Sınırların Ötesinde
Gün 493, toplam işlem hacmi 1 milyar 67 bin dolar. Arf’ın kurucuları Ali Erhat Nalbant ve Kazım Rıfat Özyılmaz’ın birbirine sırt sırta yerleştirdikleri ekranlarında, ArfCredit Line’ın günlük gösterge tablosunda yer alan veriler bunlar. “Bizim aylık talebimiz 1 milyar dolar aslında. Ama bu kadarını sağlayabiliyoruz” diyor Nalbant. Çünkü şirketin yatırımcılarından, bankalardan, blockchain dünyasından ve fonlardan sağladığı toplam işletme sermayesi sadece 15 milyon dolar.
Talep o kadar yüksek ki 15 milyon doları çok hızlı bir şekilde sürekli döndürerek milyar doları geçen bir işlem hacmine ulaşabildiler. Aslında bu, toplam pazar içinde çok minik bir pay. 2022 yılında sınır ötesi ödemeler küresel ölçekte 156 trilyon dolara ulaştı. Transferler ise büyük ölçüde hâlâ bankalar arasında ve SWIFT olarak yapılıyor. “Ama para anında gidemiyor, birkaç gün sürebiliyor. Çünkü sınırlar arası para transferleri belli regülatif kurallara bağlı. Sürekli birbiriyle çalışan iki banka arasında bile böyle…” diye anlatıyor Nalbant. İşte Arf, uluslararası para transferi, ticaret ve ödeme hizmetleri veren lisanslı finansal kurumlar için bu sorunu çözüyor.
“Parayı onların yerine biz gönderiyoruz. USDC (USD Coin) kullandığımız için anında gidiyor” diyor Kazım Rıfat Özyılmaz. Arf, ödeme altyapısı olarak tasarlanmış sabit paralar ve Merkez Bankası Dijital Para Birimi (Central Bank Digital Currency, CBDC) üzerinde çalışıyor. Bugün en yoğun olarak kullandığı USDC, Boston merkezli fintech şirketi Circle ve Coinbase Borsası tarafından oluşturulan, değeri dolara eşdeğer bir sabit para. Circle aynı zamanda Arf’ın yatırımcılarından biri.
Konuya hakim olmayan biri için Arf’ın ne yaptığını gerçek bir işlem üzerinden anlatmadan kavramak çok kolay değil. Örneğin Türkiye’de de faaliyet gösteren müşterilerinden biri Avrupa merkezli ve bir para transferi şirketi. Bu şirketin Avrupa’daki müşterileri çoğunlukla Afrika ülkelerine para gönderiyor. Arf, şirketin Afrika’daki iş ortağı olan alıcı finansal kurumun abit para hesabına anında finansman veriyor. Bu şekilde yerel fiyat para birimiyle son kullanıcılara (yani transfer emrindeki parayı bekleyen nihai alıcılara) da anında ödeme yapılabiliyor. Bundan sonraki işlemlerse müşterisi ile Arf arasında: Müşteri Arf’ın Global Hazine Hesabı’na SWIFT veya SEPA kullanarak USD olarak ya da sabitpara cinsinden ödeme yapıyor. Arf genellikle bir ila beş günlük vadelerle açtığı krediyi kapatıp yeni kredi limiti açıyor ve likidite akışı günlük bazda yeni ödeme emirleri ile devam ediyor
Söz konusu örnekteki müşteri için sonuç? Nalbant şöyle anlatıyor: “Şirketin Avrupa - Afrika koridorundaki uluslararası para transferleri iki ay içinde yüzde 27 arttı. Altı aylık büyüme hedeflerine iki ayda ulaşıldı. İnsanlar her gün şirketin Avrupa genelindeki 800 kioskunu kullanarak Afrika ülkelerine para gönderiyor. Ön finansman ve teminat gerekliliği ile karşı taraf riskleri ortadan kalktı.” Ayrıca en önemlisi blokzincir teknolojisi sayesinde bütün yeni teknolojilere rağmen uluslararası para gönderimlerinde halen lider pozisyonunu koruyan Western Union ve MoneyGram gibi köklü ve güçlü bir hazinesi olan kurumlarla rekabet etmeleri de mümkün oldu.
“Arf, blokzincirin sınır ötesi işlemleri nasıl devrim niteliğinde değiştirdiğinin harika bir örneği” diyor Stellar Development Foundation’ın İş Geliştirme Direktörü Jason Chlipala. Stellar ağı, Arf’ın diğer blokzincirlerle ve geleneksel finans altyapısıyla iş birliği yapabilmesini sağlayan, potansiyel ortaklarla dolu bir ekosisteme sahip. Chlipala, aynı zamanda yatırımcılarından biri oldukları Arf’ı, “Müşteriler sınır ötesi ödemelerin daha önce hiç olmadığı kadar hızlı, ucuz ve sorunsuz yapılmasını bekliyor. Arf’ın çözümü, bu beklentilere yanıt veriyor ve yeni pazar oyuncularının işlerini büyütmelerine engel olan gerçek dünya sorunlarını çözüyor” diyerek övüyor.
Şirket 2022 Ekim ayında, Stellar Devolepment Foundation ve Circle’ın yanı sıra aralarında 500 Emerging Europe, United Overseas Bank Venture Management ve Signum Capital’in yer aldığı 20’ye yakın yatırımcıdan 13 milyon dolarlık öz sermaye ve borç finansmanı sağladı. Bu yılın ocak ayında da Türkiye İş Bankası’nın 100. Yıl Girişim Sermayesi Fonu’ndan miktarı açıklanmayan bir yatırım aldılar
Nalbant, daha önce uzun bir süre Türkiye ve MENA’da IBM Microsoft projelerinde yazılımcı olarak çalışmış. “10 yıldır girişimcilik yapıyorum. Son yedi yıldır sadece fintech alanında çalışıyorum” diyor.
