Altınay’ın Kanatları
Türkiye’nin ilk dört uçak mühendisinden biri oldu. Kendi adıyla anılan ilk robotu Altınay 1’i geliştirdi. Türkiye’nin ilk Teknopark’ı olan İTÜ TEKMER’de, ilk girişimci araştırma şirketi, Altınay Robotik ve Otomasyon Limited Şirketi’ni kurdu. 1994 yılında Türkiye’nin ilk hafif sanayi robotu HSR 4’ü geliştirdi... İki yıl sonra da ilk ağır sanayi robotu ASR-60’ı... Mayıs ayında halka açılan Altınay Savunma’nın ve teknoloji alanında faaliyet gösteren tüm şirketleri çatısı altında topladığı Altınay Teknoloji Grubu’nun yönetim kurulu başkanı Hakan Altınay, öğrencilik yıllarından beri kafasına koyduğu ideallerin peşinde, robotik teknolojileri alanında ‘Türkiye’nin ilklerini gerçekleştirmeye devam ediyor. “Bugün yaptığımız ne varsa, zamanında hepsi birer hayaldi. Savunmadan robot teknolojilerine hepsi. Bunları size sayabilirim.” Altınay’ın bundan sonra anlattıkları, bir girişimcinin şirketini büyütme hikayesinden çok, içinde bolca ‘dava’ geçen, ideallere adanmış bir ömrün öyküsü. O ideal, daha 1994’e İTÜ’deki görevinden ayrılıp Altınay Robotik A.Ş.’yi kurduğunda, iki - üç arkadaşı ile birlikte “Milli Hedefler” başlığı altında yazdıkları gibi “Türkiye’de teknoloji üretip geliştirebilen insan yetiştirmek. Teknolojiyi tabana yaymak. Robot teknolojisi ile ülkeye üretim yetenekleri kazandırmak” idi. Altınay, geliştirdiği ilk sanayi robotunu seri olarak üretebilmek için gerekli olan 5 milyon dolarlık kaynağı hiçbir yerden bulamadığını anlatıyor: “Bizim dönemimizde bu imkanlar yoktu ama ‘bizde bu olmuyor’ diye, ‘yok’ diye davadan vazgeçmedik. Bu bizim için milli bir davaydı. Yani Türkiye bizim çalıştığımız alanlarda mutlaka bir yetkinlik sahibi olmalı. ‘Yapabiliyorsak biz yapmalıyız. Yapamıyorsak bile biz mutlaka bunun bir yerinde olmalıyız diye’ yolumuza devam ettik.” O zaman 5 milyon dolar sermayeyi bulmuş olsalar bugün çok farklı bir noktada olacaklarını, belki milyarlarca dolar değer üretebileceklerini söylüyor. Ama seri üretime başlayamasa da proje bazlı olarak insan koluna benzeyen sanayi robotları üretmeye devam edip üretim ve hareket kontrol teknolojileri alanında çok büyük bir deneyim kazanarak, içinden Altınay Savunma’nın da doğduğu Altınay Teknoloji Grubu’nu kurdu. Endüstriyel robot üretiminde Türkiye’nin öncü şirketi olan Altınay Robot Teknolojileri, bugün otomotiv üretim teknolojileri başta olmak üzere, cam işleme ve esnek fabrika otomasyonu gibi alanlarda faaliyet gösteriyor.
