Arama

Dijital Hesap

Yeteneklerin keşfedilme mekanı sosyal medya ve dijital mecralar, şarkıcı gelirlerinde şimdilik küçük bir paya sahip olsa da yılda ortalama iki kat büyüme hızıyla yüksek potansiyel barındırıyor.

04 Ekim 2024, 12:01 ÖS GÜNCELLENDİ
Dijital Hesap

Kendi şarkılarını yazan ve besteleyen iki kuzen Gökhan Türkmen ve Serkan Söylemez, Hayalet Sevgili şarkısıyla tanınan İrem ve Grup 84’ün seslerini sanal ortamda kısa sürede kitlelere ulaştırdığını görünce, “Neden biz de denemiyoruz?” diye düşündüler. 2004’te bir gece en sevdikleri şarkıları “Büyük İnsan”ı birkaç forum sitesine yüklediler. Parça müzikseverlerin dikkatini çekti. Pek çok kişi şarkıyı bilgisayarına indirdi ve arkadaşlarına tavsiye etmeye başladı. “Büyük İnsan” şarkısı için hayranları tarafından hazırlanan videolar, YouTube’da birkaç ayda 5 milyondan fazla izlendi -ki bu sayı o yıllarda bugünkü gibi yaygın olmayan YouTube için neredeyse rekordu. Birkaç şarkı daha yüklediler ve onlar da benzer izlenme rakamlarına ulaştı. Gökhan Türkmen’in dijital dünyadaki bu başarısı ünlü aranjör, besteci ve prodüktör Aykut Gürel’in dikkatini çekti. Altısı İnternet aleminde epeyce dolaşmış, tamamının bestesi ve sözü Türkmen ve kuzenine ait 11 şarkılık albüm Aykut Gürel prodüktörlüğünde kızının ismini taşıyan yapım şirketi İrem Records etiketiyle 2008’de yayınlandı. Profesyonel müzik dünyasına adım atan 1983 doğumlu Türkmen kendi şarkılarını yazmaya, albümler çıkarmaya devam etti, konserlerin aranan yüzü haline geldi. Yaptığımız hesaplamalara göre 2023’te konserlerinden 3 milyon 485 milyon euro ciro elde etti ve ‘Konser Zenginleri’ listemizde sekizinci sıraya yerleşti.

YouTube, Spotify ve benzeri dijital mecralar, 2000’li yılların başından beri bu kanallar aracılığıyla yıldızlaşan ilk isimlerden olan Gökhan Türkmen gibi ünlü olmak isteyen gençlerin ilk durağı. YouTube’a 2006 - 2023 arası yüklenen video sayısı 13 milyardan fazla. 2023’teyse 4 milyarı aşan yeni videoyla rekor kırıldı. Spotify’a günde 100 bin şarkı yükleniyor. Dünyanın en iyi sesi bile bu kalabalık içinde kaybolup gidebilir. İşte burada da genç yeteneklerin imdadına Mü-Yap Genel Koordinatörü Bülent Forta’nın “müzik kruvatörleri” diye tanımladığı yetenek avcıları yetişiyor. “Çağımız kruvatörler çağı” diyor Forta ve müzik dünyasında kruvatörlük meselesini şöyle özetliyor: “Bize o kadar çok şey sunuluyor ki alanında uzman birilerinin bizim adımıza seçim yapması gerekiyor. Fazıl Say ya da Bülent Ortaçgil bize birini önerdiği zaman bizim için tamamdır. ‘Acaba yetenekli midir bir de biz bakalım’ diye düşünmeyiz.”

Müzik yapım şirketleri de yeni isimler bulabilmek için sosyal medyada yetenek avcılığı yapan profesyonellerle çalışıyor artık. Örneğin DMC (Doğan Music Company) çalışanlarından beş kişinin tek görevi, gece gündüz sosyal medyayı ve dijital platformları tarayıp yeni yetenekler aramak. DMC CEO’su Samsun Demir son 10 yılda çıkan yeni yeteneklerin yüzde 75’inin bu yöntemle keşfedildiğini söylüyor. Ayrıca DMC’yle çalışan aranjörler Ozan Çolakoğlu, Ersay Üner, Onur Özdemir, Emrah Karaduman, İskender Paydaş ve Özkan Meydan gibi isimlerin bulduğu yetenekler şirketin kapısından geri çevrilmiyor.
 