Özyılmaz da Nalbant gibi İstanbul Erkek Lisesi mezunu ama ilk tanışıklıkları, fintech- girişim ekosisteminden. Özyılmaz, Boğaziçi Üniversitesi’nde bilgisayar mühendisliği bölümünde doktorasına devam ediyor. “Finans şirketleri kadar ne zor? Hizmet ve servis satmak ve Telekom şirketleri” diyor gülerek. “Ben de ‘Telekom şirketlerini neden denemiyorum?’ diye bir süre onlara ürün yapmaya çalıştım. O da çok iyi gitmedi”. Sonrası Arf’a kadar farklı girişimlerde blokzincir alanında yazılım geliştirme işleri ile devam etmiş.
İkisi de deneyimli birer girişimci olarak her şeye hazır görünüyor. Şimdiye kadar pek çok girişimleri başarısız oldu. Arf’la müthiş bir başarı hikayesi yazabilirler: “Çok heyecanlıyız ama acılar da bitmiyor, sürekli bir tuğla koymak zorundayız” diyor Nalbant.
“Biz çok pis işler yapıyoruz” diyor Kazım Özyılmaz. Nalbant gülerek “Yanlış anlaşılmasın, merdiven altı bir şeyleri kastetmiyoruz” diyerek düzeltiyor ortağını ve açıklıyor: “Bizim servis verdiğimiz şirketler, yani uluslararası para transferi yapan kuruluşlar, bankaların en kötü hizmet verdiği şirketler. Çünkü asıl işleri bu değil. Biz onlara hizmet ediyoruz. Problemlerini çözünce de iş bitmiyor zira aynı modeli milyonlarca yere uygulayamıyorsun. Tek tek ele alıp çözüm üretmeniz gerekiyor.” Özyılmaz da ortağının sözlerini büyük bir ilerleme kat ettiklerini ekleyerek tamamlıyor: “Özellikle bu kadar yenilikçi teknolojilerin finansal sektördeki uygulamasına zemin yaratmak için yasal altyapı ve regülasyona uyumluluk için çok çalıştık. Finansal sektörün kalbinde yenilikçi blokzincir teknolojilerinin dünyaca en net kullanımlarından birini oluşturmamız, ancak 2022’de İsviçre’de regüle bir finansal kurum olmaya hak kazanarak başladı.”
Arf bu yıl sadece İsviçre’de değil ABD, Singapur, Hong Kong ve Dubai’de aktif olacak. Ayrıca İsviçre’de banka olmanın bir alt lisansına terfi ederek, finansal sektör ile blokzincir teknolojisinin kesişimindeki yerini daha da güçlendirecek.
Arf’a 13 milyon dolarlık ikinci yatırım turuna katılmadan önce tohum aşamasında da yatırım yapan 500 Emerging Europe’un yönetici ortağı Enis Hulli’ye göre, “Arf için bundan sonrası çok daha kolay olacak.” Bunun kaç nedeni var: “Sonsuz bir sermaye erişimleri olsa, ulaşabilecekleri işlem hacmini tahayyül edemiyorlar. Hem sistem hem sektör karışık ve anlaması zor. Böyle olunca borç almak da zorlaşıyor. Borç verecek finansal kuruluşlar daha büyük bir geçmiş görmek ve modelin çalıştığından da emin olmak istiyorlar.”
İşte Arf, son bir yıldır o modelin çalıştığını hem de gayet güzel işlediğini göstermiş durumda. Üstelik bir kredi skoru da oluştu. Bu yüzden artık daha fazla borç bulup işletme sermayesini artırıp modeli katlayarak devam ettirmesinin önünde pek bir engel kalmadı.
Nisan ayı ortasında kendileri gibi Circle tarafından desteklenip yatırım alan tokenizasyon platformu Huma Finance ile birleştiler. Kurucu ortağı ve eş CEO’su Erbil Karaman olan Huma Finance ve Arf, “00 Holding” adını verdikleri yapı altında ayrı ayrı faaliyetlerini devam ettirecek.
Bu birleşmeden önce Arf’ın yıllık cirosu 5 milyon dolardı. 2024 sonunda bu rakamın yıllık 20 milyon dolarlara çıkmasını, toplam işletme sermayelerinin 120’ye ve toplam likiditenin de 2,5 milyar dolara ulaşmasını bekliyorlar. Nalbant, “Bir tokenizasyon platformu olan Huma ile birleşerek hızlı, şeffaf ve erişilebilir likidite çözümleri için bir platforma dönüşmeyi planlıyoruz” diyor.
Sermayelerini 120 milyon dolara çıkarmalarında şimdi olduğu gibi blokzinciri ve dijital para odaklı ekosistemlerin katkısı olacak. Ancak çok büyük bir kısmının ABD ve Asya’da iletişimde oldukları büyük banka ve finans kuruluşlarından gelmesini bekliyorlar. Gelirlerini artırmaları ise sadece borç bulup sermayelerini yükseltmelerine değil, buldukları borcun faiz oranıyla, verirken aldıkları arasındaki makasa da bağlı. “Cirolarını artırdıklarında nasıl bir kâr marjları olacak? Bu da değerleme çarpanını çok etkileyecek elbette ama büyüme konusunda bence hiçbir engel yok önlerinde. Bir yerde cam tavan vardır. Her yerde vardır ama onu göremiyoruz” diyor 500 Emerging Europe yönetici ortağı Enis Hulli. Arf unicorn olma potansiyeline sahip bir şirket mi? “Kesinlikle, kesinlikle” diyor Hulli ve ekliyor: “12 - 24 ay içerisinde diyebiliriz.”