Şirketler kutuplaşmayla nasıl baş edebilir?
Daron Acemoğlu’nun affına sığınarak harika kitabının başlığından esinlendim bu yazı için. Malum, Prof. Acemoğlu özgürlüğün ve refahın devlet ile toplum arasındaki kırılgan ve dinamik dengenin sürekli gözetilmesiyle sağlanabileceğini söylüyor. Bunu kurumların gelişimi için yatırımcıların öncelikleriyle diğer tüm paydaşların öncelikleri arasındaki bir koridora da benzetebiliriz kuşkusuz. İki duvara da çarpmadan ama belki sürtünerek mesafe alınan bir koridor. Fakat bu yazıdaki gündemim kurumsal gelişimin biraz dışına taşıyor, bu sefer kafayı toplumların içindeki farklı aktörlerle kurumların ilişkisine taktım. Biraz oradan ilerleyelim.
Gerek ülkemizde gerekse dünyada toplumlar giderek kutuplaşıyor. Senelerdir, bu kutupların başat aktörleri dahil herkes kutuplaşmanın sakıncalarından bahsederken bir taraftan da aynı aktörler ateşe odun taşıyor. Bu öyle bir süreç ki bir süre sonra kendi benzerlerini doğuran ve insanları yalana -ama sadece kendi mahallesinin yalancısına- inanır hale getiriyor ve kutuplaşma kendini yeniden üretiyor. Bizim köşemiz toplumsal analiz ve siyaset dışında kalan ancak bu dinamiklerin kurumlara etkisini tartıştırmak isteyen bir yaklaşım benimsiyor malum, o zaman bu kutuplaşmayla şirketlerin nasıl baş edebileceğine bakalım.
"Dergi" Kategorisinden Daha Fazla İçerik
Yazarlar
Çok Okunanlar
-
forbes.com.tr
Dünyanın en zengin 10 insanı (Ocak 2025)
-
-
forbes.com.tr
En zengin Türklerin sıralaması nasıl değişti?
-
-