Yeni nesil yetenek avcılarının radarına takılan şarkıcı adaylarının ilk durağı olan müzik yapım şirketleri, sanatçının kariyer inşa sürecinin ilk ve en önemli basamağı. Menajerlik, prodüksiyon, tanıtım, satışpazarlama, dijital mecralara dağıtım, yurtdışı açılımları hatta özel hayatının dizaynı bile sözleşme imzalandıktan sonra müzik yapım şirketinin kontrolünde oluyor. Türkiye’de şarkıcılar ve yapım şirketleri için dijital mecralarda para kazanma altyapısının düzenlenmesi Mü-Yap öncülüğünde başlatıldı. Dijital döneme uyum çalışmalarının ilk adımı 2011’de telefon operatörleri ve onlara hizmet veren şirketlerin ses uygulamalarının lisanslanması oldu. Bunu Fizy ve Türk Telekom gibi şirketlerin indirme (downloading) uygulamaları takip etti. Streaming (Dijital dinlenme sayısından elde edilen gelir) teknolojisinin gelişmesiyle YouTube, Spotify, Deezer, Apple Music gibi dünya markalarıyla meslek birlikleri arasında lisans anlaşmaları imzalandı. Firmalar eliyle sürdürülen anlaşmalar sonucunda müzik yapımcıları dijital gelir de elde etmeye başladı.


IFPI’nin (Uluslararası Fonografik Endüstrisi Federasyonu) global müzik raporuna göre 2023 yılında Türkiye’de streaming yani dijital platformlardaki dinlenmelerden elde edilen gelir bir önceki yıla göre (37,8 milyon dolar) yaklaşık iki katı artarak 75 milyon dolar oldu. Buna fiziki satışlar (CD ve plak), temsili alan (kafe, restoran AVM vb. alanlardaki müzik yayınları) ve senkronizasyon (filmlerde, reklamlarda arka planda çalan müzik) gelirleri de eklenince Türkiye’nin dijital gelir, fiziki satış ve telif ücretleri toplamı geçen yıla oranla iki kata yakın büyüyerek 88 milyon dolara yükseldi. Bu rakam 2022’de 45 milyon dolar, 2019’daysa sadece 11 milyon dolar civarındaydı. Fiziki satış gelirleri ise 2023’te 3,5 milyon dolarda kaldı. Bunun 3,3 milyon dolarını plak satışları oluşturdu. Yani 200 bin dolarlık satış ile CD devri henüz kapanmamış olsa da son nefesini vermek üzere.

Müzik sektöründe dijital platformların lehine yaşanan bu değişim müzisyenlerin de yüzünü bu alana dönmesine neden oldu. “Önce albümüm çıksın sonra klip yaparım” devri kapandı. Artık şarkıların lansmanı doğrudan dijital platformlar aracılığıyla yapılıyor. Örneğin Zeynep Bastık’ın Mabel Matiz imzalı “Lan” şarkısı mart ayı başında YouTube, Spotify, Apple Music gibi uluslararası dijital platformlara aynı anda yüklendi. Kısa sürede YouTube’da Türkiye’ye ait “En Popüler 100 Müzik Videosu ve En Popüler 100 Şarkı” listelerinde bir numaraya yerleşti. YouTube izlenme sayısı iki ayda 90 milyonu geçti. Spotify’daysa aynı sürede 73 milyonun üzerinde dinlenmeye ulaştı. Ancak şarkıcının bu başarısı YouTube ya da Spotify’dan çok yüksek kazançlar elde ettiği anlamına gelmiyor. YouTube platformu, her bin izlenme sayısı için ortalama 0,5 ila 2 dolar arasında ödeme yapıyor. 1 milyon izlenme oranına ulaşan bir kullanıcı, 4 bin dolarla 40 bin dolar arası kazanç elde ediyor. Kazanç aralığının bu kadar açık olmasının iki nedeni var; abonelik şekli ve hangi ülkeden izlendiği. Türkiye, YouTube Premimum üyelik ücretleri en düşük ülkeler arasında. Bu da izlenme başına yapılan ödemenin en alt limitten hesaplanması anlamına geliyor. Bu durumda Zeynep Bastık “Lan” şarkısı için tüm YouTube izlenmelerini Türkiye ve benzeri düşük abonelik ücreti olan ülkelerden aldıysa 90 milyon gösterim sayısı için ortalama 360 bin dolar, ücretlerin yüksek olduğu Avrupa ülkelerinden aldıysa 3 milyon 600 bin dolar gelir elde etmiş olacak.

Digital Music News’ın araştırmasına göre de Türkiye’de, Spotify abonelik ücreti 1,87 dolarla dünyanın en ucuz ülkeleri arasında. Bangladeş, Mısır, Arjantin gibi sadece birkaç ülke listede Türkiye’nin altında. Spotify Premium, 1,51 dolarla en ucuz Arjantin’de. Danimarka ise 15,84 dolarla en pahalı ülke. Avrupa ülkeleri abonelik ücret ortalamasıysa 10 dolar civarı. Türk sanatçıların yüksek streaming aldığı Almanya’da ise 11,91 dolar. Kaba bir hesaplamayla plak şirketlerinin ve sanatçıların Türkiye’den 1 milyon dinlenmesi geliri neredeyse Almanya’nın 100 bin dinlenmesine eşit. Dijital mecralar sadece keşfedilmek için bekleyen yeni yeteneklerin değil, eski repertuarların da kurtarıcısı oldu. Bülent Forta, “Eskiden arz edilenle müzik mağazalarının fiziki kapasitesi örtüşmüyordu, dolayısıyla ölen repertuarlar vardı” diyor ve ekliyor, “1970’lerin bir şarkısını aramak için ya çok niş bir markete gitmek ya da bütün İstanbul’u dolaşmak zorundaydınız. Dijital imkanlarla bizim ‘back katalog’ diye ifade ettiğimiz, dünyanın bütün eski müziklerine ulaşabileceğimiz market ve bunun yarattığı ekonomi var artık.”
 
