Kahve Simyacısı
Espressolab ile ilgili sosyal medyadaki en komik ve çok paylaşılan şakalardan biri, mimari olarak değerlendirmesi zor küçücük bir alan için “Nasıl değerlendirelim, fikri olan?” sorusuna “Espressolab açın” diye yanıt verilmesi. Son iki yılda mağaza sayılarının hızla artıp ve özellikle İstanbul’da (şu anda 124 şube ile) çok daha görünür olması, dikkatleri kahve zincirinin üzerine çekti:
“Espressolab zinciri kimin acaba?” “Espressolab dünyayı ele geçirecek diye korkuyorum.” “Ne Espressolab’miş arkadaş.” Şirketin büyüme nedenlerine ilişkin, bilgiden çok zanna dayanan olumsuz yorumlar çoğunlukta.
Espressolab’in kurucusu Esat Kocadağ, X’de, şirketin hızlı büyümesinin ancak iktidar desteği ile mümkün olduğunu ima eden yorumlara zaman zaman aynı platformdan yanıt yazıyor: “Bilseydim arkamda birileri var, 19 yıl çalışmazdım :)” Forbes’un bu konudaki sorusunu ise şöyle yanıtlıyor: “Şununla ortak, bununla ortak, arkasında hükümet var falan diyorlar. Böyle soranlara ben de hep şey diyorum; ağabey, biz yol ihalesi, köprü ihalesi mi alıyoruz? Kiraladığımız her yer özel şahıslardan. Üstelik inanılmaz kiralar vererek kiralıyoruz. Hani nasıl bir destek? Hiçbir şekilde bir teşvik de almadık. Bu sanki bana biraz haksızlık gibi oluyor.”
Kocadağ, Espressolab’le ilgili her türlü rakamsal bilgiyi (ciro, kârlılık, hedefler) hiç çekinmeden açık yüreklilikle paylaşıyor. Kendisine yöneltilen her soruyu da büyük bir nezaketle yanıtlıyor. Ağabeyi Emre Kocadağ’ın yönetimindeki aile şirketi Kocadağ İnşaat’ın, eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’a ait Bayraktar İnşaat ile birlikte İstanbul’un en merkezi yerlerinden biri olan Barbaros Bulvarı’ndaki Barbarossa projesinde nasıl olup da ortak olabildiği gibi...
ESPRESSOLAB KİMİN?
Espressolab’in yönetimi Esat Kocadağ’da ancak şirketi birlikte kurduğu ağabeyi Emre Kocadağ ve kendisinden sadece bir yaş büyük dayısı Arif Kocadağ ile eşit ortaklar. Ailenin otel, inşaat, Emirgan Sütiş, Sütiş Fabrikası gibi diğer işlerinde de tüm aile fertleri (ağabeyi, iki kızkardeş babası ve annesinden oluşan) hissedar. Ancak inşaat ve otellerin yönetimi ağabeyinde. Emirgan Sütiş’e gelince… “Orası annemin kontrolünde orada en çok onun sözü geçer” diyor Esat Kocadağ. Ağabeyi ve kendisi işlerde aktif hale gelince, babası Mevlüt Kocadağ, kendisini emekliye ayırıp, yılın yarısını Artvin’de arıcılık yaparak geçirmeye başlamış. “Onun boşluğunu annem doldurdu. Tabii yüzde 100 işlerin içinde değil ama çok aktiftir ve söz sahibidir. Herkesin biraz korktuğu bir karakterdir” diye anlatıyor annesi Emine Kocadağ’ı.
Gıda sektöründe 150 yıldır faaliyet gösteren bir ailenin ferdi (dedesinin babasının Batum’da ekmek fırını varmış ve gıda işi ondan da önceki jenerasyonlardan başlıyor). Ağabeyi Emre Kocadağ ile birlikte ilk gençlik yıllarından bu yana aile işinde pişen biri olarak, bu alandaki başarısının sorgulanması onu şaşırtıyor. Ama aslında bu başarı, özellikle de Espressolab’in Merter’de açtığı (sadece Türkiye’nin değil, 6 bin metrekarelik alanı ile Avrupa’nın da en büyük) kahve deneyim merkezinin gördüğü ilgi kendi ailesini de çok şaşırtmış. “Ailenin en aptalıyken birden en akıllısı oldum” diyor.
Günde 11 binden fazla misafir ağırladıkları Merter, sinema salonu, bahçesi, toplantı odaları, deneyim merkezi ile gerçekten görülmeye değer… Uzun süre böyle bir yer açmak hayaliyle bacası da olan eski bir fabrika aramış. Espressolab’in kendi işlettiği diğer şubeler gibi burada da kiracılar. 10 yıllık bir kira sözleşmesi imzaladıktan sonra mimarlığını kuzeni Bilgehan Şenel’in yaptığı Merter’i son haline getirmek 14 aylarını almış.
Espressolab’in Türkiye dışında 11 ülkedeki 55 şube ile birlikte 245 şubeye ulaşması ise 10 yıl sürdü. Günde 300 bin kişinin ziyaret ettiği Espressolab’lerin 2023 yılı cirosu 91 milyon dolar oldu. Franchise’lar hariç sadece kendilerine ait mağazalarının cirosu ise 2023 yılı sonunda 40 milyon dolar oldu. Şu anda kendilerinin işlettiği 22 şube var. Bu yılın sonunda bu sayıyı 25’e çıkarmayı hedefliyorlar. Hedeflerine göre, FAVÖK’leri de yaklaşık iki kat artacak; FAVÖK marjları da yüzde 22’den yüzde 29’a yükselecek.
