Dünyanın en hızlı yaşlanan ülkesi Güney Kore’nin doğum oranı dokuz yıl sonra ilk kez yükseldi

Güney Kore’de doğum oranı, pandeminin ardından evliliklerde yaşanan artışla birlikte dokuz yıl sonra ilk kez yükseldi. Bu gelişme, dünyanın en hızlı yaşlanan toplumlarından biri olan Güney Kore’nin demografik krizi aşabileceğine dair umutları artırdı.

Ulusal istatistik ofisinin son verilerine göre, bir kadının yaşamı boyunca doğurması beklenen ortalama çocuk sayısını gösteren doğurganlık oranı, 2023'te 0,72 iken geçen yıl 0,75’e yükseldi.

Bu oran hâlâ dünya genelinde en düşük seviyede ve nüfusun istikrarını koruyabilmesi için gerekli olan 2,1 seviyesinin oldukça altında. Ancak bu, 2015'ten bu yana görülen ilk artış olarak dikkat çekiyor. 2015'te doğurganlık oranı 1,24 seviyesindeydi.

Yetkililer, doğum oranındaki bu artışın kısmen pandemi sonrası evlilik sayısındaki yükselişten kaynaklandığını belirtti. Geçen yıl Güney Kore’de 222.422 evlilik gerçekleşti ve bu, 2019’daki 239.159 evlilikten bu yana en yüksek rakam oldu.

Evliliğe ve çocuk sahibi olmaya yönelik tutumlar değişiyor

Güney Kore İstatistik Kurumu yetkililerinden Park Hyun-jung, Çarşamba günü yaptığı açıklamada, “Evlilik ve çocuk sahibi olma konusunda daha olumlu görüşlerin oluşmasıyla birlikte sosyal değerlerde bir değişim yaşandı” dedi. Park, bu eğilimin ayrıca pandemi nedeniyle ertelenen doğumlarla ve 30’lu yaşlarının başındaki kişi sayısındaki artışla da bağlantılı olduğunu belirtti.

Park, “Yeni doğum oranındaki artışa hangi faktörlerin ne kadar katkı sağladığını ölçmek zor, ancak bunların birbirlerini de etkilediği açık” dedi.

Demografik kriz ve hükümetin aldığı önlemler

Güney Kore’de hızla büyüyen demografik kriz, politika yapıcılar için büyük bir zorluk teşkil ediyor. Düşen ekonomik büyüme ve yaşlanan nüfusun artan emeklilik ve sağlık harcamaları, hükümetin öncelikli mücadele alanları arasında yer alıyor.

Ekonomik ve kültürel alandaki yaygın ayrımcılıklar nedeniyle birçok Güney Koreli kadın, evlenmeye veya çocuk sahibi olmaya hâlâ isteksiz.

Buna karşılık, hükümet 2006’dan bu yana çocuk bakımını daha uygun maliyetli hale getirmek, ücretli ebeveyn izinlerini genişletmek ve çalışma saatlerini azaltmayı teşvik etmek amacıyla 380 trilyon wonun (yaklaşık 270 milyar dolar) üzerinde harcama yaptı.

Hükümet, ebeveyn iznini 12 aydan 18 aya çıkardı, çocuk bakımına yönelik aylık ödenekleri üç katına çıkardı ve çalışan annelere esneklik sağlayan küçük işletmelere verilen sübvansiyonları artırdı. Ayrıca, ev işlerine yardımcı olmaları için 100 Filipinli işçinin Seul’e getirilmesini içeren pilot bir program başlattı.

Büyük şirketlerden dikkat çeken teşvikler

Büyük şirketler de doğum oranlarını artırmaya yönelik teşvikler sunuyor. İnşaat şirketi Booyoung, çalışanlarına her çocuk için 75.000 dolar bonus vaat eden dikkat çekici bir teşvik programı başlattı.

Doğum oranındaki artış kalıcı mı?

Bu artışın devam edip etmeyeceği belirsiz. Hallym Üniversitesi’nde sosyoloji profesörü olan Shin Kyung-ah, bu yükselişin pandemi sonrası geçici bir etki olabileceğini söyledi.

“Doğum oranının gerçekten kalıcı olarak yükseldiğini söylemek için erken. Ekonominin kötüleşmesi durumunda işler daha da kötüleşebilir” diyen Shin, gençlerin evlilik ve çocuk sahibi olmaya yönelik bakış açılarının yapısal ekonomik ve kültürel sorunlar nedeniyle pek değişmediğine dikkat çekti.

Hızla yaşlanan nüfus küresel ekonomiyi nasıl etkileyecek?