Son 20 yılda eski şarkıları, yeni çıkanları, dünyaya açılmayı hedefleyenleri dünyanın her yerindeki dinleyiciyle buluşturan dijital dağıtım şirketleri ortaya çıktı. Bu şirketler şarkıların YouTube, Spotify, Deezer, Apple Müzik, Fizy, Muud gibi dijital mecralara dağıtımı, tanıtımı, reklamı vb. faaliyetleri gerçekleştiriyor. Çoğu dijital müzik dağıtımcısı gelirler üzerinden yüzde 15 - 25 oranında komisyon alıyor. Bazıları ise kullanıcılara aylık veya yıllık paket satarak, sıfır komisyonlu dağıtım yapıyor.

Dijital dağıtımcılarla Türkiye’deki ilk anlaşma 2006’da Mü-Yap tarafından o zamanlar 73 ülkede 1 milyon adetten fazla müzik eserinin dijital haklarına sahip olan dünyanın en büyük dijital müzik dağıtımcısı The Orchard ile yapıldı. Bu anlaşmayla Mü-Yap’a bağlı müzik yapımcılarının dijital ortama aktarılmış yaklaşık 80 bin Türkçe eseri, İnternet’teki iTunes, MSN, Napster, Yahoo, Sony, Virgin gibi 125 dijital müzik mağazası ve dünya genelindeki 200 GSM operatörü üzerinden satın alınabilecek hale geldi. Pazardaki sanatçıların müziklerini küresel izleyicilere satmak amacıyla 1997 yılında New York’ta kurulan The Orcard, 2015 yılında Sony Music tarafından satın alınınca fiziksel ve dijital dağıtımın güçlü oyuncusu konumuna geldi. Geçen şubat ayında, 13 Grammy ödülü sahibi Michael Jackson’ın müzik kataloğunun sadece yarısının Sony Music tarafından 600 milyon dolara satın alındığını hatırlatmak, “back katalog” pazarı hakkında sağlam bir ipucu veriyor. Amerikalı ünlü rock şarkıcısı Bruce Springsteen de 2021’de tüm albümlerini ve müzik haklarını 500 milyon dolara satmıştı.
 
Fransa’da 15 yıl önce kurulan ve piyasa değeri 1 milyar euro’nun üzerine çıkan Believe Music de 2012’den beri Türkiye pazarında faaliyet gösteriyor. Kısa sürede dünyanın en büyük dijital dağıtımcıları arasına giren Believe, 2020’de DMC’nin yüzde 60’ını, şirketin dijital platformu NetD’nin de tamamını 23,4 milyon dolara satın aldı. Yapılan anlaşmaya göre ilk ortaklığın üzerinden dört yıl geçmesi şartıyla 2026’ya kadar Believe’in DMC’in yüzde 100’ünü satın alma hakkı var

KONSER DÜZENLEME KILAVUZU

Dijital mecralar, gelir yaratmak ve yeni yetenek keşfetmenin yanında organizasyon şirketlerine de seyirci analizi yapma imkanı veriyor. Uluslararası konser organizasyonu yapan Musicarium kurucusu İpek İyier, dijital platformlardaki bir sanatçının izlenme oranları, izleyici profilleri veya hangi bölgeden, ne kadar takipçisi olduğu gibi bilgilerin konser organize ederken kendilerine kılavuzluk yaptığını söylüyor. İpek İyier, yapacakları konserleri belirlerken Spotify, YouTube ve Google’dan ulaştıkları verileri değerlendirdiklerini belirterek, “Örneğin o şarkıcının Google’da ismi en çok hangi şehirlerde aranmış, Spotify’da hangi kitle en çok dinlemiş, YouTube’da en çok hangi şarkısı izlenmiş gibi verilerden hareketle şarkıcının hedef kitlesi nedir, kaça bilet satmalıyız, konser ayakta mı olmalı, oturmalı düzen mi olmalı gibi analizler yapıp konseri öyle organize ediyoruz” diye anlatıyor. İpek İyier, dijital veriler doğrultusunda bu yıl Berlin’de Buika, Bakü’de Simge, İstanbul Zorlu PSM’de de Monica Molina konserleri düzenleyecek. 
 


"Haberler" Kategorisinden Daha Fazla İçerik