ABD'de seçim ekonomisi: 15 milyar dolar harcandı
ABD'de seçim sürecinde 11 bin politik grup iki aday için toplamda 15 milyar dolarlık harcama gerçekleştirdi.
En büyük iki grup Kamala Harris'e destek veren fonlardan oluştu. En büyük 100 grup, toplam harcamaların yaklaşık yüzde 65'ini kapsadı.
Federal Seçim Komitesi'ne yapılan başvurulara göre, bu gruplar milyarder Elon Musk tarafından desteklenen siyasi propaganda komitelerinden küçük örgütlere kadar birçok siyasi grubu kapsadı.
Harris finansal olarak daha güçlü
Rakamlara bakıldığında iki aday arasında Kamala Harris'in kampanyasının finansal olarak daha güçlü olduğu görüldü. Araştırmada yer alan 11 bin grup arasında en büyük iki organizasyon Harris'i destekleyen organizasyonlar oldu. Buna göre Harris for President 875 milyon dolarlık, Future Forward 621 milyon dolarlık harcama gerçekleştirdi. Harris for Predisent'ın harcamaları arasında Facebook ve Google gibi platformlardaki online reklamlara 148 milyon dolarlık bütçe ayrıldığı görüldü.
Kampanya nasıl finanse ediliyor?
ABD’deki kampanya finansman süreci Federal Seçim Komisyonu (FEC) tarafından denetleniyor. Bireysel bağışçılar bir adaya en fazla 3 bin 300 dolar bağış yapabilirken, PACs’lere 5 bin dolara kadar katkıda bulunabilirler. [4] Super PACs’ler ise sınırsız miktarda bağış toplayıp harcayabilir, ancak adayların kampanyalarıyla doğrudan koordine olamazlar. Kampanya finansmanının en tartışmalı unsuru olan ''karanlık para'' yani bağışçıları açıklanmayan harcamalar, spekülasyonlara açık bir konu olmaya devam ediyor.
ABD seçim sistemi, adayların büyük kampanya bütçelerine ihtiyaç duyduğu bir yapı üzerine kuruludur. Bu durum, para, lobi grupları, politikacılar ve politik kararlar arasındaki ilişkiyi ayrılmaz bir bütün haline getiriyor. Özellikle, 2010'da Yüksek Mahkeme’nin ''Citizens United v. FEC'' kararıyla şirketlerin, sendikaların ve diğer kuruluşların sınırsız seçim harcaması yapmasına izin verilmesinden bu yana seçim harcamaları astronomik boyutlara ulaştı ve 2020 seçimi [5] 14 milyar doları aşarak tarihin en pahalı seçimi oldu.
Küçük bağışçılar halk desteğinin göstergesi
Kampanya bağışlarına dair en önemli nokta, küçük ve bireysel bağışların incelenmesidir. Bu bağışlar, halk desteğinin en önemli göstergesi olabilir. Trump’ın kampanya bağışlarının yüzde 31,6’sını, Harris’in ise yüzde 42,13’ünü küçük bağışçılar sağladı.
Trump’ın karşı karşıya kaldığı hukuki sorunlar, kampanyasının ana temasını ''derin devlet'' komplosu üzerine kurmasına neden oldu. Bu anlatı, Trump’ın tabanında büyük yankı uyandırdı ve mahkeme süreçleriyle eş zamanlı olarak bireysel bağışlarda ciddi bir artış gözlendi. Nisan ayında gerçekleşen ''Sus Payı'' davasının ardından, mayıs ayında Trump’ın kampanya bağışlarının yalnızca yüzde 4’ü büyük bağışçılardan gelirken, yüzde 30’u 200 doların altındaki küçük bağışlardan oluşuyor.
Demokratlar cephesinde ise bireysel bağışlar, Kamala Harris’in adaylığıyla ivme kazandı. Harris, ağustos ayında topladığı bağışların üçte ikisini ilk kez bağış yapan kişilerden elde etti, toplam bağışlarının çoğunluğu ise 200 doların altındaki küçük miktarlardan oluşuyor. Bu durum, Demokratların tabanını genişletme ve yeni seçmenlerle bağ kurma stratejisinin başarılı olduğunun bir göstergesidir. Seçime günler kala, görünen ve gizli para akışının 2024 seçimlerinin sonucunu şekillendirmeye devam edeceği, seçim sonrasında ise kampanya finansörlerinin taleplerinin gündeme geleceği kesindir.