BUZDAĞININ ALTI
Hakan Altınay, “Altınay Savunma’yı halka arz ederken gerçekten milletin malı olması arzusuyla yola çıktım” diyor. Binlerce yeni ortakları, Altınay’ı bir savunma sanayi şirketi olarak bu sayede tanıdı. Ama Altınay Teknoloji Grubu çatısı altında, toplam ciroları savunma şirketlerini geçen başka şirketler de var. 2018 yılında Altınay Robot Teknolojileri bünyesinden spin-off yaparak şirketleşen Altınay Elektromobiliteelektrikli araç ve batarya teknolojisi alanında faaliyet gösteriyor. Kara, deniz ve hava araçları için sivil ve askeri kullanıma uygun altı farklı lityum iyon hücreli batarya paketi geliştiriyor. Almanya ve Fransa’da da müşterileri olan şirket bu alanda savunma sanayine özel Ar-Ge çalışmaları ve sağladığı çözümler ile TSK Vakıf şirketleri ile de projeler geliştiriyor. Altınay Robot tesisinde 500 metrekarelik bir alanda küçük iş birimi olarak faaliyete gösteren şirket, şu anda üç katı büyüklükte bir tesise sahip ve yakında 6 bin metrekarelik daha büyük bir yere taşınmaya hazırlanıyor. 250 Milyon TL’lik proje büyüklüğüne sahip şirket, iki yıl içinde gelirlerini dolar bazında üç katına çıkaracağını öngörüyor. Hakan Altınay, patenti kendilerine ait, farklı batarya kimyalarıyla ürün ve teknolojiler geliştirdiklerini anlatıyor. Sonra bir video göstererek devam ediyor: “Bakın burada bir üretim var. Bu bizim geliştirdiğimiz bir üretim hattı. En büyük özelliği aynı hat üzerinde farklı yapılardaki araçlara hızlı kalıp değiştirme teknolojisini üretebilmesi. Biz evvelden robot firmasıydık. Yani robotu yapmak için yola çıkan bir firmaydık. Bugünartık hem arabaya hem robota çok hakim olan bir şirketiz.” 2012 yılında kurulan Altınay ModCenter, Gölcük Ford Otosan fabrikalarının yanındaki tesisinde hem iç pazara hem de Avrupa pazarına ihraç edilmek üzere üretilen Ford Transit, Transit Custom ve Transit Courier ticari araçlara yönelik özel araç üretimi ve modifikasyon işlemlerini yapıyor. Şirket son beş yılda cirosunu TL bazında 10 kat artırarak 20 milyondan 200 milyon TL’ye çıkardı. Yüzde 75 hissesi ise 2021 yılında, 1,1 milyar dolar cirosuyla modifiye araç üretiminde büyük bir küresel tedarikçi olan RMA Group, Clipper Holdings Ltd. tarafından satın alındı. Altınay Teknoloji Grubu çatısı altındaki Altınay Savunma ve iştiraklerinin 2023 konsolide cirosu yaklaşık 1,2 milyar TL. Diğer şirketler de dahil edildiğinde 2023 yılı kombine cirosu 2,8 milyar TL’ye ulaşıyor. Hakan Altınay’ın sadece piyasada değeri 6oo milyon doları aşan (28 Haziran itibariyle) savunma şirketindeki yüzde 63 oranındaki hissesi yaklaşık 400 milyon dolar ediyor.
HAVADA, KARADA VE DENIZDE
Altınay Savunma ve iştirakleri, Türkiye’nin en kıymetli, en gözde projelerinde yer alıyor: Milli muharip uçak KAAN, milli muharebe tankı Altay, milli gemi platformu MİLGEM... Hava, kara, deniz, denizaltı araçları için robotik alanındaki tecrübesinden güç alarak hareket sistemleri ve “eyleyiciler” yapıyorlar. Mesela Altay tankı projesinde Aselsan’la birlikte namlunun yatay ve dikey eksende hareket halindeyken hedefe sabitlenmesini sağlayan elektromekanik eyleyiciyi geliştirdiler. MİLGEM projelerinde STM öncülüğünde “Kuşkapanı” olarak adlandırdığı “Helikopter Yakalama ve Transfer Sistemi (HYTS)” ürününü geliştirip üretti. Montajını