Yani Espressolab’lerin sayısı arttıkça kârları da kâr marjları da yükseliyor. Her yıl kendilerine ait beş - altı mağaza açmaya devam ederken, franchiseların sayısını hızla artırmaya devam etmeyi hedefliyorlar. Espressolab açacak yeni boşluklar görürseniz haber verin! Çünkü mağaza sayısını gelecek yıl 511’e 2026’da 685’e çıkarmayı planlıyorlar. En büyük rakipleri Starbucks’ın, Türkiye’nin 58 ilinde toplam 707 mağazası var.
Kocadağ, Türkiye’de Starbucks’ı geçmeye kararlı. “En az beş kat daha büyüyeceğiz. Normalde bizim planımız beş yılda bin şubeye ulaşmak. Ama hani böyle giderse belki üç yıla falan düşebilir bu.” Şu anda üç günde bir Espressolab mağazası açılıyor. “Bir ayda 20 franchise verdiğimiz, bir günde yedi dükkan açtığımız bile oldu” diyor Kocadağ ve ekliyor: “Bir dahaki seneki hedefimiz de iki günde bir mağaza açmak.”
AİLE İŞLERİ
Aileye ait şirketlerin (kendilerine ait kısmının) 2023 yılı cirosu 1,8 milyar TL. Bunun içerisinde Sütiş Üretim Fabrikası da var. Bu fabrika Emirgan Sütiş’lerin yanı sıra Espressolab’lerin de ürün tedarikini sağlıyor ve şu anda aylık 60 milyon TL civarındaki cirosunun büyük bir kısmı da Espressolab’lerden geliyor. “Beylikdüzü’ndeki fabrikamız 6 bin metrekareydi. Aynı büyüklükte bir yer daha tuttuk. Süt bölümünü tamamen oraya taşıyacağız. Diğer tarafta sadece pasta ve cheesecake üretimi kalacak” diyor Kocadağ. Espressolab’lerin günlük 19 bin 700 litrelik süt ihtiyacının büyük kısmı ve peynir üretiminde kullandıkları sütü, Esat Kocadağ’ın 2014 yılında Kırklareli Vize’de kurduğu çiftlik karşılıyor. Kocadağ, burayı Emirgan Sütiş için ihtiyaç duydukları manda sütüne sürekli daha yüksek fiyatlar ödemek zorunda kalınca kurduğunu anlatıyor.
BARBAROSSA
Esat Kocadağ’ın ağabeyi Emre Kocadağ’ın yönetimindeki Kocadağ İnşaat, Barbaros Bulvarı’nda İstanbul’un en büyük yeni inşaat projelerinden biri olan 20 dönüm arazi üzerine kurulu Barbarossa’da, eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın inşaat şirketi Bayraktar İnşaat ile ortak. Esat Kocadağ, bu ortaklığın yakın ilişkiler dolayısıyla olmadığını söylüyor: “Kaderin bir cilvesi mi dersiniz ne dersiniz bilmiyorum ama oradaki ortaklık abimin yıllardır görüşüp tanıdığı Abu Dabi’deki bir aile dostu vesilesiyle gerçekleşti. Bu tanıdığının Petrol Bakanı olan abisi 15 -20 sene önce Barbaros Bulvarı’nda şimdi projenin yapıldığı yerde 40 kadar daire almış. Yeni bir proje yapabilmek için eski sahiplerinden imza toplayıp onay almak gerekiyor. Bunu yapan abim oldu. Yani Petrol Bakanı’na ulaşan ve bu 40 daire için onay alan kilit kişi abim.” Ortaklık da bu vesileyle gerçekleşmiş.
Espressolab ayda 400 ila 450 franchise başvurusu alıyor. Başvuruların sadece yüzde 2’si kabul ediliyor. “Çok az veriyormuşuz, oranı duyunca biraz kötü oldu. Daha fazla vermemiz lazım” diyor. Türkiye dışında bu tablo hızla değişebilir ve çok hızlı ilerleyebilirler. Şu anda en fazla Espressolab şubesi bulunan ülke 15 şube ile Mısır. İkinci sırada 13 mağazalarının bulunduğu Fas var. Oradaki Espresolab franchiselarının sahibi, ülkenin eski Başbakanı ve Akwa Group’un büyük ortağı Aziz Akhannouch. Ailesi ile birlikte Forbes’un milyarderler listesinde 1,5 milyar dolarlık servetiyle yer alıyor. Güney Afrika’daki iki mağaza ise kendilerine ait. Portekiz Lizbon’da da ilk Espressolab’i kendileri açmış. Portekiz, 500 bin euro yatırım yapıp beş kişiye istihdam sağlayanlara ‘golden vize’ veriyor. “Biz de orada bu yönde franchise verip büyümek istiyoruz” diyor Kocadağ.
Fas, Ürdün, Almanya, Mısır, Dubai, Irak, Libya, Lübnan, Kosova, Bahreyn, Kuveyt ve Umman’da açılmayı bekleyen 61 mağaza var. “Henüz Suudi Arabistan’da yokuz. Daha orada franchise vermedik. İki büyük firmayla görüşüyoruz. Beş yıl içinde 100 dükkan açmalarını bekliyoruz. Daha Çin var… Derken hani böyle hikaye bir anda değişebilir. Türkiye’de hızımız belli ama yurt dışından böyle kuvvetli firmalar gelip master franchise alırlarsa...” İşte o zaman dünyada da “Who owns Espressolab?” (Espressolab kimin?) diye soran çok olacak.