;
Arama

İş fırsatlarına mal olan 5 kişisel marka hatası

Kişisel marka oluşturma, aynı işler için yarışan diğer adaylardan sıyrılmanıza yardımcı olmak açısından önemli bir rol oynar. İşverenler sadece beceri ve nitelik listesi aramıyorlar; kim olduğunuzu, neyi savunduğunuzu ve organizasyonlarına nasıl uyum sağlayacağınızı görmek istiyorlar.

19 Kasım 2024, 10:40 ÖÖ GÜNCELLENDİ
İş fırsatlarına mal olan 5 kişisel marka hatası
Depophotos

Google aramalarının yaygınlığı sayesinde, kişisel markanız potansiyel işverenlerin sizinle yüz yüze tanışmadan önce gördüğü şeydir; bu nedenle, markanızın sizin lehinize çalıştığından emin olmanız çok önemlidir. Ne yazık ki, birçok kariyer odaklı profesyonel, markalarını zedeleyen ve sonunda istedikleri işe girme şanslarını azaltan hatalar yapar. İşte iş fırsatlarınıza mal olabilecek beş kişisel marka hatası ve bunlardan kaçınmanın yolları.

1.Yetersiz bir LinkedIn profili

LinkedIn, işe alım uzmanlarının ve işe alım yöneticilerinin sizin hakkınızda daha fazla bilgi edinmek için ilk baktığı yerdir; bu yüzden profiliniz optimize edilmemişse, fırsatları kaçırıyorsunuz demektir. Zayıf, güncel olmayan veya eksik bir LinkedIn profili, kariyerinizi ciddiye almadığınızı gösterir.

Güçlü bir LinkedIn varlığı oluşturun. Profesyonel bir fotoğrafla başlayarak sizi inceleyen kişilerle bağlantı kurmanıza olanak tanıyın, uzmanlığınızı gösterirken gelecekteki pozisyonlar için de uygun hale getiren etkileyici bir Başlık hazırlayın ve güçlü yönlerinizi, deneyimlerinizi ve kariyer hedeflerinizi değerleriniz ve tutkularınızla birlikte vurgulayan bir hakkında kısmı yazın.

2.Sizi eleyebilecek Google sonuçları 

Kendinizi en son ne zaman Google'da arattınız? Çevrimiçi varlığınızda olumsuz veya uygunsuz içerikler ya da mesajınızı zayıflatan eski içerikler bulunuyorsa, işe alınma şansınızı mahvedebilir. İşverenler genellikle çok sayıda adayı elemek için çevrimiçi araştırma yapar. Google arama sonuçlarınızda uygun olmayan sosyal medya paylaşımları, tartışmalı yorumlar veya güncel olmayan mesleki bilgiler gibi herhangi bir kırmızı bayrak, sizi anında değerlendirme dışı bırakabilir.

Kişisel markanızı korumak için çevrimiçi varlığınızı düzenli olarak denetleyin. Adınız için Google Alerts kurarak hakkınızda çıkan bilgileri takip edin. Profesyonel olmayan veya mevcut kariyer hedeflerinizle alakasız olabilecek içerikleri silin veya düzenleyin. İtibarınızı güçlendiren olumlu çevrimiçi içerikler üretmek konusunda proaktif olun.

3. Başkalarının sizin için konuşmaması 

Kişisel markanızı oluşturmanın en güçlü yollarından biri, başkalarının sesi aracılığıyla kendinizi tanıtmaktır. Markanız, sizi tanıyan kişilerin kalplerinde ve zihinlerinde şekillenir. İşverenler, başkalarının işiniz hakkındaki düşüncelerini duymak ister ve eğer çevrimiçi profillerinizde referanslar veya tavsiyeler yoksa, güvenilirlik oluşturma fırsatını kaçırıyorsunuz demektir.

Eski işverenlerden, meslektaşlardan veya müşterilerden referans ya da tavsiye istemekten çekinmeyin. Bunları LinkedIn profilinize ekleyin. Bu, güvenilirlik oluşturur ve işe alım uzmanlarının sunduğunuz değeri anlamalarına yardımcı olur. İnsanlar sizin hakkınızda olumlu konuştuğunda, markanızın mesajını güçlendirir ve kendiniz hakkında söylediklerinizi doğrular.

4. Hikayelerle hazır olmamak 

Mülakatlar ve ağ kurma fırsatları söz konusu olduğunda, hikaye anlatımı kişisel markalaşmanın önemli bir unsurudur. İşe alım yöneticileri sadece becerileriniz ve sorumluluklarınız hakkında duymak istemez; bu becerileri nasıl olumlu sonuçlar yaratmak için uyguladığınızı bilmek isterler. Başarılarınızı ve önceki görevlerde sağladığınız değeri gösteren belirli hikayelerle hazırlıklı değilseniz, markalaşma sürecinin kritik bir bölümünü kaçırıyorsunuz demektir.

Sorun çözme becerilerinizi, liderlik niteliklerinizi ve önceki rollerinizdeki başarılarınızı vurgulayan hikayeler hazırlayın. Bu hikayelerin kısa, etkileyici ve başvurduğunuz işe özel olmasına dikkat edin. Hikaye anlatımı sizi akılda kalıcı yapar ve işverenlerin ekibine nasıl katkı sağlayacağınızı gözlerinde canlandırmasına yardımcı olur.

5. Kişisel markalaşmanın üç kelimesi: Açıklık, tutarlılık ve süreklilik

Kişisel markalaşmanın üçkelimesi -açıklık, tutarlılık ve süreklilik–güçlü bir kişisel marka inşa etmek için temeldir. Açıklık, kim olduğunuzu, neyi savunduğunuzu ve sizi benzersiz kılan özellikleri bilmek anlamına gelir. Tutarlılık, net markanızı tüm platformlarda ve etkileşimlerde sunmayı içerir. Süreklilik ise aktif ve görünür kalmakla ilgilidir.

Kişisel markanızı geliştirmek için, mesajlarınızı tüm temas noktalarında tutarlı hale getirin ve alanınızdaki diğer insanlarla konuşmalar, içerik paylaşımı veya sektör etkinliklerine katılım gibi yollarla düzenli olarak etkileşimde bulunun.

Kişisel markanız, iş arama sürecinizde sahip olduğunuz en güçlü araçtır. Bu hatalardan kaçının, böylece işverenlerin işe almak istediği aday olarak kendinizi sunabilirsiniz. Şimdi bu düzenlemeleri yapın ve bir sonraki büyük iş fırsatını yakalama şansınızı artırın.