayan denizcilik sektörü yer alıyor haliyle. Üstelik yaptırım uygulanan şirketler listesi giderek kabarıyor.

Bahsettiğimiz ‘yaptırım’ da küçük cezalardan oluşmuyor. Öyle ki kara listeye alınan şirketler, dünyada gemilerini yüzdürecek su bulamıyor, para transferlerini yapamayacak duruma geliyor. Fakat tüm bu ağır yaptırımları göze alarak Rusya ile çalışarak uzun vadede kazanacağı parayı, bazen tek bir seferde kazanan şirketler var. Sektörde bu isimler biliniyor. Zira dönen meblağlar büyük olsa da sektör küçük; herkes birbirinin ‘ciğerini biliyor’.

Yunan ve Türk şirketlerin öne çıktığı, bu itinayla ambargo delme planı şöyle işliyor:

AB ülkelerinden 15 - 20 yaşına gelmiş, yeni kriterlere uymayan, uyması için yüksek finansman gereken yük gemileri alınıp ambargolu sularda yüzdürülüyor. Bunu yapan şirket için tek seferde geminin tüm masrafını çıkarıp kâra geçtikten sonra zaten hurdadan hallice olan geminin ambargo yemesi ve bir daha denize açılamayacak olması hiç de önemli olmuyor elbette.

Burada asıl sorular şunlar: Bu firmalar denize açılma iznini nasıl alabiliyor? Fısıltı gazetesinde ayyuka çıkan bu durumu ABD bilmiyor mu? Neden Rusya ile çalışan her gemiye aynı prosedür uygulanmıyor?

Bu savaşın kazananı kim? Tabii ki o sularda oyunu kim kuruyorsa o. Diğer taraftan, ticaret dediğimiz şey çift taraflı… Yapılan seferlerin sadece ‘muhtaç Rusya’ya mal taşımak gibi algılanmaması da gerekiyor. Geçen ay Atina’daki Posidonia Uluslararası Denizcilik Fuarı’nda denizcilik şirketlerini dört gün boyunca yakın takibe alan kıdemli editörümüz Pınar Karahan’ın haberinde, yılda 2 milyar dolara yakın ihracatı gerçekleştiren sektörün son durumunu ayrıntılarıyla bulacaksınız…

Forbes yine dopdolu bir içerikle hazırlandı, keyifli okumalar!