yaparak envantere girmesini sağladılar. Altınay Savunma’nın TUSAŞ ile yarı yarıyaortak olduğu iştiraki TAAC, Milli muharip uçak KAAN platformunun ana uçuş kontrol eyleyicilerini ve iniş takımlarını geliştirdi. “Türkiye’de ilk defa milli bir şirketimiz bu büyüklükteki bir platformun iniş takımını geliştirdi” diyor Altınay. Bunun yanında yine TUSAŞ tarafından geliştirilen ve üretimi yapılan milli eğitim uçağımız HÜRJET platformunun “demirkuş” test sisteminin geliştirme ve üretimini tamamladılar. KAAN’ın “demirkuş” test sistemi geliştirme ve üretim faaliyetleri ise halen devam ediyor. Altınay Savunma’nın diğer iştiraki DASAL’da ise Aselsan’ın yüzde 49 hissesi bulunuyor. 2019 yılında kurulan bu şirket insansız hava araçları konusunda -deyim yerindeyse- her türlü ihtiyaç yanıt verebilen bir “platform” geliştiricisi ve üreticisi konumunda. Gömlek cebine sığacak kadar küçük mikro, mini İHA’lar, hafif, orta ve 150 kiloya kadar ağır kargo taşıyabilen ağır sınıf İHA’lar geliştiriyorlar. Türkiye’nin en geniş taktik, çok ‘rotorlu’ İHA platformuna sahipler. (Çok rotorlu İHA’ların sabit kanatları bulunmuyor. Döner kanat veya pervane sistemi ile havada kalıyorlar.) Altınay, Forbes’un sorularını yanıtlarken her şeyi, arada hiçbir boşluk bırakmadan tarihsel bir sıralamayla anlatmaya büyük bir özen gösterdi. Altınay Savunma’yı merak edenlere daha derin bilgiler verebilmek için onun anlatım sırasını takip edersek, 2006 yılına gitmemiz gerek. 2021’de Altınay Savunma Teknolojileri adını alan şirket, ilk olarak 2014 yılında Altınay Havacılık ve İleri Teknoloji adıyla kuruldu ama savunma sanayine çalışmaya başlamaları 2006’da oldu. NATO’ya ait, ana yükleniciliğini Roketsan’ın üstlendiği proje kapsamında, içinde patlayıcı ve füzelerin de bulunduğu mühimmatın sökülüp, ayrıştırılması işini Altınay üstlendi. Robotik teknolojisiyle insansız olarak bu işi yaparak büyük bir başarı kazandılar: “Avrupa’da bu ölçekte gerçekleştirilen ilk projeydi.Uluslararası derecede sertifikalandırılmış, NATO onaylı bir tesis kurduk. Özgün ve yenilikçi çözümlerle proje üretebilen firma olarak bilinirliğimiz artırdı.” Roketsan’la bu ilk tanışma, savunma sanayinde onları bugün ulaştıkları büyüklüğe ulaştırdı.
ALMANYA’DA ALMAN
Altınay Robot Teknolojileri’nin otomotiv sektöründen önce ilk müşterilerinden biri Eczacıbaşı Arçelik ve Şişecam gibi şirketlerdi. Bugün bu alanda, Türkiye dışında da güçlüler. Almanya’da 2015 yılında otomotiv sanayine yönelik atanmış makinaların mühendislik ve imalatını yapan Karl Schumacher Machinenbau GmbH (KSM), 2017 yılında da cam işleme teknolojileri konusunda faaliyet gösteren Olbricht Automation GmbH şirketin satın aldılar. “Gördük ki Türk ismiyle Avrupa’da bir teknoloji ürünü yapıp satamayacağız. 2014 yılında Almanya’da danışmanlık firmalarıyla görüşerek, ikinci kuşak makine mühendisliği firmalarıyla ilgilendiğimizi söyledik. Karşımıza KSM çıktı. Yüzde 100’ünü satın aldık.” Sonuçta satışları en az üç buçuk kat artmış. Altınay “inanmayacaksınız ama Olbricht’i alırken de amacımız teknolojik açıdan bize bir katkı sağlaması değildi. Sadece pazardaki derinliğimizi artırmak, orada büyüyebilmek için böyle bir adım attık. Almanya’da müşterilerimizin kapısını bir Alman firması olarak çalmamızı sağladı.