;
Eserler üzerindeki telif hakkı koruması süreye bağlı bir hak olup, her ülkenin mevzuatına göre belirlenen süre sonunda eser sahibine tanınan mali haklar sona erer ve eser kamuya mal olur. Kamuya mal olma süreci, eserlerin kolektif mirasın bir parçası haline gelmesini ve böylece nesiller boyunca özgürce evrilerek yaşamaya devam etmesini sağlar. Bu sayede dünya klasiklerinden Beethoven ve Mozart’ın bestelerine, Mona Lisa gibi çığır açan sanat eserlerine kadar pek çok yapıt insanlığın ortak mirası olarak yeni nesillere ilham vermeye devam ediyor.
Avrupa Birliği’nin Dijital Operasyonel Dayanıklılık Yasası (DORA), finans sektöründe dijital risk yönetimini yeniden şekillendiriyor. Siber tehditlere karşı standartları yükselten yasa, bankalardan fintech şirketlerine tüm sektör oyuncularını yakından ilgilendiriyor.
Müzik dünyasında sıkça tartışılan konulardan biri, bir eserin başka bir eserden "esinlenme" mi yoksa "intihal" mi olduğunun belirlenme süreci oluyor. Bir müzik eserinin intihal olup olmadığını anlamak için melodik, ritmik ve harmonik unsurlar detaylı bir şekilde inceleniyor.
Çin, 2024 yılında 990 milyar dolarlık ticaret fazlasıyla rekor kırdı. İhracat yüzde 5,9 artarken, ithalat sadece yüzde 1,1 büyüdü. ABD-Çin ticaret gerilimi artarken, Çin’in küresel üretim gücü ve ihracatı, iç talepteki zayıflığa rağmen büyümeye önemli katkı sağladı. Ancak dış baskılar endişe yaratıyor.
forbes.com.trGünümüz ticaret hayatındaki teknolojik gelişmeler ve ekonomik koşullara bağlı olarak Türkiye’deki ticaret hukukuna ilişkin düzenlemeler de zaman zaman yenileniyor ve güncelleniyor. Bu düzenlemeler, mevcut ve potansiyel yatırımcıların ticaret hayatındaki karar ve stratejilerini değiştirebilecek nitelikte olabileceğinden ve sıkı takip gerektirdiğinden yatırımcıların dikkate alması gereken ve ticaret hayatını etkileyen son yıllardaki önemli değişiklikleri bir araya getirdik.
Pandemi süreciyle birlikte iş hayatında yaygınlaşan uzaktan çalışma uygulaması hem işverenler hem de çalışanlar için birçok avantaj sunuyor olsa da yeni masraf kalemleri de doğuruyor. Peki bu masrafları işverenler mi yoksa çalışanlar mı karşılamalı?
Günümüzde rekabet hukuku uygulamalarında yeni bir eğilim dikkat çekiyor: Popülist Antitröst. Bu eğilim, mevcut rekabet hukuku anlayışının yetersiz kaldığını ve daha geniş bir kamu yararı perspektifinin benimsenmesi gerektiğini savunuyor. Dijital ekonominin yükselişi, değişen ekonomik koşullar ve derinleşen toplumsal eşitsizlikler, bu yaklaşımın güç kazanmasına zemin hazırlıyor.
Son dönemde rekabet hukukunun adını dijital ekonomiyle birlikte sıklıkla duyuyoruz. Sahibinden, Trendyol ve Google gibi dijital platformlar aleyhine açılan rekabet soruşturmaları ve verilen yüksek para cezaları rekabet hukuku dünyasının yanı sıra popüler gündemi de meşgul ediyor. Üstelik bu durum, sadece Türkiye’ye özgü değil.
Günümüz ekonomisinde, fikri mülkiyet hakları, işletmelerin sürdürülebilir bir ekonomik büyüme hedefi ve küresel piyasalarda rekabet edebilmeleri için kilit bir rol oynuyor. Türkiye’nin de sürdürülebilir bir ekonomik büyüme ve yenilikçi bir toplum hedefi için, fikri mülkiyet bilincini daha yaygın hale getirmesi gerekiyor.
Yapay zeka (YZ), hızla gelişen ve iş dünyasında geniş çapta kullanılmaya başlayan teknolojilerden biri olarak dikkat çekiyor. Hem kamusal hem de özel sektörlerde yaygın kullanım alanı bulan yapay zeka, Türkiye’de de önemli bir gündem maddesi haline gelmiş durumda.
Teknolojik gelişmelerin, ticari reklamların oluşturulma ve tüketicilere sunulma şekillerinde çeşitlilik gösterdiğinin farkında olan Reklam Kurulu; oluşturulma şekli ya da yayımlandığı mecradan bağımsız olarak, tüketicilerin satın alma kararlarını doğrudan veya dolaylı olarak etkileyen, yapay zeka tarafından oluşturulan içerikleri gündemine aldı.
İlaç endüstrisi, yapay zeka destekli buluşları, yalnızca ilaç etkin maddesi geliştirmekte değil, günlük operasyonlarının tümüne adapte ederek 250 milyar dolarlık bir pazara erişebilir.